Alevilikle Bektaşîlik Arasındaki Farklar

Aleviyyun

İhvan Forum Üye
Katılım
17 Tem 2018
Mesajlar
276
Tepkime puanı
39
Puanları
0
ALEVİLİK BAŞKA, BEKTAŞİLİK BAŞKADIR. Karıştırmayın!

Bektaşilik tarihi bir süreçtir, teori ve pratikleri yer ve zamana göre değişerek günümüze gelmiştir. İslamiyetle zıtlaşması olduğu gibi kendi içerisinde de birçok çelişkileri vardır. Birçok konuda kabul ve inkar içiçe girmiştir. Alevilikle bektaşiliğin başka başka şeyler olduğunu ortaya koyarken temel olarak günümüz bektaşilerini öne alıyoruz ve bu çerçevede bektaşiliğin tarihi genellemesini mukayeseli olarak yapıyoruz.

Dün geçmiştir, geleceği ise bilemiyoruz. Bugünü değerlendirerek günümüzü kurtarmaya ve geleceğide temizlemeye çalışıyoruz.

İŞTE ALEVİLERLE, BEKTAŞİLER ARASINDAKİ FARKLAR

ALEVİLER; Allah’ı, Ehlibeyt ve Ehlibeyt İmamlarının anlattığı gibi tanırlar. Tevhid'e inanırlar.
BEKTAŞİLER; Allah anlayışları çarpıktır, çelişkilidir, batıl inançların etkisi altındadır. İnsanda tecelli konusunda Allah’ın ZATİ ile SIFATİ yönlerini hep karıştırırlar. Vahdeti Vücud ve Hulul'a inanırlar.

ALEVİLER; Sadece Allah'tan çekinen ve ona itaat edenlerdir. Allah’tan korkarlar, O’nu severler, Ümit ile Korku arasında beklerler.
BEKTAŞİLER; Allah’tan korkulması gerektiğine inanmazlar, korkmazlar. Seviyoruz diyede sahtekarlık yaparlar çünkü Allah’ın emirlerini uygulamazlar.

ALEVİLERİN, Temel hedefleri Allah’ın Rızasını kazanmaktır. Allah için yerler, Allah için İbadet ederler, Allah için sabrederler, Allah rızası için cihad ederler, yaşarlar ve ölürler.
BEKTAŞİLERİN, Bu tür sorunları yoktur, pragmatik ve faydacıdırlar.

ALEVİLER; Nefsi Cihad yaparlar, ALLAH'IN KULU olduklarını hiç bir zaman unutmazlar, Allah’a teşekkür boçları olduğunu hep hatırlarlar, ibadet ederler.
BEKTAŞİLER; Nefislerine uyarlar, Allah’a karşı özgürlükçüdürler, Kul hakkını ön plana çıkararak Allah ile Kul ilişkisini daha açıkcası ibadeti inkar etmeyi, yok etmeyi amaçlarlar.

ALEVİLER; Peygamberimize Cebrail vasıtasıyla VAHİY geldiğine ve Masum (Günahsız) olduğuna inanırlar.
BEKTAŞİLER; Her fırsatta peygamberimizin AKILLI olduğunu söyleyerek çaktırmadan vahyi inkar ettirmeye çalışırlar, Peygamberin masumiyetine inanmazlar, istedikleri gibi ve her fırsatda peygamberimizi eleştirirlir.

ALEVİLER; Kur’an-ı Kerim'e inanır ve teslim olurlar, uymaya çalışırlar.
BEKTAŞİLER; Kur’an-ı Kerim'in eksik olduğunu, el katıldığını söylerler. İşlerine geldiği gibi Kur’an’dan örnekler verirler, beğenmedikleri hükümleri inkar ederler.

ALEVİLER; Helal, haram, mekruh, müstehab ve mübahlara göre yaşamlarını düzenlerler.
BEKTAŞİLER; Bu tip sorunları yoktur, Keyfi ve akılcı davranırlar, El, Bel, Dil masalıyla ve soyut ilkelerle herşeyi geçiştirirler.

ALEVİLER; İnançlarını İslam Şeriatı ya da Ehlibeyt Şeriatı sözüyle ifade ederler.
BEKTAŞİLER; Emevi, Abbasi, Osmanlı şeriatının çelişkilerini göstererek her türlü şeriatı inkar ederler. Bununla birlikte her türlü şeriata karşı oldukları için Allah’ın, Peygamberin ve Oniki İmamların (Ehlibeyt) şeriatını da inkar ederler.

ALEVİLER; Allah’ın Adil olduğuna, adaletli olduğuna inanırlar.
BEKTAŞİLER; Allah’ın adaletine inanmazlar, sürekli eleştirirler, şikayet ederler, sızlanırlar. Bu konuda bolca fıkra uydurarak alay ederler.

ALEVİLER; Melek, Şeytan, Cin gibi gaybi varlıkların varlığına inanırlar.
BEKTAŞİLER; Bu tür konularda nesnel gerçekçidirler, materyalist davranırlar, inanmazlar.

ALEVİLER; Oniki İmamların (Ehlibeyt imamlarının) imametine inanırlar ve bilgilerini onlardan alırlar. Peygamberimize onlar vasıtasıyla ulaşmaya çalışırlar.
BEKTAŞİLER; Oniki İmamları sevdiklerini söylerler ama onları tanımazlar, onların bilgilerini bilmezler, onları hep arka planda tutmaya çalışırlar ve ön plana hep başka isimleri geçirirler. Oniki İmamların sözlerine uymazlar, yaptıklarını yapmazlar.

ALEVİLERİN, Anlattıkları her olayın yazılı kaynağı vardır ve bu kaynaklar Arapça ve Farsçadır. Günümüzde de yeni yeni Türkçeye çevrilmektedir.
BEKTAŞİLERİN, Yazılı kaynakları yoktur, kaynakları şifai yani sözlü ve Türkçedir. Sıkışırlarsa kaynaklarının yakıldığını, imha edildiğini söylerler. Anlattıkları pek çok şeyde Kırklar cemi gibi kaynaksız ve uyduruk masallardır. Bunlarla halkı uyutup dururlar.

ALEVİLERİN, Söz ve eylemleri Ehlibeyt İmamların bilgilerine dayandığı için Aleviler, Ehlibeyt imamlarına benzemeye çalışırlar.
BEKTAŞİLER; İçerisinde her türlü ilkeye ve insana rastlamak mümkündür. Yezid’e lanet okurlar ama yaptıkları çok şey yezid’in yaptıklarıdır. Yani Ehlibeyt'le ilgisi yoktur.

ALEVİLERİN; Temel ilkeleri Allah (c.c)'ın, Resulullah (s.a.a.v)'ın ve Ehl-i Beyt’in dostuna dost, düşmanına düşman olmak esasına dayanır. Yani Tevella ve Teberra vardır.
BEKTAŞİLER; Yetmişiki milleti bir gördüklerini söylerler, dostuda düşmanıda seviyoruz derler, Cemevlerinde Ehl-i Beyt’le ilgisi olmayan insanların resimlerinide bulundurabilirler.

ALEVİLER; Caferi mezhebini bilir ve uygularlar. Caferi mezhebine göre yaşamlarını düzenlerler, Abdest alıp, Namaz kılarlar, gusül alırlar, ezan okurlar, nikah kıyarlar. Şekle ve Öze birlikte önem verirler.
BEKTAŞİLER; Caferi olduklarını söylerler ama hükümlerini bilmedikleri gibi şeklide inkar ederler, Batını öne çıkarırlar. Buyruk dedikleri kitabları uyduruktur. İslami şekli hükümleri inkar ederler ama Bektaşi erkanlarındaki tüm uyduruk şekilleride uygulamaktan utanmazlar.

ALEVİLERİN; Hocaları, Alimleri, Seyyidleri, Müezzinleri, Cemaatleri vardır.
BEKTAŞİLERİN; Dedeleri, Babaları, Anaları, Halk ozanları, Talibleri vardır.

ALEVİLER; Cami yada Mescid yaparlar, Ehlibeyt imamlarına göre İslami ibadetleriyle meşgul olurlar.
BEKTAŞİLER; Cemevi yaparlar. Sazla, sözle, semahla, yeme içmeyle, masallarla ibadet yaptıklarını söylerler.

ALEVİLERİN, Temel bilgileri ya da kaynakları Kur’an-ı Kerim ve Ehl-i Beyt İmamlarına dayanır.
BEKTAŞİLER ise inançları içerisinde Tasavvufi, Batıni, Melami, Hurufi, Kalenderi, Ahi, Şamanist, Hristiyan, Yahudi, Haydari ve çeşitli kültür ve inançları barındırır.

ALEVİLERİN, Siyasi tavırları ve yaşamları; İzzetli ve Şereflidir.
BEKTAŞİLER, İse her kurulu düzenin köleliğini yaparlar. Her iktidara hizmet ederler, Kul köle olurlar, ilkelerini savunurlar. En çok Osmanlı’dan nefret ettiklerini söylerler ama bununla en çok Osmanlı’ya hizmet ettiklerini gizlemeye, saklamaya çalışırlar.

ALEVİLER; İçki içmezler, haram olduğunu bilirler ve içkinin olduğu yerde durmazlar.
BEKTAŞİLER; İçkiyi meşru bir içecek olarak kabul ederler, fazla sıkışırlarsa SIR dersen içebilirsin derler, bu DOLU’dur derler yada CEM’lerde içilmez derler.

ALEVİLER; Beş vakit namazı kılarlar. Namaz bir Alevi için herşeydir, Hayatın en önemli gayesidir. OLMAZSA OLMAZ koşuludur.
BEKTAŞİLER; İlk aşamada namazı inkar ederler ama sıkışırlarsa "HALKA NAMAZI, GECE NAMAZI yada NİYAZ vardır" derler.

ALEVİLER; Ramazan ayı orucunun farz olduğuna inanırlar ve bu ayda oruç tutarlar.
BEKTAŞİLER; Ramazan ayı orucununu inkar ederler, Muharrem orucunu bunun yerine koyarlar, Farz ile sevabı birbirine karıştırırlar.

ALEVİLER; Alevilerden durumları iyi olanlar farz olduğu için Hacc’a giderler.
BEKTAŞİLER; Hacc’ı inkar ederler, Ölüye değil diriye gideriz derler, Hacı Bektaş kasabasını ziyareti Hacc yerine koyarlar.

ALEVİLERİN, Ondört Masumun, Peygamberimiz(saav), Kızı Hz.Fatma(as) ve Oniki İmamlar(as) olduğunu bilirler ve söylerler.
BEKTAŞİLER ise masumiyeti inkaretmek için Ondört masumun kerbela’da öldürülen çocuklar olduğunu söylerler.

ALEVİLER; Ahiret gününe, ceza gününe, kıyamete, cennet ve cehenneme inanırlar.
BEKTAŞİLER; Cennet ve Cehennemin bu dünyada olduğunu sık sık söyleyerek çaktırmadan ahireti inkar ederler. Ahiret gününü anlatan hiçbir anlatımları yoktur.

ALEVİLER Aleviliğin islamiyetin ÖZÜ olduğunu bilirler.
BEKTAŞİLER ise KÜLTÜR SENTEZİ olduklarını bilirler.

Yüce Allah yardımcımız, peygamber ve Ehl-i Beyt Şefaatçimiz, İmamı Zaman Mehdi önderimiz olsun.

“HAKKI, BATIL İLE KARIŞTIRMAYIN. BİLE BİLE GERÇEĞİ UNUTUP GİZLEMEYİN.” (Bakara s. 42. Ayet)

Allah bizleri Kuran-ı Kerim ve Ehlibeyt yolundan ayırmasın.
 

Taner777

İhvan Forum Üye
Katılım
19 Tem 2018
Mesajlar
54
Tepkime puanı
1
Puanları
0
ALEVİLİK BAŞKA, BEKTAŞİLİK BAŞKADIR. Karıştırmayın!

Bektaşilik tarihi bir süreçtir, teori ve pratikleri yer ve zamana göre değişerek günümüze gelmiştir. İslamiyetle zıtlaşması olduğu gibi kendi içerisinde de birçok çelişkileri vardır. Birçok konuda kabul ve inkar içiçe girmiştir. Alevilikle bektaşiliğin başka başka şeyler olduğunu ortaya koyarken temel olarak günümüz bektaşilerini öne alıyoruz ve bu çerçevede bektaşiliğin tarihi genellemesini mukayeseli olarak yapıyoruz.

Dün geçmiştir, geleceği ise bilemiyoruz. Bugünü değerlendirerek günümüzü kurtarmaya ve geleceğide temizlemeye çalışıyoruz.

İŞTE ALEVİLERLE, BEKTAŞİLER ARASINDAKİ FARKLAR

ALEVİLER; Allah’ı, Ehlibeyt ve Ehlibeyt İmamlarının anlattığı gibi tanırlar. Tevhid'e inanırlar.
BEKTAŞİLER; Allah anlayışları çarpıktır, çelişkilidir, batıl inançların etkisi altındadır. İnsanda tecelli konusunda Allah’ın ZATİ ile SIFATİ yönlerini hep karıştırırlar. Vahdeti Vücud ve Hulul'a inanırlar.

ALEVİLER; Sadece Allah'tan çekinen ve ona itaat edenlerdir. Allah’tan korkarlar, O’nu severler, Ümit ile Korku arasında beklerler.
BEKTAŞİLER; Allah’tan korkulması gerektiğine inanmazlar, korkmazlar. Seviyoruz diyede sahtekarlık yaparlar çünkü Allah’ın emirlerini uygulamazlar.

ALEVİLERİN, Temel hedefleri Allah’ın Rızasını kazanmaktır. Allah için yerler, Allah için İbadet ederler, Allah için sabrederler, Allah rızası için cihad ederler, yaşarlar ve ölürler.
BEKTAŞİLERİN, Bu tür sorunları yoktur, pragmatik ve faydacıdırlar.

ALEVİLER; Nefsi Cihad yaparlar, ALLAH'IN KULU olduklarını hiç bir zaman unutmazlar, Allah’a teşekkür boçları olduğunu hep hatırlarlar, ibadet ederler.
BEKTAŞİLER; Nefislerine uyarlar, Allah’a karşı özgürlükçüdürler, Kul hakkını ön plana çıkararak Allah ile Kul ilişkisini daha açıkcası ibadeti inkar etmeyi, yok etmeyi amaçlarlar.

ALEVİLER; Peygamberimize Cebrail vasıtasıyla VAHİY geldiğine ve Masum (Günahsız) olduğuna inanırlar.
BEKTAŞİLER; Her fırsatta peygamberimizin AKILLI olduğunu söyleyerek çaktırmadan vahyi inkar ettirmeye çalışırlar, Peygamberin masumiyetine inanmazlar, istedikleri gibi ve her fırsatda peygamberimizi eleştirirlir.

ALEVİLER; Kur’an-ı Kerim'e inanır ve teslim olurlar, uymaya çalışırlar.
BEKTAŞİLER; Kur’an-ı Kerim'in eksik olduğunu, el katıldığını söylerler. İşlerine geldiği gibi Kur’an’dan örnekler verirler, beğenmedikleri hükümleri inkar ederler.

ALEVİLER; Helal, haram, mekruh, müstehab ve mübahlara göre yaşamlarını düzenlerler.
BEKTAŞİLER; Bu tip sorunları yoktur, Keyfi ve akılcı davranırlar, El, Bel, Dil masalıyla ve soyut ilkelerle herşeyi geçiştirirler.

ALEVİLER; İnançlarını İslam Şeriatı ya da Ehlibeyt Şeriatı sözüyle ifade ederler.
BEKTAŞİLER; Emevi, Abbasi, Osmanlı şeriatının çelişkilerini göstererek her türlü şeriatı inkar ederler. Bununla birlikte her türlü şeriata karşı oldukları için Allah’ın, Peygamberin ve Oniki İmamların (Ehlibeyt) şeriatını da inkar ederler.

ALEVİLER; Allah’ın Adil olduğuna, adaletli olduğuna inanırlar.
BEKTAŞİLER; Allah’ın adaletine inanmazlar, sürekli eleştirirler, şikayet ederler, sızlanırlar. Bu konuda bolca fıkra uydurarak alay ederler.

ALEVİLER; Melek, Şeytan, Cin gibi gaybi varlıkların varlığına inanırlar.
BEKTAŞİLER; Bu tür konularda nesnel gerçekçidirler, materyalist davranırlar, inanmazlar.

ALEVİLER; Oniki İmamların (Ehlibeyt imamlarının) imametine inanırlar ve bilgilerini onlardan alırlar. Peygamberimize onlar vasıtasıyla ulaşmaya çalışırlar.
BEKTAŞİLER; Oniki İmamları sevdiklerini söylerler ama onları tanımazlar, onların bilgilerini bilmezler, onları hep arka planda tutmaya çalışırlar ve ön plana hep başka isimleri geçirirler. Oniki İmamların sözlerine uymazlar, yaptıklarını yapmazlar.

ALEVİLERİN, Anlattıkları her olayın yazılı kaynağı vardır ve bu kaynaklar Arapça ve Farsçadır. Günümüzde de yeni yeni Türkçeye çevrilmektedir.
BEKTAŞİLERİN, Yazılı kaynakları yoktur, kaynakları şifai yani sözlü ve Türkçedir. Sıkışırlarsa kaynaklarının yakıldığını, imha edildiğini söylerler. Anlattıkları pek çok şeyde Kırklar cemi gibi kaynaksız ve uyduruk masallardır. Bunlarla halkı uyutup dururlar.

ALEVİLERİN, Söz ve eylemleri Ehlibeyt İmamların bilgilerine dayandığı için Aleviler, Ehlibeyt imamlarına benzemeye çalışırlar.
BEKTAŞİLER; İçerisinde her türlü ilkeye ve insana rastlamak mümkündür. Yezid’e lanet okurlar ama yaptıkları çok şey yezid’in yaptıklarıdır. Yani Ehlibeyt'le ilgisi yoktur.

ALEVİLERİN; Temel ilkeleri Allah (c.c)'ın, Resulullah (s.a.a.v)'ın ve Ehl-i Beyt’in dostuna dost, düşmanına düşman olmak esasına dayanır. Yani Tevella ve Teberra vardır.
BEKTAŞİLER; Yetmişiki milleti bir gördüklerini söylerler, dostuda düşmanıda seviyoruz derler, Cemevlerinde Ehl-i Beyt’le ilgisi olmayan insanların resimlerinide bulundurabilirler.

ALEVİLER; Caferi mezhebini bilir ve uygularlar. Caferi mezhebine göre yaşamlarını düzenlerler, Abdest alıp, Namaz kılarlar, gusül alırlar, ezan okurlar, nikah kıyarlar. Şekle ve Öze birlikte önem verirler.
BEKTAŞİLER; Caferi olduklarını söylerler ama hükümlerini bilmedikleri gibi şeklide inkar ederler, Batını öne çıkarırlar. Buyruk dedikleri kitabları uyduruktur. İslami şekli hükümleri inkar ederler ama Bektaşi erkanlarındaki tüm uyduruk şekilleride uygulamaktan utanmazlar.

ALEVİLERİN; Hocaları, Alimleri, Seyyidleri, Müezzinleri, Cemaatleri vardır.
BEKTAŞİLERİN; Dedeleri, Babaları, Anaları, Halk ozanları, Talibleri vardır.

ALEVİLER; Cami yada Mescid yaparlar, Ehlibeyt imamlarına göre İslami ibadetleriyle meşgul olurlar.
BEKTAŞİLER; Cemevi yaparlar. Sazla, sözle, semahla, yeme içmeyle, masallarla ibadet yaptıklarını söylerler.

ALEVİLERİN, Temel bilgileri ya da kaynakları Kur’an-ı Kerim ve Ehl-i Beyt İmamlarına dayanır.
BEKTAŞİLER ise inançları içerisinde Tasavvufi, Batıni, Melami, Hurufi, Kalenderi, Ahi, Şamanist, Hristiyan, Yahudi, Haydari ve çeşitli kültür ve inançları barındırır.

ALEVİLERİN, Siyasi tavırları ve yaşamları; İzzetli ve Şereflidir.
BEKTAŞİLER, İse her kurulu düzenin köleliğini yaparlar. Her iktidara hizmet ederler, Kul köle olurlar, ilkelerini savunurlar. En çok Osmanlı’dan nefret ettiklerini söylerler ama bununla en çok Osmanlı’ya hizmet ettiklerini gizlemeye, saklamaya çalışırlar.

ALEVİLER; İçki içmezler, haram olduğunu bilirler ve içkinin olduğu yerde durmazlar.
BEKTAŞİLER; İçkiyi meşru bir içecek olarak kabul ederler, fazla sıkışırlarsa SIR dersen içebilirsin derler, bu DOLU’dur derler yada CEM’lerde içilmez derler.

ALEVİLER; Beş vakit namazı kılarlar. Namaz bir Alevi için herşeydir, Hayatın en önemli gayesidir. OLMAZSA OLMAZ koşuludur.
BEKTAŞİLER; İlk aşamada namazı inkar ederler ama sıkışırlarsa "HALKA NAMAZI, GECE NAMAZI yada NİYAZ vardır" derler.

ALEVİLER; Ramazan ayı orucunun farz olduğuna inanırlar ve bu ayda oruç tutarlar.
BEKTAŞİLER; Ramazan ayı orucununu inkar ederler, Muharrem orucunu bunun yerine koyarlar, Farz ile sevabı birbirine karıştırırlar.

ALEVİLER; Alevilerden durumları iyi olanlar farz olduğu için Hacc’a giderler.
BEKTAŞİLER; Hacc’ı inkar ederler, Ölüye değil diriye gideriz derler, Hacı Bektaş kasabasını ziyareti Hacc yerine koyarlar.

ALEVİLERİN, Ondört Masumun, Peygamberimiz(saav), Kızı Hz.Fatma(as) ve Oniki İmamlar(as) olduğunu bilirler ve söylerler.
BEKTAŞİLER ise masumiyeti inkaretmek için Ondört masumun kerbela’da öldürülen çocuklar olduğunu söylerler.

ALEVİLER; Ahiret gününe, ceza gününe, kıyamete, cennet ve cehenneme inanırlar.
BEKTAŞİLER; Cennet ve Cehennemin bu dünyada olduğunu sık sık söyleyerek çaktırmadan ahireti inkar ederler. Ahiret gününü anlatan hiçbir anlatımları yoktur.

ALEVİLER Aleviliğin islamiyetin ÖZÜ olduğunu bilirler.
BEKTAŞİLER ise KÜLTÜR SENTEZİ olduklarını bilirler.

Yüce Allah yardımcımız, peygamber ve Ehl-i Beyt Şefaatçimiz, İmamı Zaman Mehdi önderimiz olsun.

“HAKKI, BATIL İLE KARIŞTIRMAYIN. BİLE BİLE GERÇEĞİ UNUTUP GİZLEMEYİN.” (Bakara s. 42. Ayet)

Allah bizleri Kuran-ı Kerim ve Ehlibeyt yolundan ayırmasın.
Allah bizi kuran ı Kerim yolundan ayırmasın Muaviye ninde
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Alevilik baştan bozuktur, Bektaşilik sonradan bozulmuştur. Bu bozulma ile aleviliğe yaklaşmıştır.

Hangi ehli beyt imamı bağlama çalıp da namaz salattır deyip, başka başka şeyler yapmış.
 

Aleviyyun

İhvan Forum Üye
Katılım
17 Tem 2018
Mesajlar
276
Tepkime puanı
39
Puanları
0
Alevilik baştan bozuktur, Bektaşilik sonradan bozulmuştur. Bu bozulma ile aleviliğe yaklaşmıştır.

Hangi ehli beyt imamı bağlama çalıp da namaz salattır deyip, başka başka şeyler yapmış.
Sizin bahsettiğiniz şey Alevilik değil, Bektaşiliktir. Aleviler Ehlibeyt imamları gibi namaz kılar. Sizin bu söyleminiz Alevilere atılmış bir iftiradır.
 

Taner777

İhvan Forum Üye
Katılım
19 Tem 2018
Mesajlar
54
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Ali Osman gömdü savaş çıkardı Hz. Muaviye ye karşı
 

talib

Kıdemli Üye
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
21,906
Tepkime puanı
1,076
Puanları
0
Konum
İstanbul
Sizin bahsettiğiniz şey Alevilik değil, Bektaşiliktir. Aleviler Ehlibeyt imamları gibi namaz kılar. Sizin bu söyleminiz Alevilere atılmış bir iftiradır.

Dalga mı geçiyorsun, yoksa güzel bir şey söylemek kastın var da bizi mi kör zannederek konuşuyorsun?

Alevilerin çoğu namaz kılmaz. Namazı bile kabul etmez. Namaz, salat, dua diye bir şeyler uydurup, kendilerine göre bir din ihdas etmişlerdir.

Şunu de aferin diyelim:

Biz o şekil bir aleviliği kabul etmiyoruz. Sahabe efendimizlerimizin hepsini severiz ama ilk halife olarak Hz. Ali olmalıydı deriz. Aynen sünni kesim nasıl namaz kılarsa, yani ehli beyt nasıl namaz kıldı, oruç tuttu, şeriatı yaşadı ise biz de onlar gibi yaşamaya çalışırız.

Bu makul bir söylem. Ama sen bozuk yolda olan tüm alevileri bektaşi ilan et (onlar biz aleviyiz derken), sonra alevi biziz sadece de, o olmuyor işte öyle.
 

Taner777

İhvan Forum Üye
Katılım
19 Tem 2018
Mesajlar
54
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Ali halife olmadı zaten olmamalıydı Muaviye varken kimin ne hattine
 

Aleviyyun

İhvan Forum Üye
Katılım
17 Tem 2018
Mesajlar
276
Tepkime puanı
39
Puanları
0
Dalga mı geçiyorsun, yoksa güzel bir şey söylemek kastın var da bizi mi kör zannederek konuşuyorsun?

Alevilerin çoğu namaz kılmaz. Namazı bile kabul etmez. Namaz, salat, dua diye bir şeyler uydurup, kendilerine göre bir din ihdas etmişlerdir.

Şunu de aferin diyelim:

Biz o şekil bir aleviliği kabul etmiyoruz. Sahabe efendimizlerimizin hepsini severiz ama ilk halife olarak Hz. Ali olmalıydı deriz. Aynen sünni kesim nasıl namaz kılarsa, yani ehli beyt nasıl namaz kıldı, oruç tuttu, şeriatı yaşadı ise biz de onlar gibi yaşamaya çalışırız.

Bu makul bir söylem. Ama sen bozuk yolda olan tüm alevileri bektaşi ilan et (onlar biz aleviyiz derken), sonra alevi biziz sadece de, o olmuyor işte öyle.
Kur'an ve Ehlibeyt'e bağlı olmayan, imam Hz. Ali (a.s)'ye uymayanlar Alevi değildir, olamaz.

Cabir el Cufi (r.a), İmam Hz. Muhammed el Bakır (aleyhisselam)'ın kendisine şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Ey Cabir, taraftarımız olduğunu söylemek için sadece biz Ehl-i Beyt'e sevgisi olduğunu söylemek yeterli midir? Allah'a yemin olsun ki taraftarlarımız (Aleviler) sadece Allah'tan korkanlar ve Allah'a itaat edenlerdir. Ey Cabir, şüphesiz ki onlar (Aleviler) sadece tevazu, huşu, emanetdarlık, Allah'ı çok zikretmek, namaz kılmak, oruç tutmak, anne babasına iyilikte bulunmak; fakir komşularına, miskinlere, borçlulara ve yetimlere yardımcı olmak, doğru konuşmak, Kur'an okumak, insanlar hakkında hayırlı şeyler konuşma dışında diline sahip olma ve bütün işlerde yakınlarının emini olmakla tanınırlar..."(Kafi, c. 2, s. 74)

Bektaşilerin "Alevi" adını alışı son 90 yılın ürünüdür. Sorarım sana 500 yıl önce Alevi katleden Osmanlı yeniçerisi Bektaşi değil miydi?

Gerçek Aleviler, Kur'an ve Ehlibeyt'e bağlıdır ve Ehlibeyt imamları gibi namaz kılar.
 
Son düzenleme:

Taner777

İhvan Forum Üye
Katılım
19 Tem 2018
Mesajlar
54
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Bektaşilerin "Alevi" adını alışı son 90 yılın ürünüdür. Sorarım sana 500 yıl önce Alevi katleden Osmanlı yeniçerisi Bektaşi değil miydi?

Gerçek Aleviler, Kur'an ve Ehlibeyt'e bağlıdır ve Ehlibeyt imamları gibi namaz kılar.

Şunu da söyleyim; Ben Arap Aleviyim ve benim bahsettiğim Alevilik, Caferilik ve Arap Aleviğidir.
Turkcell Alevileri bektaşiliğin Arap Alevileri Nasturi alevileri
 

Taner777

İhvan Forum Üye
Katılım
19 Tem 2018
Mesajlar
54
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Nusayrilerle Anadolu Alevileri arasındaki fark nedir?
Nusayrilerin yaklaşık nüfuslarının 1 milyon civarında olduğu varsayılır. Ağırlıklı olarak Tarsus, Adana, Samandağı, Mersin, Antakya'da yaşarlar ve kendilerini daha has Alevi kabul ederler. Arap soyundan geldikleri ve Hz. Ali de Arap olduğu için, Ehlibeyit soyundan gelme ve seyitlik meselesinde daha doğrudan bir ata ilişkisi kurarlar. Nusayrilerde kutsal silsile, hiyerarşik yapı daha katı. Cemlere katılım orijinali itibariyle yabancıya kapalıdır ama bugün bizde artık yabancı da Cem'e giriyor. Oradaki cemlerde kadın ve erkek ayrı ayrı; bizde değil. Nusayrilik'te sır meselesi çok önemli.
40 KAPI 40 MAKAM
Bu Bektaşilik'te 4 kapı 40 makam meselesinde de var. Yani sadece Alevi ana babadan doğmak yetmiyor. Bir toplulukta yetişkin bir Alevi kabul edilmek için tarikat kapısına girmeniz gerekir. O inançta kamilleştikçe olgunlaşma düzeyine uygun sırlar da mürşitler tarafından verilir. Nusayrilikte bunlar daha sıkı tutuluyor. Sünni İslam'la ortak fikir ve inançları daha sıkı, daha yaygındır. Mesela Nusayriler arasında Sünni İslam'ın oruç, namaz, hacca gitmek gibi ritüellerine sıkça rastlarız. Anadolu'da Türkmen Sivas'ta, Isparta'da, Burdur'da, Balıkesir'de Alevi köylerinde 'Dem' adı altında dedenin desturuyla belli dozda alkollü içki içilir. Nusayrilerde bu kesinlikle yok. Hz. Ali figürünün önemi açısından da büyük bir fark var.
HZ. ALİ TANRISAL
Nasıl bir fark var Hz. Ali bakımından?
Irak'ta da, Suriye'de de 'Aliullah', yani 'Ali Allah' kavramı var. Anadolu Aleviliği'nde Ali çok önemli olmakla beraber, Allah'la özdeş bir figür değil. 'Hak, Muhammed, Ali' üçlemesi, birlik/tevhit diye bilinir. Bizim için Ali velidir, velayet makamının piridir. Nusayrilerdekiyse tanrısallaşmış bir figürdür. Bu Irak ve Kakailerde de böyledir. Sonuçta, temel teolojik konularda farklılıklar olmakla beraber –etnik aidiyeti ne olursa olsun- Alevilikte 3 ortak ilke var: Eline, diline, beline sahip çık.
Alevilik neden bu kadar farklılık gösteriyor?
Bizim bugün Alevilik dediğimiz inanç topluluklarının homojenize olması neredeyse 16'ncı, 17'nci yüzyıldan sonradır. Atalarına, öncülerine baktığınız zaman Melamilik, Kalenderilik, Haydarilik gibi Hıristiyan heteredoks grupların da dahil olduğu- çok değişik heteredoks gruplardır. Osmanlı'nın son dönemlerinde Anadolu'ya baktığınız zaman bugün bizim İslamcıların iddia ettiği gibi bir yapı değil; heterodoks inanç gruplarını görürsünüz. Anadolu halk İslam'ı son derece gevşekti. Bu nedenle Alevi ve Sünni köyleri yan yana yüzyıllarca yaşayabildi. Bugünkü Diyanet'in veya radikal İslamcıların temsil ettiği İslam'la hiçbir ilgisi yoktu. O nedenle Anadolu Müslümanlığı diye farklı bir İslam türünden bahsetmek bile mümkün. Anadolu 12, 13'üncü yüzyıldan Cumhuriyet'in ortalarına kadar heteredoks topluluklar cennetidir.
Alevilerle İran Şiileri arasında nasıl bir ilişki var?
Ehlibeyt, Hz. Ali, 12 İmam meselesine bağlılık dışında Anadolu Alevilerinin Şiilikle hemen hemen hiçbir ortak noktaları yoktur. Biz bugün Vahabilik veya Selefilik gibi Sünniliğin en Ortodoks yorumunu rahatsız edici buluyorsak, Şiiliğin yorumu da bundan farklı değil. Şiiliğin temel dayanağı imam meselesidir. İmamlara da tanrısallık atfedilir, Hz. Ali ve onun soyundan gelenlerin siyasal erk sahibi, hüküm verici olma iddiası, arzusu 7'inci yüzyıldan beri vardır ve bunlar dönem dönem İran'da yaşamıştır. Şu anda da o tarihi geleneğin bir parçasını görüyoruz. Anadolu Aleviliği'nde siyaset ve din arasında böyle bir ilişki yoktur.
 

Aleviyyun

İhvan Forum Üye
Katılım
17 Tem 2018
Mesajlar
276
Tepkime puanı
39
Puanları
0
Nusayrilerle Anadolu Alevileri arasındaki fark nedir?
Nusayrilerin yaklaşık nüfuslarının 1 milyon civarında olduğu varsayılır. Ağırlıklı olarak Tarsus, Adana, Samandağı, Mersin, Antakya'da yaşarlar ve kendilerini daha has Alevi kabul ederler. Arap soyundan geldikleri ve Hz. Ali de Arap olduğu için, Ehlibeyit soyundan gelme ve seyitlik meselesinde daha doğrudan bir ata ilişkisi kurarlar. Nusayrilerde kutsal silsile, hiyerarşik yapı daha katı. Cemlere katılım orijinali itibariyle yabancıya kapalıdır ama bugün bizde artık yabancı da Cem'e giriyor. Oradaki cemlerde kadın ve erkek ayrı ayrı; bizde değil. Nusayrilik'te sır meselesi çok önemli.
40 KAPI 40 MAKAM
Bu Bektaşilik'te 4 kapı 40 makam meselesinde de var. Yani sadece Alevi ana babadan doğmak yetmiyor. Bir toplulukta yetişkin bir Alevi kabul edilmek için tarikat kapısına girmeniz gerekir. O inançta kamilleştikçe olgunlaşma düzeyine uygun sırlar da mürşitler tarafından verilir. Nusayrilikte bunlar daha sıkı tutuluyor. Sünni İslam'la ortak fikir ve inançları daha sıkı, daha yaygındır. Mesela Nusayriler arasında Sünni İslam'ın oruç, namaz, hacca gitmek gibi ritüellerine sıkça rastlarız. Anadolu'da Türkmen Sivas'ta, Isparta'da, Burdur'da, Balıkesir'de Alevi köylerinde 'Dem' adı altında dedenin desturuyla belli dozda alkollü içki içilir. Nusayrilerde bu kesinlikle yok. Hz. Ali figürünün önemi açısından da büyük bir fark var.
HZ. ALİ TANRISAL
Nasıl bir fark var Hz. Ali bakımından?
Irak'ta da, Suriye'de de 'Aliullah', yani 'Ali Allah' kavramı var. Anadolu Aleviliği'nde Ali çok önemli olmakla beraber, Allah'la özdeş bir figür değil. 'Hak, Muhammed, Ali' üçlemesi, birlik/tevhit diye bilinir. Bizim için Ali velidir, velayet makamının piridir. Nusayrilerdekiyse tanrısallaşmış bir figürdür. Bu Irak ve Kakailerde de böyledir. Sonuçta, temel teolojik konularda farklılıklar olmakla beraber –etnik aidiyeti ne olursa olsun- Alevilikte 3 ortak ilke var: Eline, diline, beline sahip çık.
Alevilik neden bu kadar farklılık gösteriyor?
Bizim bugün Alevilik dediğimiz inanç topluluklarının homojenize olması neredeyse 16'ncı, 17'nci yüzyıldan sonradır. Atalarına, öncülerine baktığınız zaman Melamilik, Kalenderilik, Haydarilik gibi Hıristiyan heteredoks grupların da dahil olduğu- çok değişik heteredoks gruplardır. Osmanlı'nın son dönemlerinde Anadolu'ya baktığınız zaman bugün bizim İslamcıların iddia ettiği gibi bir yapı değil; heterodoks inanç gruplarını görürsünüz. Anadolu halk İslam'ı son derece gevşekti. Bu nedenle Alevi ve Sünni köyleri yan yana yüzyıllarca yaşayabildi. Bugünkü Diyanet'in veya radikal İslamcıların temsil ettiği İslam'la hiçbir ilgisi yoktu. O nedenle Anadolu Müslümanlığı diye farklı bir İslam türünden bahsetmek bile mümkün. Anadolu 12, 13'üncü yüzyıldan Cumhuriyet'in ortalarına kadar heteredoks topluluklar cennetidir.
Alevilerle İran Şiileri arasında nasıl bir ilişki var?
Ehlibeyt, Hz. Ali, 12 İmam meselesine bağlılık dışında Anadolu Alevilerinin Şiilikle hemen hemen hiçbir ortak noktaları yoktur. Biz bugün Vahabilik veya Selefilik gibi Sünniliğin en Ortodoks yorumunu rahatsız edici buluyorsak, Şiiliğin yorumu da bundan farklı değil. Şiiliğin temel dayanağı imam meselesidir. İmamlara da tanrısallık atfedilir, Hz. Ali ve onun soyundan gelenlerin siyasal erk sahibi, hüküm verici olma iddiası, arzusu 7'inci yüzyıldan beri vardır ve bunlar dönem dönem İran'da yaşamıştır. Şu anda da o tarihi geleneğin bir parçasını görüy8oruz. Anadolu Aleviliği'nde siyaset ve din arasında böyle bir ilişki yoktur.
Öncelikle bu bilgilerin yanlış ve iftiradan ibaret olduğunu söyleyim.

Konuyla ilgili doğru ve gerçek bilgileri İslâm dünyası bölümünde "Alevi müslümanlar" başlığıyla paylaştım.

Alevilik; Kaynağını Kuran’dan alan, Hz. Muhammed’in (s.a.a.v.) hadisleri ve Ehlibeyt imamlarının (a.s.) öğretileriyle şekillenen İslam’ın özüdür, sırat-ı müstakimdir.

İNANÇ VE İTİKAT
Din:
Semavi dinlerin sonuncusu ve en mükemmeli, yüce Allah’ın kullarına hidayet için gönderdiği son Peygamber Hz. Muhammed’in (s.a.a.v) bildirdiği “İSLAM’dır.” Allah’ın yanında din İSLAM’dır” (Ali İmran 19) “Kim İslam’dan başka bir din ararsa onun dini asla kabul olunmayacak. O, ahirette kaybedenlerden olacaktır.” (Ali İmran 85)

İslam: İki şahadete ikrar etmektir. “Eşhedü enla ilahe illellah ve eşhedu enne Muhammeden Resûlullah” Ve Hz. Peygamber’e (s.a.a.v), Yüce Allah tarafından emredileni tatbik etmektir.

İman: Yüce Alah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, ölümden sonra tekrar dirilmeye, Allah’tan başka ilah olmadığına ve Hz. Muhammed’in Allah’ın resulü olduğuna kayıtsız şartsız inanmaktır.

Bunun yanında Arap Alevilerin (Nusayrilerin) inancında usul beştir. Tevhid, adalet, peygamberlik, imamet ve dirilmedir.

Bunları tahmin ve taklitle değil; delillerle, Kur’an-ı Kerim, Hz. Peygamber ve Ehlibeyt'in hadisleriyle bilmek gerekir.

Daha fazlası için link;
Ana Sayfa
 
Son düzenleme:

cemaliii

Kıdemli Üye
Katılım
24 Ağu 2009
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
982
Puanları
113
Talib Sahabelerin hepsini sadece aleviler değil,biz de sevmiyoruz. Misal muaviye. Biz sevmiyoruz. Sadece biz değil, halvetiler, uşşakiler,kadirilerde sevmez.
 
Üst