Bazıları içine düştükleri çelişkiyi farkeder mi bilmem.
*
Eş cinseller D.İ.Başkanı hakkında suç duyurusunda bulunmuşlar!
Bir kısım müslümanlar(!) da vay efendim biz neden harekete geçmiyoruz diyerek tepkilerini dile getiriyorlar.!
Müslüman toplumlar tahkik ehli olmayıp, taklid ehli olduklari için dostluklarına olduğu gibi, düşmanlıklarına da gözü kapalı tepki gösteriyorlar.!
Eş cinsellerin yaptıkları; hiç tartışmasız, Allah'ın lânetlediği, iğrenç, fıtrata aykırı aşağılık fiilerdir.
Bir tarafıyla toplumu ifsad eden tarafı varsa da netice itibariyle şahsi taşkınlık ve günah içeren aşağılık davranışlardır.
Bu fiilerin faillerine karşı doğal olarak her müslüman tepki verir vermesi de gerekir.
Bu tepki eş cinsellere karşı verilirken, asıl bunların arkasındaki onları koruyup, kollayan, ortaya çıkmalarına cesaret veren gücü görmezden gelmek; bir hedef saptırması olmamalıdır.
Eş cinsellerin hedefe koydukları kurum ve başındaki başkan neden bu güruhun hedefi hâline gelmiştir?
Demokrasiye laikliğe göre meşrû, dine göre gayri meşrû olan eş cinsellik hakkında görüş beyan ettiği için gayet tabii olarak hedef hâline getirilmiştir.
Bunlardan birisi devletin kurumu, diğeri devletin yasal statü verdiği dernek.(yanılmıyorsam dernek her halde)
İşin garip tarafına bakın ki; ikisini de devlet koruyor, sahipleniyor.
İşte: demokrasinin, laikliğin çirkin iki yüzü.!
Demokratik laik devlet: bir taraftan tebasında bulunan insanların laiklik standardında dini ihtiyaçlarını gidermek gibi, diğer taraftan da; demokratik laik haklarını(!), ihtiyaçlarını karşılamak gibi bir ikilem arasında kalmaktadır.
Böyle bir yapıda olan bir devleti yönetenlerin; elbette iki yüzlü davranmaktan başka da çareleri yoktur her halde?
Hal böyle olunca; devlet/yöneticiler, dini yönden; Diyanet İşleri Başkanlığını/başkanını, diğer taraftan da; laik demokratik haklar yönünden; eş cinselleri destekleyip, kollamaktadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı denen kurumun, her ne kadar ahlâkî olarak eşcinsellere karşı çıkmasına destek veren müslümanlar(!);
Aynı kurumun; eş cinseller ve diğer fuhşiyatı içeren her türlü faaliyetlere yasal zemin hazırlayan, yasal ve anayasal olarak gayr-i meşrû olan demokratik laik devlete ve yöneticilerine karşı tepki göstermeyişini neden gündemlerine almazlar?
Kendileri de meşrû olmayan demokratik laik rejime karşı müslümanca duruş sergilemeyi neden dert edinmezler?
Nasıl edinsinler ki; oy verip destekledikleri muhafazakâr iktidarlar; demokrasi afyonuyla kendilerini zehirlemiştir.
Ey sözde müslümanlar! Her zaman, her olay karşısında yaptığınız gibi; bu olay karşısında da; bataklığı kurutmaya değil, sivrisinekleri öldürmeye uğraşıyorsunuz.
Bataklığı kurutmayı hedefe koyup, onu kurutmaya kalkmazsanız;
O bataklığın içerisinde siz de, gelecek nesilleriniz de boğulacaktır.!!!
Alıntıdır