Biz insan denilen varlığın nefs+ruhtan oluşmadığını(parça anlamında bir yaklaşımı kabul etmediğimizi)dile getirdim.Ve azabı da mükafatıda görecek olanın nefs olduğunu,ruh'un verilmedigini ÜFLENDİGİNİ metne bağlı kalarak dile getirdik. Tasavvuf ehli bir arkadasimız olarak bu inceligi bildiginizi düsünüyorum.
İste bu bağlamda metne bağlı kalarak hareket etmeye gayret ediyor ,yorum yaptığımızda da yorum oldugunu dile getiriyor "murad budur" demiyor anladıgimiz budur diyoruz...
Sevgili Fakr kardeşim, yanlış anlama seni severim. Bu konularda iddialı konuşacak da değilim. Çünkü itiraf ederim ki çok fazla bilgim yok. Dediğiniz gibi, murad budur demiyor, anladığımız bu diyorum.
nefs+ruh meselesine gelince... Anladığımızı söyleyelim. Sizinle muhabbet etmeyi seviyorum. Tüm cahilliğimi ortaya döksem de sohbet edeceğim.
İnsan ruhla beraber insan diye düşünüyorum. Çünkü sadece nefs, insanın hayvan tarafı.
Yunus'un dediği gibi;
Ölen hayvan imiş, aşıklar ölmez...
Ruh üflendikten sonra insan hayat buluyor. Ahmet Hulusi'nin bir eserinde şöyle okumuştum. Aklımda kalanları paylaşayım:
''İnsan anne karnında iken beyin oluştuğunda, beyin dalgalarının yaymaya başladığı enerjiden sonra 22. günde kalp atmaya başlar. Yani ruh üflenmiştir artık. Yani ruh dediğimiz enerji, 22. günde beyin dalgalarının yaydığı enerjiyle vücudu sarıyor.''
Şimdi bu bilimin açıklamaları. Eğer bu doğruysa, ruh; beyin dalgalarının yaydığı enerjiyle oluşuyor. O zaman da ruh, insanın bedeniyle birlikte insan olur. Ruh beyne bağlı olduğundan, insan bedeniyle ne işlerse, kaset gibi ruhuna kayıt eder. Öldükten sonra da bedenin ortada olmasına gerek yok azap çekmesi için. Çünkü tüm günah ve sevapların kayıt edildiği bir ruh var ortada. Yani insanın kendisi.
Ben sadece anladıklarımı söylüyorum, yanlışım vardır muhakkak, bilgisi olan varsa paylaşsın ki aydınlanalım.
Nefs denilen olay nedir?
Nefsin yeri vücutta tam olarak nerededir? Bildiğim kadarıyla alnın tam arkası. Belki de alın yazısı demeleri bundandır kim bilir. Çünkü nefsdir insanın kaderini çizen. ''İnsana kazandığından başkası yoktur.''
Günümüz teknolojisini de kullanarak beyni anlamaya çalışırsak... Beyin bir çeşit bilgisayardır. Bu bilgisayarın beyni ise alnın tam arkasında. Nasıl bir format yüklersen, bedeni öyle idare eder. Yapılanlar ise ruha an be an kayıt edilir. Yani günah da sevap da... Bu konuda insanın(nefsin) önüne her durumda iki seçenek gelir. İyi ve kötü. Tercihini yapar ve uygular. Yaptığının da ödül ve cezası anında ruha yüklenir. Çünkü öldükten sonra nefs toprak olacaktır. ''Allahu Teala Seriül Hisaptır. Ceza da mükafat ta anında ruha kayıt edilir.
Nefs torak olsa da ruh ölmez. Tüm kayıtların yükünü taşır. Ya azap olarak acı verir, ya da mükafatını yaşar. Öldükten sonra mezarda Münker Nekir ruhu kabrinde oturtur, bedeni değil.
O zaman nefs insanın kendisidir, ruh ayrıdır demek pek mantıklı gelmiyor.
Ruh üfledik derken, başka bir mekana üfleme şeklinde değildir. Çünkü başka bir mekan yok zaten. O'ndan başka her şey La'dır.
Ben sadece muhabbet edelim diye açtım. Yoksa ben alim falan değilim. Varsa bir alim bizi aydınlatır. Sadece tefekkür yapıyoruz. Rabbim doğruyu bulanlardan eylesin...
Selametle...