AKP (ADALET VE KALKINMA PARTİSİ) DOSYASI - 06-10-2018

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
alıntıdır

Cem Küçük: "Ayakkabı kutularına parayı FETÖ koydu"
Avukat Salim Şen:"Peki parayı niye geri aldılar"
Cem, iptal

1f602.png





AKP'li Kripto Cem Küçük: 4 Bakanın rüşvet aldığı doğru. Doğru olmasa Sn.Erdoğan onları görevden almazdı.

 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Çok bilmiş Recep'e CEVAP; Bizim garantimiz sisteme dahil edilmemiş altınlardadır


 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Cumhuriyet tarihinde ilk kez Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığına bu yılın başında bir kadın atanmıştı. Erdoğan aynı konuşmasında Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı’na atanan Prof. Dr. Huriye Martı’yı örnek göstererek, "Eğer bugün huzurlarınızda bir Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı hanım hocamız varsa, işte bu tabuları yıkmaya başladığımızın alametidir" demişti.


Erdoğan "tabu yıkıyoruz" dedi dinciler o görüntüye tepki gösterdi


not: madem öyle, tabular yıkılıyor... Huriye Martı isimli DİB başkan yardımcısını cuma namazı kıldırırken de görmek isteriz!!! :)

(bu bir temenni değildir. durumun vahametini anlatmak için kullanılmıştır)

kadin_vaiz_yeni-1.jpg


kadin_vaiz_yeni-2.jpg



kadin_vaiz_yeni-3.jpg



kadin_vaiz_yeni-4.jpg


Müslim Gündüz: AKP'nin kadına verdiği haklar hakkında

 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
akpli Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, hiç utanmadan sıkılmadan "Otellerim için imar barışına başvurdum, çok büyük avantaj niye kaçırayım?" diyebiliyor.

Ey ahali!!! duyduk duymadık demeyin.

normal koşullarda istifa etmesi gereken, insanların yüzüne bakamaması gereken adamı, Kültür ve Turizm Bakanı yapmışız.

kaçak otelleri olan birisi neden bakan yapılır ki?

artık "kuzuyu kurda mı emanet ettik" dersiniz, başka bir şey mi dersiniz siz karar verin.... imam-cemaat metaforuna girmek istemem bile...

anlaşılan o ki; kanun yapıcılar ile kanun uygulayıcılar bir olmuşlar namuslu insanları istismar ediyorlar...

Duz-qgXWoAcfnRE.jpg


biz bunlara layığız.

Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy: Otellerim için imar barışına başvurdum, çok büyük avantaj niye kaçırayım?




konu hakkıda fanatik akpli fatih tezcanın tweeti de aşağıdadır. o bile dayanamamış... şöyle diyor:

"2 konuyu anlamadım:
1- ETS Tur’un sahibiyken âni bir kararla T.C Kültür ve Turizm Bakanı yapılan Mehmet Ersoy’un otelleri ve/veya lojmanları kaçak mı ki Bakan Bey İmar Affı’na başvuruyor?
2- Bakan Bey’in ‘Bakan olmasam yapardım ama şimdi yapamıyorum’ diye itiraf ettiği şey nedir?"






not: şimdi birilerinin meseleyi fetö ye bağlamasını bekliyoruz.. :)
 
Son düzenleme:

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
eski tarihli bir video

Erol Mütercimler - 2023 Genel Seçimi AKP 'nindir ! Ak Parti Kazanacak

 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Recep'i PERİNÇEK yönetiyor. Kuytul 2016 da söylemişti.

 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Erol Mütercimler - 15 Temmuz Darbe Girişiminin Perde Arkası

 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Cumhuriyet tarihinde ilk kez Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığına bu yılın başında bir kadın atanmıştı. Erdoğan aynı konuşmasında Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı’na atanan Prof. Dr. Huriye Martı’yı örnek göstererek, "Eğer bugün huzurlarınızda bir Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı hanım hocamız varsa, işte bu tabuları yıkmaya başladığımızın alametidir" demişti.


Erdoğan "tabu yıkıyoruz" dedi dinciler o görüntüye tepki gösterdi


not: madem öyle, tabular yıkılıyor... Huriye Martı isimli DİB başkan yardımcısını cuma namazı kıldırırken de görmek isteriz!!! :)

(bu bir temenni değildir. durumun vahametini anlatmak için kullanılmıştır)

kadin_vaiz_yeni-1.jpg


kadin_vaiz_yeni-2.jpg



kadin_vaiz_yeni-3.jpg



kadin_vaiz_yeni-4.jpg




DuyZqfpWwAACpgt.jpg



Cübbeli Ahmet Hoca olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü, İlahiyatçı Prof. Dr. Hayrettin Karaman'a yönelik sert eleştirilerde bulundu.

19:50



15 Aralık günü Antalya'da 18 Aralık'ta da kendi televizyonundaki sohbetinde Hayrettin Karaman'ı hedef alan Cübbeli, vaazını da Hayrettin Karaman gibilerin devleti yönetenlerden uzaklaşması için dua ederek bitirdi.
EN BÜYÜK BELA: KANSER MANSER ANINDA HİÇ KALIR...Antalya sohbetinde "Bugün müslümanların müptela olduğu en büyük bela, müslümanların madde manevi bütün imkanlarının ellerinden alınmasına sebep olacak şu andaki en büyük maraz ve illet, kanser manser yanında hiç kalır, kadın erkek iç içe karışık oturup konuşup görüşmeleri konuşmaları, tokalaşmaları, çalışmaları büyük bir sorun teşkil ediyor" dedi.
SİZ NAYLON MÜCTEHİDLERİN FETVALARINA BAKMAYIN... Bazı ilahiyatçıların kadın erkek birlikte oturup, çalışmaya, sohbet etmeye cevaz veren fetvalar verdiğini belirten Cübbeli Ahmet Hoca, "Siz naylon müçtehitlerden fetva alanlara bakmayın. Onların canı ekşili istiyor, zaten müçtehitleri de tam bir fason, naylon... Onun için onlar fetva verebilirler. Adamın profesör, doçent ilahiyatçı olduğuna bakmayın. Siz Kur'an'a bakın..." ifadelerini kullandı.



HAYRETTİN KARAMAN BÖYLE FETVA VERİYOR BİR DE HOCALARIN HOCASI LAKABI VAR... "Naylon müçtehidin biri çıksa, profesörmüş, doçentmiş, hocaların hocasıymış bu adam dese ki 'niyetin iyiyse kadınla el tutulur'. Az daha dursa yatağa da girilir diyecek affedersiniz yani." diyen Cübbeli Ahmet şöyle devam etti: "Niyetin iyiysesi var mı abi ya... Haram haramdır. 'Niyetin iyiyse içki içilir, 10 bardağa kadar sarhoş olmayana kadar idare eder' denilir mi ya... Niyetin iyi diye bir helal haram kıstası var mıdır? Hayrettin Karaman böyle fetva veriyor. Al bayına belayı. Bir de 'nocaların hocası' lakabı var millet de onu dinliyor."
Cübbeli Antalya vaazında şöyle konuştu: "Cübbeli gerici, İhsan Şenocak gerici, öbürü gerici, beriki gerici... Biz mağaradan çıkmışız ya. Bunlar haza medeni. E peki Kur-an'daki bu ayetler ne olacak? E Kur'an tarihseldir canım, o zamana göreydi, o zamana göreydiyse sen sahabeden daha mı üstünsün? Senin karın kızın annelerimizden (Peygamber eşleri) daha mı temiz? Değil..."
YÖNETİCİLERİMİZİ YANLIŞ YÖNLENDİRİYORLAR... Cübbeli Ahmet Hoca kendi televizyonundaki sohbetinde de Antalya'da söylediklerini hatırlatıp, "Antalya sohbetimde de beyan ettim; maalesef yetkililerimizi yanlış bilgilendiriyorlar. Bunu da bilgilendiren kimler? İlahiyatçılar. Yöneticilerimizin niyeti iyidir, Allah onlara yanlış fetva verenleri ıslah eylesin!" ifadelerini kullandı.
OLAY OLACAK DUA... Cübbeli vaazını şu dua ile bitirdi: "Yöneticilerimizin yanlarında bulunup yanlış fetva verenleri onlardan uzak eyle. Onların yanına ehli sünnet düzgün fetva verip doğru hakikati beyan edecek alimler nasip eyle. Allahım bu dinine kitabına Kur-anına halel getirecek, milletin akidesine halel getirecek adamları yetkililere yakın olmaktan olmaktan muhafaza eyle. Onların güçlerini kuvvetlerini iptal eyle. Makamlarından mansıplarından onları azleyle. Sen fazlı kereminle yöneticilerimizi hakka hakikate irşad eyle. Sırat-ı müstakime irşad eyle. Senin nezdinde hak olan hakikat olan ehli sünnet itikadiyle ameliyle müşererf eyle. İkaz eyle, ilham eyle."


Cübbeli Ahmet Hoca'dan İlahiyatçı Hayrettin Karaman'a büyük suçlama
 

gamsız

Profesör
Katılım
10 Ağu 2015
Mesajlar
2,682
Tepkime puanı
372
Puanları
83
Cevşen okuyan bir papazı, Kur'an okuyan bir Nakşibendiye, Kadiriye ya da kendi halinde bir müslümana tercih edebilecek derece kuvvetli(!), sağlam(!), nurcular vardır piyasada.

Zira bu zamanda tarikatlar mağlup olmuştur (halbuki en büyük iman hizmetini dünyanın her yerine onlar yapmakta iken), güneş ise batıdan doğacaktır.
hala aynı palavralarımı sallıyon sen , dediğin bir nurcu varsa ben en adi insanım, sen fetocu kendini nurcu gösterenler gerçek nurcuları karıştırıyon
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
ispat-etmezsen-karismam-23121821_m2.jpg


de eşiniz üzerinden bir şirket kurma araştırmalarınız ve planlarınız var mıydı?

- Kurmak istediğiniz şirket üzerinden Almanya'da oturum almayı düşündünüz mü?






- Siz de eşinizin 500-600 bin civarında alacağı ev ve kurduğu şirketten sonra aldığı oturum kartı sayesinde "Eş durumundan oturum" için başvuracak mıydınız?

- Kurulacak şirket ve alınacak ev için şehir olarak Hannover'i mi seçtiniz?

- Almanya Hannover'den önce Dusseldorf'ta şirket kurma girişimleriniz oldu mu?

- Şirketi ne tür bir ticaret üzerine kuracaksınız, sizin yada eşinizin deneyimleri var mı?

- Bu tip şirketlerin devam edebilmesi ve doğal olarak da oturumunuzu garantiye alabilmek için 3 yıl devamlı para alışverişi ve girdisi-çıktısı olması gerekiyor. Bunun için elinizde yeterli sermaye var mı?

- Eğer ev, şirket kurma ve 3 yılı finanse edecek paranız varsa, bu parayı nasıl elde ettiniz?

- Almanya'da ev alabilecek miktardaki parayı şimdiden transfer ettiniz mi, ettiyseniz miktarı ne ve hangi yoldan yaptınız?

- Olası bir Recep Tamam Erdoğan'ın devrilmesi olasılığına karşın bu girişimleriniz hâlâ devam ediyor mu?

- Esas merak ettiğim, Almanya'da oturma izni alma çabalarınızın nedeni, Recep Tamam Erdoğan'ın anti-demokrat emirlerini yerine getirmek zorunda olmanız mı, yoksa Ergenekon ve kendi inisiyatifiniz doğrultusunda kimi anti-demokratik eylemlere imza atmanız mı?

- Diyarbakır Sur merkezli saldırılarla başlayan kanlı dönem ve devamı sizin bu kararı almanızda etkili oldu mu?"

"İSPAT ETMEZSEN KARIŞMAM"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise, Nesin'in yazdıklarını üzerine alınarak, sosyal medya hesabından bir yanıt verdi.

Soylu, kişisel Twitter hesabından Nesin'in profilinde paylaştığı yazısını alıntılayarak, "Senin kastettiğin milletvekilliğinden bakan olan 4 kişi var. %25 de olsa üzerime alıyorum. Ben ve arkadaşlarım için adice ve müptezelce çirkin bir tezgah kuruyorsun. Senin mahkemedeki ifadeni bizatihi gelip o çirkin yüzüne bakarak dinleyeceğim İspat etmezsen karışmam..." diye yazdı.

İşte Soylu'nun o paylaşımı:

soyluu.png


Ahmet Nesin'in yazısı şu şekilde:

"İlk kez bir yazımda bahsedeceğim kişinin adını vermeden yazacağım. Bunun nedeni yapacağım habere güvenip güvenmemem değil, habere sonuna kadar güveniyorum. Adını vermememin nedeni yazacağım kişiyi olası saldırılardan korumak, çünkü tam bunun gibi olmasa da, benzer olayların sonuçlarını biliyorum.

Yazdığım kişi bir bakan ama esasında Recep Tamam Erdoğan'ın gözünden düşmüş bir bakan. O yüzden de son seçimlerde milletvekili olması düşünülmeyenlerden birisiydi. Evet yanlış okumadınız, düşünülmüyordu ama hem milletvekili seçildi, hem de bakan oldu. Hepinizin Erdoğan'a karşın bunun olma olasılığının olmadığını düşündüğünüzü biliyorum. Ama aylardır, hatta Ergenekon Davası beraatle sonuçlandığından beri ülkenin artık onlar tarafından yönetildiğini yazmıştım. Dünkü ARTI GERÇEK'te Celal Başlangıç'ın yazısını okursanız, o yazıda Doğu Perinçek'in bu konudaki açıklamasını da görürsünüz. Perinçek açıklamasında öz olarak devletin emrettiğini, Erdoğan'ın sadece bir uygulayıcı olduğunu açık dille söylüyor.

Yazdığım bakanın adı seçimlerden önce Recep Tamam Erdoğan tarafından çizilmişti ama Ergenekon bastırınca tekrardan vekil seçildi ve bakan oldu. Benim anlatacağım bölüm, bu kişinin üstü çizildikten sonra neler yaptığı. Esasında bu konuda sorular sormayı tercih ederim, bakalım günümüz bakanlarından birisi üstüne alıp da yanıt verecek mi?

-Sayın bakan, seçimlerden önce Almanya'ya eşinizle birlikte geldiniz mi?

-Geldiğinizde eşiniz üzerinden bir şirket kurma araştırmalarınız ve planlarınız var mıydı?

-Kurmak istediğiniz şirket üzerinden Almanya'da oturum almayı düşündünüz mü?

-Siz de eşinizin 500-600 bin civarında alacağı ev ve kurduğu şirketten sonra aldığı oturum kartı sayesinde "Eş durumundan oturum" için başvuracak mıydınız?

-Kurulacak şirket ve alınacak ev için şehir olarak Hannover'i mi seçtiniz?

-Almanya Hannover'den önce Dusseldorf'ta şirket kurma girişimleriniz oldu mu?

-Şirketi ne tür bir ticaret üzerine kuracaksınız, sizin yada eşinizin deneyimleri var mı?

-Bu tip şirketlerin devam edebilmesi ve doğal olarak da oturumunuzu garantiye alabilmek için 3 yıl devamlı para alışverişi ve girdisi-çıktısı olması gerekiyor. Bunun için elinizde yeterli sermaye var mı?

-Eğer ev, şirket kurma ve 3 yılı finanse edecek paranız varsa, bu parayı nasıl elde ettiniz?

-Almanya'da ev alabilecek miktardaki parayı şimdiden transfer ettiniz mi, ettiyseniz miktarı ne ve hangi yoldan yaptınız?

-Olası bir Recep Tamam Erdoğan'ın devrilmesi olasılığına karşın bu girişimleriniz hâlâ devam ediyor mu?

-Esas merak ettiğim, Almanya'da oturma izni alma çabalarınızın nedeni, Recep Tamam Erdoğan'ın anti-demokrat emirlerini yerine getirmek zorunda olmanız mı, yoksa Ergenekon ve kendi inisiyatifiniz doğrultusunda kimi anti-demokratik eylemlere imza atmanız mı?

-Diyarbakır Sur merkezli saldırılarla başlayan kanlı dönem ve devamı sizin bu kararı almanızda etkili oldu mu?

Evet, şimdilik aklıma gelen sorular bunlar, sizin de bildiğiniz gibi soruları 2 yada 3 misline çıkarabilirim. Bu tip çalışmalar olduğunun duyumlarını uzun zamandır alıyorum. Sadece bakanlık düzeyinde değil, olası bir iktidarın yıkılması yada el değiştirmesi durumunda AKP'ye yakın kimi akademisyen ve gazetecilerin huzursuz olduğu biliniyor. Bir ara gazeteci Nagehan Alçı'nın da İspanya'da almak üzere ev aradığı biliniyordu. Siyasi suçlu konumuna düşmemek ve belli bir miktarda paranız olduğu için bu yolları seçip iltica etmeyeceğinizi biliyorum. Yazının başlığında ilticadan bahsetmemin nedeni, etmeyecek olsanız bile olası bir hükümet değişikliğinde, yani Recep Tamam Erdoğan iktidardan düştüğünde siyasi birer sanık olacağınızı bildiğimden öyle yazdım. Yani sayın bakanım yada bakanlarım, akademisyenlerim, bürokratlarım ve gazetecilerim, hepiniz siyasi ilticanın sınırındasınız. Yani sizin oturumunuz bizim için bir ilticadır esasında."



Nesin'in o yazısını Soylu üzerine alındı... "İspat etmezsen karışmam"
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
öncelikle belirteyim ben metin akpınarın aşağıdaki konuşmasında hakaret ve tehdit göremedim.

ama iddia edilen o ki; aşağıda videosu da olan konuşmadan dolayı metin akpınar hakkında dava açılmış...

arşiv amaçlı eklenmiştir.



not: bırakın insanlar konuşsun. konuşmaktan zarar gelmez. istibdat iyi değildir.

 
Son düzenleme:

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
ispat-etmezsen-karismam-23121821_m2.jpg


de eşiniz üzerinden bir şirket kurma araştırmalarınız ve planlarınız var mıydı?

- Kurmak istediğiniz şirket üzerinden Almanya'da oturum almayı düşündünüz mü?






- Siz de eşinizin 500-600 bin civarında alacağı ev ve kurduğu şirketten sonra aldığı oturum kartı sayesinde "Eş durumundan oturum" için başvuracak mıydınız?

- Kurulacak şirket ve alınacak ev için şehir olarak Hannover'i mi seçtiniz?

- Almanya Hannover'den önce Dusseldorf'ta şirket kurma girişimleriniz oldu mu?

- Şirketi ne tür bir ticaret üzerine kuracaksınız, sizin yada eşinizin deneyimleri var mı?

- Bu tip şirketlerin devam edebilmesi ve doğal olarak da oturumunuzu garantiye alabilmek için 3 yıl devamlı para alışverişi ve girdisi-çıktısı olması gerekiyor. Bunun için elinizde yeterli sermaye var mı?

- Eğer ev, şirket kurma ve 3 yılı finanse edecek paranız varsa, bu parayı nasıl elde ettiniz?

- Almanya'da ev alabilecek miktardaki parayı şimdiden transfer ettiniz mi, ettiyseniz miktarı ne ve hangi yoldan yaptınız?

- Olası bir Recep Tamam Erdoğan'ın devrilmesi olasılığına karşın bu girişimleriniz hâlâ devam ediyor mu?

- Esas merak ettiğim, Almanya'da oturma izni alma çabalarınızın nedeni, Recep Tamam Erdoğan'ın anti-demokrat emirlerini yerine getirmek zorunda olmanız mı, yoksa Ergenekon ve kendi inisiyatifiniz doğrultusunda kimi anti-demokratik eylemlere imza atmanız mı?

- Diyarbakır Sur merkezli saldırılarla başlayan kanlı dönem ve devamı sizin bu kararı almanızda etkili oldu mu?"

"İSPAT ETMEZSEN KARIŞMAM"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise, Nesin'in yazdıklarını üzerine alınarak, sosyal medya hesabından bir yanıt verdi.

Soylu, kişisel Twitter hesabından Nesin'in profilinde paylaştığı yazısını alıntılayarak, "Senin kastettiğin milletvekilliğinden bakan olan 4 kişi var. %25 de olsa üzerime alıyorum. Ben ve arkadaşlarım için adice ve müptezelce çirkin bir tezgah kuruyorsun. Senin mahkemedeki ifadeni bizatihi gelip o çirkin yüzüne bakarak dinleyeceğim İspat etmezsen karışmam..." diye yazdı.

İşte Soylu'nun o paylaşımı:

soyluu.png


Ahmet Nesin'in yazısı şu şekilde:

"İlk kez bir yazımda bahsedeceğim kişinin adını vermeden yazacağım. Bunun nedeni yapacağım habere güvenip güvenmemem değil, habere sonuna kadar güveniyorum. Adını vermememin nedeni yazacağım kişiyi olası saldırılardan korumak, çünkü tam bunun gibi olmasa da, benzer olayların sonuçlarını biliyorum.

Yazdığım kişi bir bakan ama esasında Recep Tamam Erdoğan'ın gözünden düşmüş bir bakan. O yüzden de son seçimlerde milletvekili olması düşünülmeyenlerden birisiydi. Evet yanlış okumadınız, düşünülmüyordu ama hem milletvekili seçildi, hem de bakan oldu. Hepinizin Erdoğan'a karşın bunun olma olasılığının olmadığını düşündüğünüzü biliyorum. Ama aylardır, hatta Ergenekon Davası beraatle sonuçlandığından beri ülkenin artık onlar tarafından yönetildiğini yazmıştım. Dünkü ARTI GERÇEK'te Celal Başlangıç'ın yazısını okursanız, o yazıda Doğu Perinçek'in bu konudaki açıklamasını da görürsünüz. Perinçek açıklamasında öz olarak devletin emrettiğini, Erdoğan'ın sadece bir uygulayıcı olduğunu açık dille söylüyor.

Yazdığım bakanın adı seçimlerden önce Recep Tamam Erdoğan tarafından çizilmişti ama Ergenekon bastırınca tekrardan vekil seçildi ve bakan oldu. Benim anlatacağım bölüm, bu kişinin üstü çizildikten sonra neler yaptığı. Esasında bu konuda sorular sormayı tercih ederim, bakalım günümüz bakanlarından birisi üstüne alıp da yanıt verecek mi?

-Sayın bakan, seçimlerden önce Almanya'ya eşinizle birlikte geldiniz mi?

-Geldiğinizde eşiniz üzerinden bir şirket kurma araştırmalarınız ve planlarınız var mıydı?

-Kurmak istediğiniz şirket üzerinden Almanya'da oturum almayı düşündünüz mü?

-Siz de eşinizin 500-600 bin civarında alacağı ev ve kurduğu şirketten sonra aldığı oturum kartı sayesinde "Eş durumundan oturum" için başvuracak mıydınız?

-Kurulacak şirket ve alınacak ev için şehir olarak Hannover'i mi seçtiniz?

-Almanya Hannover'den önce Dusseldorf'ta şirket kurma girişimleriniz oldu mu?

-Şirketi ne tür bir ticaret üzerine kuracaksınız, sizin yada eşinizin deneyimleri var mı?

-Bu tip şirketlerin devam edebilmesi ve doğal olarak da oturumunuzu garantiye alabilmek için 3 yıl devamlı para alışverişi ve girdisi-çıktısı olması gerekiyor. Bunun için elinizde yeterli sermaye var mı?

-Eğer ev, şirket kurma ve 3 yılı finanse edecek paranız varsa, bu parayı nasıl elde ettiniz?

-Almanya'da ev alabilecek miktardaki parayı şimdiden transfer ettiniz mi, ettiyseniz miktarı ne ve hangi yoldan yaptınız?

-Olası bir Recep Tamam Erdoğan'ın devrilmesi olasılığına karşın bu girişimleriniz hâlâ devam ediyor mu?

-Esas merak ettiğim, Almanya'da oturma izni alma çabalarınızın nedeni, Recep Tamam Erdoğan'ın anti-demokrat emirlerini yerine getirmek zorunda olmanız mı, yoksa Ergenekon ve kendi inisiyatifiniz doğrultusunda kimi anti-demokratik eylemlere imza atmanız mı?

-Diyarbakır Sur merkezli saldırılarla başlayan kanlı dönem ve devamı sizin bu kararı almanızda etkili oldu mu?

Evet, şimdilik aklıma gelen sorular bunlar, sizin de bildiğiniz gibi soruları 2 yada 3 misline çıkarabilirim. Bu tip çalışmalar olduğunun duyumlarını uzun zamandır alıyorum. Sadece bakanlık düzeyinde değil, olası bir iktidarın yıkılması yada el değiştirmesi durumunda AKP'ye yakın kimi akademisyen ve gazetecilerin huzursuz olduğu biliniyor. Bir ara gazeteci Nagehan Alçı'nın da İspanya'da almak üzere ev aradığı biliniyordu. Siyasi suçlu konumuna düşmemek ve belli bir miktarda paranız olduğu için bu yolları seçip iltica etmeyeceğinizi biliyorum. Yazının başlığında ilticadan bahsetmemin nedeni, etmeyecek olsanız bile olası bir hükümet değişikliğinde, yani Recep Tamam Erdoğan iktidardan düştüğünde siyasi birer sanık olacağınızı bildiğimden öyle yazdım. Yani sayın bakanım yada bakanlarım, akademisyenlerim, bürokratlarım ve gazetecilerim, hepiniz siyasi ilticanın sınırındasınız. Yani sizin oturumunuz bizim için bir ilticadır esasında."



Nesin'in o yazısını Soylu üzerine alındı... "İspat etmezsen karışmam"


Yoksa iltica mı edecektiniz Sayın Bakanım!..

Sadece bakanlık düzeyinde değil, olası bir iktidarın yıkılması yada el değiştirmesi durumunda AKP'ye yakın kimi akademisyen ve gazetecilerin huzursuz olduğu biliniyor.



İlk kez bir yazımda bahsedeceğim kişinin adını vermeden yazacağım. Bunun nedeni yapacağım habere güvenip güvenmemem değil, habere sonuna kadar güveniyorum. Adını vermememin nedeni yazacağım kişiyi olası saldırılardan korumak, çünkü tam bunun gibi olmasa da, benzer olayların sonuçlarını biliyorum.

Yazdığım kişi bir bakan ama esasında Recep Tamam Erdoğan'ın gözünden düşmüş bir bakan. O yüzden de son seçimlerde milletvekili olması düşünülmeyenlerden birisiydi. Evet yanlış okumadınız, düşünülmüyordu ama hem milletvekili seçildi, hem de bakan oldu. Hepinizin Erdoğan'a karşın bunun olma olasılığının olmadığını düşündüğünüzü biliyorum. Ama aylardır, hatta Ergenekon Davası beraatle sonuçlandığından beri ülkenin artık onlar tarafından yönetildiğini yazmıştım. Dünkü ARTI GERÇEK'te Celal Başlangıç'ın yazısını okursanız, o yazıda Doğu Perinçek'in bu konudaki açıklamasını da görürsünüz. Perinçek açıklamasında öz olarak devletin emrettiğini, Erdoğan'ın sadece bir uygulayıcı olduğunu açık dille söylüyor.

Yazdığım bakanın adı seçimlerden önce Recep Tamam Erdoğan tarafından çizilmişti ama Ergenekon bastırınca tekrardan vekil seçildi ve bakan oldu. Benim anlatacağım bölüm, bu kişinin üstü çizildikten sonra neler yaptığı. Esasında bu konuda sorular sormayı tercih ederim, bakalım günümüz bakanlarından birisi üstüne alıp da yanıt verecek mi?

  • Sayın bakan, seçimlerden önce Almanya'ya eşinizle birlikte geldiniz mi?
  • Geldiğinizde eşiniz üzerinden bir şirket kurma araştırmalarınız ve planlarınız var mıydı?
  • Kurmak istediğiniz şirket üzerinden Almanya'da oturum almayı düşündünüz mü?
  • Siz de eşinizin 500-600 bin civarında alacağı ev ve kurduğu şirketten sonra aldığı oturum kartı sayesinde "Eş durumundan oturum" için başvuracak mıydınız?
  • Kurulacak şirket ve alınacak ev için şehir olarak Hannover'i mi seçtiniz?
  • Almanya Hannover'den önce Dusseldorf'ta şirket kurma girişimleriniz oldu mu?
  • Şirketi ne tür bir ticaret üzerine kuracaksınız, sizin yada eşinizin deneyimleri var mı?
  • Bu tip şirketlerin devam edebilmesi ve doğal olarak da oturumunuzu garantiye alabilmek için 3 yıl devamlı para alışverişi ve girdisi-çıktısı olması gerekiyor. Bunun için elinizde yeterli sermaye var mı?
  • Eğer ev, şirket kurma ve 3 yılı finanse edecek paranız varsa, bu parayı nasıl elde ettiniz?
  • Almanya'da ev alabilecek miktardaki parayı şimdiden transfer ettiniz mi, ettiyseniz miktarı ne ve hangi yoldan yaptınız?
  • Olası bir Recep Tamam Erdoğan'ın devrilmesi olasılığına karşın bu girişimleriniz hâlâ devam ediyor mu?
  • Esas merak ettiğim, Almanya'da oturma izni alma çabalarınızın nedeni, Recep Tamam Erdoğan'ın anti-demokrat emirlerini yerine getirmek zorunda olmanız mı, yoksa Ergenekon ve kendi inisiyatifiniz doğrultusunda kimi anti-demokratik eylemlere imza atmanız mı?
  • Diyarbakır Sur merkezli saldırılarla başlayan kanlı dönem ve devamı sizin bu kararı almanızda etkili oldu mu?
Evet, şimdilik aklıma gelen sorular bunlar, sizin de bildiğiniz gibi soruları 2 yada 3 misline çıkarabilirim. Bu tip çalışmalar olduğunun duyumlarını uzun zamandır alıyorum. Sadece bakanlık düzeyinde değil, olası bir iktidarın yıkılması yada el değiştirmesi durumunda AKP'ye yakın kimi akademisyen ve gazetecilerin huzursuz olduğu biliniyor. Bir ara gazeteci Nagehan Alçı'nın da İspanya'da almak üzere ev aradığı biliniyordu. Siyasi suçlu konumuna düşmemek ve belli bir miktarda paranız olduğu için bu yolları seçip iltica etmeyeceğinizi biliyorum. Yazının başlığında ilticadan bahsetmemin nedeni, etmeyecek olsanız bile olası bir hükümet değişikliğinde, yani Recep Tamam Erdoğan iktidardan düştüğünde siyasi birer sanık olacağınızı bildiğimden öyle yazdım. Yani sayın bakanım yada bakanlarım, akademisyenlerim, bürokratlarım ve gazetecilerim, hepiniz siyasi ilticanın sınırındasınız. Yani sizin oturumunuz bizim için bir ilticadır esasında.



Ahmet Nesin - Yoksa iltica mı edecektiniz Sayın Bakanım!..

 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Yoksa iltica mı edecektiniz Sayın Bakanım!..

Sadece bakanlık düzeyinde değil, olası bir iktidarın yıkılması yada el değiştirmesi durumunda AKP'ye yakın kimi akademisyen ve gazetecilerin huzursuz olduğu biliniyor.



İlk kez bir yazımda bahsedeceğim kişinin adını vermeden yazacağım. Bunun nedeni yapacağım habere güvenip güvenmemem değil, habere sonuna kadar güveniyorum. Adını vermememin nedeni yazacağım kişiyi olası saldırılardan korumak, çünkü tam bunun gibi olmasa da, benzer olayların sonuçlarını biliyorum.

Yazdığım kişi bir bakan ama esasında Recep Tamam Erdoğan'ın gözünden düşmüş bir bakan. O yüzden de son seçimlerde milletvekili olması düşünülmeyenlerden birisiydi. Evet yanlış okumadınız, düşünülmüyordu ama hem milletvekili seçildi, hem de bakan oldu. Hepinizin Erdoğan'a karşın bunun olma olasılığının olmadığını düşündüğünüzü biliyorum. Ama aylardır, hatta Ergenekon Davası beraatle sonuçlandığından beri ülkenin artık onlar tarafından yönetildiğini yazmıştım. Dünkü ARTI GERÇEK'te Celal Başlangıç'ın yazısını okursanız, o yazıda Doğu Perinçek'in bu konudaki açıklamasını da görürsünüz. Perinçek açıklamasında öz olarak devletin emrettiğini, Erdoğan'ın sadece bir uygulayıcı olduğunu açık dille söylüyor.

Yazdığım bakanın adı seçimlerden önce Recep Tamam Erdoğan tarafından çizilmişti ama Ergenekon bastırınca tekrardan vekil seçildi ve bakan oldu. Benim anlatacağım bölüm, bu kişinin üstü çizildikten sonra neler yaptığı. Esasında bu konuda sorular sormayı tercih ederim, bakalım günümüz bakanlarından birisi üstüne alıp da yanıt verecek mi?

  • Sayın bakan, seçimlerden önce Almanya'ya eşinizle birlikte geldiniz mi?
  • Geldiğinizde eşiniz üzerinden bir şirket kurma araştırmalarınız ve planlarınız var mıydı?
  • Kurmak istediğiniz şirket üzerinden Almanya'da oturum almayı düşündünüz mü?
  • Siz de eşinizin 500-600 bin civarında alacağı ev ve kurduğu şirketten sonra aldığı oturum kartı sayesinde "Eş durumundan oturum" için başvuracak mıydınız?
  • Kurulacak şirket ve alınacak ev için şehir olarak Hannover'i mi seçtiniz?
  • Almanya Hannover'den önce Dusseldorf'ta şirket kurma girişimleriniz oldu mu?
  • Şirketi ne tür bir ticaret üzerine kuracaksınız, sizin yada eşinizin deneyimleri var mı?
  • Bu tip şirketlerin devam edebilmesi ve doğal olarak da oturumunuzu garantiye alabilmek için 3 yıl devamlı para alışverişi ve girdisi-çıktısı olması gerekiyor. Bunun için elinizde yeterli sermaye var mı?
  • Eğer ev, şirket kurma ve 3 yılı finanse edecek paranız varsa, bu parayı nasıl elde ettiniz?
  • Almanya'da ev alabilecek miktardaki parayı şimdiden transfer ettiniz mi, ettiyseniz miktarı ne ve hangi yoldan yaptınız?
  • Olası bir Recep Tamam Erdoğan'ın devrilmesi olasılığına karşın bu girişimleriniz hâlâ devam ediyor mu?
  • Esas merak ettiğim, Almanya'da oturma izni alma çabalarınızın nedeni, Recep Tamam Erdoğan'ın anti-demokrat emirlerini yerine getirmek zorunda olmanız mı, yoksa Ergenekon ve kendi inisiyatifiniz doğrultusunda kimi anti-demokratik eylemlere imza atmanız mı?
  • Diyarbakır Sur merkezli saldırılarla başlayan kanlı dönem ve devamı sizin bu kararı almanızda etkili oldu mu?
Evet, şimdilik aklıma gelen sorular bunlar, sizin de bildiğiniz gibi soruları 2 yada 3 misline çıkarabilirim. Bu tip çalışmalar olduğunun duyumlarını uzun zamandır alıyorum. Sadece bakanlık düzeyinde değil, olası bir iktidarın yıkılması yada el değiştirmesi durumunda AKP'ye yakın kimi akademisyen ve gazetecilerin huzursuz olduğu biliniyor. Bir ara gazeteci Nagehan Alçı'nın da İspanya'da almak üzere ev aradığı biliniyordu. Siyasi suçlu konumuna düşmemek ve belli bir miktarda paranız olduğu için bu yolları seçip iltica etmeyeceğinizi biliyorum. Yazının başlığında ilticadan bahsetmemin nedeni, etmeyecek olsanız bile olası bir hükümet değişikliğinde, yani Recep Tamam Erdoğan iktidardan düştüğünde siyasi birer sanık olacağınızı bildiğimden öyle yazdım. Yani sayın bakanım yada bakanlarım, akademisyenlerim, bürokratlarım ve gazetecilerim, hepiniz siyasi ilticanın sınırındasınız. Yani sizin oturumunuz bizim için bir ilticadır esasında.



Ahmet Nesin - Yoksa iltica mı edecektiniz Sayın Bakanım!..

 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
“Hakim: F.Gülen ile nasıl tanıştınız?

Memduh Boydak: Ben tanımazdım.Bizi toplayıp ona götüren,tanıştıran ve işbirliğini başlatan Mehmet Özhasekidir”

Sonuç: Özhaseki bakan oldu, yetmedi Ankara’ya aday oldu. Boydak ise 18 yıl ceza aldı.

Not: Şimdiye kadar fetöden yargılanan Akp’li yok

 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
“Hakim: F.Gülen ile nasıl tanıştınız?

Memduh Boydak: Ben tanımazdım.Bizi toplayıp ona götüren,tanıştıran ve işbirliğini başlatan Mehmet Özhasekidir”

Sonuç: Özhaseki bakan oldu, yetmedi Ankara’ya aday oldu. Boydak ise 18 yıl ceza aldı.

Not: Şimdiye kadar fetöden yargılanan Akp’li yok



Adıyaman Üniversitesi'nde Fetulah Gülen cemaatine yönelik soruşturma için kurulan komisyon görüşmelerinde geçtiği iddia edilen bir diyalog sosyal medyada paylaşım rekoru kırmıştı. İddiaya göre diyalog şu şekilde:

"Adıyaman Üniversitesi FETÖ soruşturma komisyonu başkanı şüpheliye soruyor:
- Cemaat toplantılarına gitmişsin. Doğru mu?
- Evet gittim.
- Nasıl gittin?
- Arif götürdü.
- Arif kim?
- Yanınızda oturuyor.
Soruşturma şöyle devam ediyor:
- Arif bu adamı toplantılara sen mi götürdün?
- Başkanım, birlikte götürmüştük ya..."


NOT: ARTIK TUZ KOKTU! :confused:
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
Yoksa iltica mı edecektiniz Sayın Bakanım!..

Sadece bakanlık düzeyinde değil, olası bir iktidarın yıkılması yada el değiştirmesi durumunda AKP'ye yakın kimi akademisyen ve gazetecilerin huzursuz olduğu biliniyor.



İlk kez bir yazımda bahsedeceğim kişinin adını vermeden yazacağım. Bunun nedeni yapacağım habere güvenip güvenmemem değil, habere sonuna kadar güveniyorum. Adını vermememin nedeni yazacağım kişiyi olası saldırılardan korumak, çünkü tam bunun gibi olmasa da, benzer olayların sonuçlarını biliyorum.

Yazdığım kişi bir bakan ama esasında Recep Tamam Erdoğan'ın gözünden düşmüş bir bakan. O yüzden de son seçimlerde milletvekili olması düşünülmeyenlerden birisiydi. Evet yanlış okumadınız, düşünülmüyordu ama hem milletvekili seçildi, hem de bakan oldu. Hepinizin Erdoğan'a karşın bunun olma olasılığının olmadığını düşündüğünüzü biliyorum. Ama aylardır, hatta Ergenekon Davası beraatle sonuçlandığından beri ülkenin artık onlar tarafından yönetildiğini yazmıştım. Dünkü ARTI GERÇEK'te Celal Başlangıç'ın yazısını okursanız, o yazıda Doğu Perinçek'in bu konudaki açıklamasını da görürsünüz. Perinçek açıklamasında öz olarak devletin emrettiğini, Erdoğan'ın sadece bir uygulayıcı olduğunu açık dille söylüyor.

Yazdığım bakanın adı seçimlerden önce Recep Tamam Erdoğan tarafından çizilmişti ama Ergenekon bastırınca tekrardan vekil seçildi ve bakan oldu. Benim anlatacağım bölüm, bu kişinin üstü çizildikten sonra neler yaptığı. Esasında bu konuda sorular sormayı tercih ederim, bakalım günümüz bakanlarından birisi üstüne alıp da yanıt verecek mi?

  • Sayın bakan, seçimlerden önce Almanya'ya eşinizle birlikte geldiniz mi?
  • Geldiğinizde eşiniz üzerinden bir şirket kurma araştırmalarınız ve planlarınız var mıydı?
  • Kurmak istediğiniz şirket üzerinden Almanya'da oturum almayı düşündünüz mü?
  • Siz de eşinizin 500-600 bin civarında alacağı ev ve kurduğu şirketten sonra aldığı oturum kartı sayesinde "Eş durumundan oturum" için başvuracak mıydınız?
  • Kurulacak şirket ve alınacak ev için şehir olarak Hannover'i mi seçtiniz?
  • Almanya Hannover'den önce Dusseldorf'ta şirket kurma girişimleriniz oldu mu?
  • Şirketi ne tür bir ticaret üzerine kuracaksınız, sizin yada eşinizin deneyimleri var mı?
  • Bu tip şirketlerin devam edebilmesi ve doğal olarak da oturumunuzu garantiye alabilmek için 3 yıl devamlı para alışverişi ve girdisi-çıktısı olması gerekiyor. Bunun için elinizde yeterli sermaye var mı?
  • Eğer ev, şirket kurma ve 3 yılı finanse edecek paranız varsa, bu parayı nasıl elde ettiniz?
  • Almanya'da ev alabilecek miktardaki parayı şimdiden transfer ettiniz mi, ettiyseniz miktarı ne ve hangi yoldan yaptınız?
  • Olası bir Recep Tamam Erdoğan'ın devrilmesi olasılığına karşın bu girişimleriniz hâlâ devam ediyor mu?
  • Esas merak ettiğim, Almanya'da oturma izni alma çabalarınızın nedeni, Recep Tamam Erdoğan'ın anti-demokrat emirlerini yerine getirmek zorunda olmanız mı, yoksa Ergenekon ve kendi inisiyatifiniz doğrultusunda kimi anti-demokratik eylemlere imza atmanız mı?
  • Diyarbakır Sur merkezli saldırılarla başlayan kanlı dönem ve devamı sizin bu kararı almanızda etkili oldu mu?
Evet, şimdilik aklıma gelen sorular bunlar, sizin de bildiğiniz gibi soruları 2 yada 3 misline çıkarabilirim. Bu tip çalışmalar olduğunun duyumlarını uzun zamandır alıyorum. Sadece bakanlık düzeyinde değil, olası bir iktidarın yıkılması yada el değiştirmesi durumunda AKP'ye yakın kimi akademisyen ve gazetecilerin huzursuz olduğu biliniyor. Bir ara gazeteci Nagehan Alçı'nın da İspanya'da almak üzere ev aradığı biliniyordu. Siyasi suçlu konumuna düşmemek ve belli bir miktarda paranız olduğu için bu yolları seçip iltica etmeyeceğinizi biliyorum. Yazının başlığında ilticadan bahsetmemin nedeni, etmeyecek olsanız bile olası bir hükümet değişikliğinde, yani Recep Tamam Erdoğan iktidardan düştüğünde siyasi birer sanık olacağınızı bildiğimden öyle yazdım. Yani sayın bakanım yada bakanlarım, akademisyenlerim, bürokratlarım ve gazetecilerim, hepiniz siyasi ilticanın sınırındasınız. Yani sizin oturumunuz bizim için bir ilticadır esasında.



Ahmet Nesin - Yoksa iltica mı edecektiniz Sayın Bakanım!..



Yazıda geçen "...Ergenekon Davası beraatle sonuçlandığından beri ülkenin artık onlar tarafından yönetildiğini yazmıştım. Dünkü ARTI GERÇEK'te Celal Başlangıç'ın yazısını okursanız, o yazıda Doğu Perinçek'in bu konudaki açıklamasını da görürsünüz. Perinçek açıklamasında öz olarak devletin emrettiğini, Erdoğan'ın sadece bir uygulayıcı olduğunu açık dille söylüyor..." ifadesinin muhatabı olan celal başlangıç'ın ilgili yazısı ve linki aşağıdadır:





Meğer Erdoğan’a kayyım değil, ‘kayyım koalisyonu’ atanmış!

21 aralık 2018

Perinçek’e göre devlet Erdoğan’ı önüne katmış, kendi mecburiyetlerinin görevlisi yapmış. Hakkındaki her söze yanıt veren Erdoğan bu iddiaya ‘gık’ diyemedi. Demek ki işine gelmedi.



FOX TV ana haber sunucusu Fatih Portakal’a çok kızdı Erdoğan “halkı sokağa çağırdı” diye.

Oysa kimseyi sokağa falan çağırmadı Portakal, sadece “Kral çıplak” dedi.

“Çıplak” olan Erdoğan’ın “ileri demokrasi” diye çıktığı yolda vardığı “ileri baskıcı rejim”di.

Türkiye’de ifade ve hak arama özgürlüğünün vardığı karanlık noktanın altını çizmişti Portakal:

“Haydi bakalım, barışçıl bir eylem için protesto edelim. Zamları protesto edelim. Doğalgaz zamlarını. Haydi bakalım, yapalım. Yapabilecek miyiz? Kaç kişi çıkacak sokağa, korkudan endişeden? ‘Dayak yerim’ vesaire. ‘Hakkımı arayacağım; ama ne yaparım? Başım derde girer mi, girmez mi? Kaç kişi çıkar Allah aşkına, söyler misiniz? İşte bu şekilde bireysel ve toplumsal muhalefeti baskı altına almaya, yıldırmaya çalışıyorlar. En doğal hak ama maalesef uygulanamıyor.”

Bu sözlerinin neresinde var “Haydi sokağa çıkın” çağrısı. Tam tersi, Portakal demek istiyor ki, “Erdoğan iktidarı ülke insanını sokağa çıkmaktan korkar hale getirdi”.

Ancak Erdoğan her zamanki gibi bu sözü eğdi, büktü, “savaş açma vesilesi” saydı ve başladı meydan meydan Portakal’ı nefret objesine dönüştürmeye, hedef göstermeye, linç edilmesi için çağrı yapmaya.

“Bu ne terbiyesizliktir ya! Bir tanesi televizyon ekranından kendini bilmez, haddini bilmez, edep yoksunu, edep fukarası, bir tanesi çıkmış sokağa davet ediyor. Ahlaksıza bak, ahlaksıza bak. Zaten bunlara yargı gereken cevabı verecektir.”

Hırsını alamamış, ihtiyacı olan “savaş narasını” yeterince atamamış olduğunu düşündüğü için herhalde ertesi gün bir başka meydanda bir kez daha hedef gösterdi Portakal’ı:

“Birileri çıkmış, portakal mıdır, mandalina mıdır, narenciye midir nedir? Sokağa çağırıyor. Haddini bil haddini, bilmezsen haddini bu millet patlatır enseni!”

Yani bir yandan savcıları, hâkimleri göreve çağırıyor, diğer yandan “milletinden” Portakal’ın “ensesini patlatmasını” istiyor.

Aslında bu yolla, memleketteki basın özgürlüğünün, gerçeğin peşinde koşmanın, halka gerçekleri ulaştırmanın son kırıntısını da baskıyla, tehditle, hedef göstererek, nefret objesine dönüştürerek yok etmek istiyor.

Erdoğan, kendine dönük eleştirilere eğer işine geliyorsa mutlaka cevap veriyor; hem de defalarca, yeri olsun, olmasın…

Eğer işine gelecekse kendisine yönelik bir sözü eğip büküp “kullanışlı hale getirip” meydan meydan eleştiriyor.

Ama eğer işine gelmeyecekse bir sözü, bir olayı, bir olguyu ne kadar kendisine dönük olursa olsun, yok sayıyor, “gık” demiyor.

İşte yine böyle “gık” diyemeyeceği bir durumla karşı karşıya kaldı Erdoğan.

Bir yazı yayınlandı geçen hafta Doğu Perinçek imzalı. Yazı, Aydınlık’ın birinci sayfasında gazetenin başyazısı gibi duruyordu, Vatan Partisi’nin internet sitesinde merkez yönetim bildirisi gibiydi.

Perinçek imzalı yazıyı okuyan iktidarda AKP’nin değil de Vatan Partisi’nin olduğunu sanır:

“PKK’yı hendeklere gömdük, böylece ABD ve İsrail’in ikinci İsrail planını toprağa gömmüş olduk. FETÖ Gladyosu'nun Darbe girişimini bastırdık, ABD’nin Türk Ordusu, Polisi ve Yargısı içindeki silahlı güçlerini tasfiye ettik. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtlarıyla ABD-İsrail Koridorunu yardık. DEAŞ’ın ve PKK’nın silahlı güçlerine sınır ötesinde ağır darbeler indirdik.”

Bu satırları okuyunca insan “Allah Allah Erdoğan da bunlarla öğünüyor. Yoksa bütün bunları Perinçek mi yaptı” demekten kendini alamıyor.

“Türk devriminin ve Türk milletinin mecburiyetleri ve dinamikleri” sıralandıktan sonra “O mecburiyetlerin, o dinamiklerin karşısında kimse duramaz” deniliyor.

Ardından da Erdoğan’ın bugüne kadar “gık” diyemediği bir iddiaya yer veriliyor.

“Türkiye, BOP Eşbaşkanını da alır, önüne katar ve kendi mecburiyetlerinin görevlisi yapar.”

Belli ki burada sözü edilen kişi, iktidarının ilk yıllarında BOP yani Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanı olduğunu açıklayan Erdoğan.

Sonuç olarak Perinçek’in bu cümlesini “Devlet olarak Erdoğan’ı önümüze kattık, bütün bunları ‘görevli’ olarak yaptırdık” diye de okuyabilirsiniz.

30 Kasım’da Artı Gerçek’te “AKP’nin de kayyımı MHP oldu!” başlıklı bir yazı yazmıştım. Şöyle bir cümle yer alıyordu:

“Cumhur İttifakı’nda Bahçeli’nin hiçbir ‘fedakarlıktan’ kaçınmaması aslında MHP’nin bu birlikteki ‘görevi’nin seçim kazanmasının çok ötesinde daha stratejik bir konuma sahip olduğunu gösteriyor. Bu ittifakta MHP’nin stratejik görevi AKP politikalarını denetleme, düzenleme, devletleştirme ve bir daha çözüm süreci gibi ‘derinlikleri’ yerinden zıplatacak projelere yönelmesini engellemek.”

Eksik yazmışım meğer. Bir “kayyım” değil, birden çok “kayyım”ı varmış Erdoğan’ın.

Perinçek’in bu yazısından anlaşılıyor ki MHP’nin yanı sıra Vatan Partisi de Erdoğan’ın “kayyım”ıymış meğerse. Hatta gelinen bu noktada “kayyım koalisyonu”na Destici’nin BBP’sinin de katıldığını görürüz.

Ortadaki tablo çok net; MHP, Vatan Partisi ve BBP, AKP’ye “kayyım” olarak atanmış, onlar da vesayet altına aldıkları Erdoğan’ı devletin mecburiyetlerinin görevlisi haline getirmişler, katmışlar önlerine ne isterlerse yaptırıyorlar.

Ben söylemiyorum, kayyım söylüyor.



Celal Başlangıç - Meğer Erdoğan’a kayyım değil,...
 

rabbinsadikkulu

FETÖ nurcu değildir!
Katılım
10 Ocak 2012
Mesajlar
9,937
Tepkime puanı
131
Puanları
0
özel harp dairesinin buradaki mesajı fetulah gülene değil, 2 milyar doları olduğunu bildikleri başka birine sanki...


DvIIwD6WsAEdras.jpg
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst