Alim, arif, vali!

mostar

Profesör
Katılım
6 Ara 2009
Mesajlar
1,011
Tepkime puanı
244
Puanları
0
ALİM, ARİF, VALİ!
23102.jpg

Ermeniler Ayni'yi niçin severler?
Mehmet Ali Ayni çok yönlü bir isim. Mutasarrıflık, valilik, müderrislik, profesörlük yapmış ehl-i irfan bir âlim, bir idareci..

05 Ocak 2011 Çarşamba 12:30
Mehmet Ali Ayni çok yönlü bir isim. Mutasarrıflık, valilik, müderrislik, profesörlük yapmış ehl-i irfan bir âlim, bir idareci. Bu yüzden karmaşık ve zorlu bir dönemi anlattığı hatıralarını okumak gerek.
23103.jpg

Mehmet Ali Ayni: Türk Ahlâkçıları, Şeyh-i Ekber’i Niçin Severim?, Tasavvuf Tarihi, Felsefe Tarihi gibi önemli eserlerin müellifi. Babanzade’yle yeni bir felsefe dili kurmak gibi önemli bir işe girişmiş.
Yeditepe Yayınları’ndan çıkmış Hatıralar’ını okurken daha çok bir muallim, bir maarif müdürü, mutasarrıf vekili, mutasarrıf ve vali olarak karşılaştığı zorluklar ve yaptığı hizmetlere şahit oluyoruz. Onlarca memlekette vazife yapmış. Sultan Abdülhamid devrindeki uygulamaların hassasiyetlerinin oluşturduğu olumsuzluklardan hoşnut değil. İkinci Abdülhamid’in aşırı evhamlarının sebep olduğu tutarsızlıklardan muzdarip. Belirsizlikler O’nu da biraz korkutuyor. Satır aralarında bu durumlardan şikâyet ediyor.
23104.jpg
Ermeniler şerefine ziyafet vermişler

Fakat sert bir şekilde de Sultan’ı eleştirmiyor. Zaten anlaşıldığı kadarıyla İttihaçılar’a da intisap etmemiş. En azından kendisi sessiz geçiyor bu konuyu. Fakat başarılı, iş bitirici, hakkaniyetli ve ilm-i siyaseti iyi bildiğinden her dönem kendisine çeşitli görevler tevdi edilmiştir. Mesela gittiği yerlerde yüzlerce okul inşa ettirmiştir. Zekâsıyla, ilmi derinliğiyle, cesaretiyle sulh ve sükûnu sağlamıştır. Bu yüzden imparatorluğun onca yerinde çok sevilen ve saygı gösterilen bir idareci olmuştur. Hatta Lazkiye, Kesep ve Halep civarındaki Ermeniler için aldığı tedbirler, onlara sağladığı olanaklar sayesinde Ermeniler’in sevgi ve saygısına dahi mazhar olmuştur. O kadar ki İstanbul’a geldiğinde Burgaz Ada’da şerefine mükellef bir ziyafet tertip etmişlerdir.
Abdülhamit değil, Talat Paşa onu görevden almış
23105.jpg

Mehmet Ali Ayni’nin Hatıralar’ını okurken Osmanlı’daki hareketliliği, tedirginliği, karmaşayı, belirsizliği hissetmemek mümkün değil. Maslahat için affedilen suçlular, güçlüler, halkın zor yaşamı, kişisel kızgınlıklar, gâvurların imparatorluk üzerindeki etkileri, yöneticiler arasındaki bilek güreşleri eşliğinde ilerleyen bir yaşam. 1889’dan 1913’e dek süren idarecilik serüveni Trabzon valisi iken sonlandırılır. Kendisini görevden alan kişi İttihatçılar’ın güçlü ismi Talat Paşa’dır. Bir yemekte Talat Paşa’ya yönelttiği bir eleştiri, İstanbul’a ulaşıncaya kadar dallanıp budaklanmış ve böylece idarecilikten ayrılmak zorunda kalmıştır. II. Abdülhamid’den gelebileceğini düşündüğü zarar, hafif bir şekilde de olsa İttihatçılar’dan südur etmiştir. Kaderin garip cilvelerinden…
Acaba Cumhuriyet dönemini nasıl anlatıyor?
23106.jpg
Ayni 1913’den sonra daha çok ilmi sahada hizmetlerine devam etmiştir. Özellikle Darülfünun’da verdiği derslerle hikemi dilin pozitivist ve materyalist felsefe altında ezilip yok olmaması için gayret sarf etmiştir.
İnsan, kitabı bitirdikten sonra şunu merak ediyor: Acaba 1945’de değil de, mesela 1960’larda vefat etmiş olsaydı Cumhuriyet Dönemi’ni nasıl anlatırdı? Galiba en iyisi bu döneme nasıl baktığının ipuçlarını diğer kitaplarında aramak. Mesela Darülfünun Tarihi’nde, Ateizm Aynasında Tevfik Fikret'te ( Reybilik, Bedbinlik, Lailahilik Nedir? )… Hakiki ismini parantez içinde verdiğimiz bu kitabı, 1927’de basılmış ilk olarak. Bu tarih önemli. Tamam, önemli de… Ne demek bu reybilik, bedbinlik, lailahilik? Ömer Faruk Dönmez’in muzdarip ve mümin kahramanı Hamza gibi diyelim biz de: Sözlüğe bakmak gerek kardeşlerim! Daha doğrusu lugate!


Mustafa Nezihi
 
Üst