Kadir Razlık
Kısıtlı Erişim
AK PARTİ’NİN KEMİK OYU ARTIK YÜZDE 41
Fuat Uğur
[email protected]
Tüm dünyanın ihanet ittifakıyla üzerine gittiği AK Parti, yedi düvele karşı dimdik ayakta durdu. Çünkü arkasında kapı gibi 19 milyon seçmen vardı. Yüzde 41’lik oran AK Parti’nin oylarının tüm saldırılara rağmen bu seviyede kaldığını ve kemikleştiğini gösterir. Aynı zamanda uygun konjonktürde yüzde 55’e tekabül ettiğini de.
2002 seçimlerinde yüzde 34,5 ile iktidar olan AK Parti’ye kriz mağdurlarının oy verdiği ve kemik oyunun en fazla yüzde 15-16 olduğu söylenmişti.
Bazı yazarlara ve akademisyenlere sadece gülüyorum. Aynı teraneyle, “Seçmen şunu dedi, şöyle mesaj verdi, böyle istedi” gibi basmakalıp laflarla AK Parti’nin yeniden yapılandırılması gerektiğini söyleyenlere sözüm.
AK Parti diğer partilere göre yapılanmasını en dinamik biçimde sürdüren bir parti. Üç dönem kuralını “acımadan” işletmesi bile AK Parti’nin nasıl yenilendiğinin tek başına göstergesi. Bu kadar saldırıya rağmen halkın yüzde 41’i gümbür gümbür bu partiye oy veriyorsa, düşünmesi ve yapılandırılması gereken partiler belli. Ama tabii “Onları üst akıl zaten yapılandırdı” diyorsanız o başka.
Yüzde 49,8’den yüzde 41’e gerilemenin sebebini öyle “sofistike birtakım analizler attırıp laf salatası” yapmaya gerek yok.
ORTADA BAŞARISIZLIK DEĞİL, BARIŞIN BEDELİ VAR
1-AK Parti’ye oy veren Kürt seçmenler, PKK’nın tehditleri ve bugün çözüm süreciyle eriştikleri huzuru kaybetme endişesiyle HDP’ye oy verdiler. Bir kısmı da milliyetçi ve etnik nedenlerle HDP’yi tercih etti. Bunlar AK Parti’ye oy veren Kürt seçmenlerden HDP’ye yüzde 4-5 arasında bir oy kaymasına neden oldu. Yaptığım hesaplamaya göre sadece İstanbul, İzmir, Adana, Mersin, Bitlis, Şırnak, Van, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, Batman, Siirt ve Bingöl illerinde 2011 seçimleriyle kıyaslandığında AK Partinin kaybettiği ve HDP’ye giden oy 953 bin civarında. Demirtaş da bunun farkında ki ilk açıklamasında “Emanet oyları mahcup etmeyiz” diyor.
2-AK Parti çözüm sürecinin ikinci bedelini de tabanındaki milliyetçi oyların yüzde 2’sinin MHP’ye gitmesiyle ödedi. MHP’ye giden yüzde 1 ise iktidar yıpranmışlığı ve cemaat etkisi olabilir.
Yukarıdaki iki sebeple kaybedilen oyların toplamı yüzde 8’e çıkmaktadır ki bu da zaten AK Parti’nin 2011 seçimlerinde aldığı oy oranı demek.
Yani, “yolsuzluk iddialarıyla yıprandı, 3. Dönem küskünleri” gibi laflar boş. 19 milyon insan Türkiye’nin en bilinçli seçmen kitlesi olduğunu bir kez daha kanıtladı.
HDP’ye giden bu oylar, konjonktür ne olursa olsun CHP’ye ya da MHP’ye gitmeyeceğine göre oturup ağlaması gerekenler belli.
SEÇİMİN KAZANANLARI
1-Türkiye Demokrasisi. Türkiye 28 Şubat’tan itibaren geçen 16 yıllık süreç içinde tökezleyerek de olsa, çeşitli badireler ve suikastlar atlatsa da demokratik prensiplerden ayrılmadan, dünyanın en dürüst seçimlerinden birini gerçekleştirerek bir kez daha demokrasi sınavından alnının akıyla çıkmayı başardı.
2-Korku ve tehdit. PKK’nın ve HDP’nin Kürt seçmen üzerindeki tehditleri etkili oldu.
3-Küresel akıl. Yüzde 10’u aşan HDP ve Demirtaş projesini devreye sokan küresel akıl, onların görevlendirdiği eski CIA direktörü Graham Fuller kazandı.
4-Koalisyonu satın alan dolar ve faiz lobisi. Saat itibariyle doların seviyesine bakmanız yeterli.
4-Çözüm süreci. Türkiye şehit cenazelerini ve Kürt gençlerinin ölümünü Kobani kışkırtması dışında yaşamıyor artık. Bu huzurun devam etmesinin sorumluluğu artık barajı geçen HDP ve arkasındaki silahlı gücün sırtında.
5-Kadınlar. Yeterli olmasa da Meclis’e 90 kadın vekil girdi.
6-Türkiye’nin renkleri. Kürtlerin yanı sıra Çerkesler, Gürcüler, Lazlar, 3 Ermeni, bir Ezidi, bir Süryani, bir Roman vekil meclis sıralarındaki yerini aldı.
SEÇİMİN KAYBEDENLERİ
1-PKK’nın ve Demirtaş’ın tehditlerine boyun eğerek Yasin Börü’nün katillerine oy veren Müslüman Kürtler. Bundan sonraki her ölüm için vebal altındadır.
2-“Erdoğan diktatör ve seçimde hile olacak” fikrini işleyen ahlaksızlar.
3- CHP yüzde 26’nın altına düşerse istifa edeceğini açıklayan ve hâlâ yüzü kızarmadan orada oturan Kemal Kılıçdaroğlu.
4-Abdullah Öcalan. Demirtaş’ı onun yerine pişirme fikri, yüzde 10 barajıyla ve ilk adımıyla hayata geçti.
5-Geçici de olsa başkanlık fikri.
6-Varolmasının tek sebebi diğer partilerden kaçan oylar olan MHP’nin oturan lideri Devlet Bahçeli.
7-Kamalak ve Destici. Yazmaya bile değmez ama istatistik olarak yer alıyorlar.
8-Yerli yersiz açıklamalarıyla partiye zarar veren Bülent Arınç.
9-Mustafa Sarıgül… Kullanıldı ve bir kirli mendil gibi atıldı. Siyasi hayatı bitti.
10-Tüm ahlak dışı yöntemleri kullanmalarına rağmen iktidara Kürt ve milliyetçi oylar dışında oy kaybettiremeyen Cemaat, onun medyası ve bağımsız adayları.
11-Batı medyası. Artık hiçbir itibarları yok.
Fuat Uğur
[email protected]
| |
Tüm dünyanın ihanet ittifakıyla üzerine gittiği AK Parti, yedi düvele karşı dimdik ayakta durdu. Çünkü arkasında kapı gibi 19 milyon seçmen vardı. Yüzde 41’lik oran AK Parti’nin oylarının tüm saldırılara rağmen bu seviyede kaldığını ve kemikleştiğini gösterir. Aynı zamanda uygun konjonktürde yüzde 55’e tekabül ettiğini de.
2002 seçimlerinde yüzde 34,5 ile iktidar olan AK Parti’ye kriz mağdurlarının oy verdiği ve kemik oyunun en fazla yüzde 15-16 olduğu söylenmişti.
Bazı yazarlara ve akademisyenlere sadece gülüyorum. Aynı teraneyle, “Seçmen şunu dedi, şöyle mesaj verdi, böyle istedi” gibi basmakalıp laflarla AK Parti’nin yeniden yapılandırılması gerektiğini söyleyenlere sözüm.
AK Parti diğer partilere göre yapılanmasını en dinamik biçimde sürdüren bir parti. Üç dönem kuralını “acımadan” işletmesi bile AK Parti’nin nasıl yenilendiğinin tek başına göstergesi. Bu kadar saldırıya rağmen halkın yüzde 41’i gümbür gümbür bu partiye oy veriyorsa, düşünmesi ve yapılandırılması gereken partiler belli. Ama tabii “Onları üst akıl zaten yapılandırdı” diyorsanız o başka.
Yüzde 49,8’den yüzde 41’e gerilemenin sebebini öyle “sofistike birtakım analizler attırıp laf salatası” yapmaya gerek yok.
ORTADA BAŞARISIZLIK DEĞİL, BARIŞIN BEDELİ VAR
1-AK Parti’ye oy veren Kürt seçmenler, PKK’nın tehditleri ve bugün çözüm süreciyle eriştikleri huzuru kaybetme endişesiyle HDP’ye oy verdiler. Bir kısmı da milliyetçi ve etnik nedenlerle HDP’yi tercih etti. Bunlar AK Parti’ye oy veren Kürt seçmenlerden HDP’ye yüzde 4-5 arasında bir oy kaymasına neden oldu. Yaptığım hesaplamaya göre sadece İstanbul, İzmir, Adana, Mersin, Bitlis, Şırnak, Van, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, Batman, Siirt ve Bingöl illerinde 2011 seçimleriyle kıyaslandığında AK Partinin kaybettiği ve HDP’ye giden oy 953 bin civarında. Demirtaş da bunun farkında ki ilk açıklamasında “Emanet oyları mahcup etmeyiz” diyor.
2-AK Parti çözüm sürecinin ikinci bedelini de tabanındaki milliyetçi oyların yüzde 2’sinin MHP’ye gitmesiyle ödedi. MHP’ye giden yüzde 1 ise iktidar yıpranmışlığı ve cemaat etkisi olabilir.
Yukarıdaki iki sebeple kaybedilen oyların toplamı yüzde 8’e çıkmaktadır ki bu da zaten AK Parti’nin 2011 seçimlerinde aldığı oy oranı demek.
Yani, “yolsuzluk iddialarıyla yıprandı, 3. Dönem küskünleri” gibi laflar boş. 19 milyon insan Türkiye’nin en bilinçli seçmen kitlesi olduğunu bir kez daha kanıtladı.
HDP’ye giden bu oylar, konjonktür ne olursa olsun CHP’ye ya da MHP’ye gitmeyeceğine göre oturup ağlaması gerekenler belli.
SEÇİMİN KAZANANLARI
1-Türkiye Demokrasisi. Türkiye 28 Şubat’tan itibaren geçen 16 yıllık süreç içinde tökezleyerek de olsa, çeşitli badireler ve suikastlar atlatsa da demokratik prensiplerden ayrılmadan, dünyanın en dürüst seçimlerinden birini gerçekleştirerek bir kez daha demokrasi sınavından alnının akıyla çıkmayı başardı.
2-Korku ve tehdit. PKK’nın ve HDP’nin Kürt seçmen üzerindeki tehditleri etkili oldu.
3-Küresel akıl. Yüzde 10’u aşan HDP ve Demirtaş projesini devreye sokan küresel akıl, onların görevlendirdiği eski CIA direktörü Graham Fuller kazandı.
4-Koalisyonu satın alan dolar ve faiz lobisi. Saat itibariyle doların seviyesine bakmanız yeterli.
4-Çözüm süreci. Türkiye şehit cenazelerini ve Kürt gençlerinin ölümünü Kobani kışkırtması dışında yaşamıyor artık. Bu huzurun devam etmesinin sorumluluğu artık barajı geçen HDP ve arkasındaki silahlı gücün sırtında.
5-Kadınlar. Yeterli olmasa da Meclis’e 90 kadın vekil girdi.
6-Türkiye’nin renkleri. Kürtlerin yanı sıra Çerkesler, Gürcüler, Lazlar, 3 Ermeni, bir Ezidi, bir Süryani, bir Roman vekil meclis sıralarındaki yerini aldı.
SEÇİMİN KAYBEDENLERİ
1-PKK’nın ve Demirtaş’ın tehditlerine boyun eğerek Yasin Börü’nün katillerine oy veren Müslüman Kürtler. Bundan sonraki her ölüm için vebal altındadır.
2-“Erdoğan diktatör ve seçimde hile olacak” fikrini işleyen ahlaksızlar.
3- CHP yüzde 26’nın altına düşerse istifa edeceğini açıklayan ve hâlâ yüzü kızarmadan orada oturan Kemal Kılıçdaroğlu.
4-Abdullah Öcalan. Demirtaş’ı onun yerine pişirme fikri, yüzde 10 barajıyla ve ilk adımıyla hayata geçti.
5-Geçici de olsa başkanlık fikri.
6-Varolmasının tek sebebi diğer partilerden kaçan oylar olan MHP’nin oturan lideri Devlet Bahçeli.
7-Kamalak ve Destici. Yazmaya bile değmez ama istatistik olarak yer alıyorlar.
8-Yerli yersiz açıklamalarıyla partiye zarar veren Bülent Arınç.
9-Mustafa Sarıgül… Kullanıldı ve bir kirli mendil gibi atıldı. Siyasi hayatı bitti.
10-Tüm ahlak dışı yöntemleri kullanmalarına rağmen iktidara Kürt ve milliyetçi oylar dışında oy kaybettiremeyen Cemaat, onun medyası ve bağımsız adayları.
11-Batı medyası. Artık hiçbir itibarları yok.
)))))))