Kemal Ali kardeşim Sırat Köprüsünün bir misaline temas ettiniz.
Halkın seçtiği idareci iyi icraat ile mükelleftir.
Nasıl ortağı olduğun işyerinin idarecisi iyi bir iş yaptığında kendi hesabına ve belki şirket hesabına taltif eder prim verirsin. Aynen öyle kötü bir şey yaptığı zaman uyarırsın. İdarecin kötü bir şey yaptığı zaman kendi namına af edersin. Ama ortakların hesabına af edemezsin. Velevki o idareciyi ortakların tasvip etmediği halde sen tercih etmiş isen "yahu siz beni kıskanıyorsunuz, n'olmuş zarar verdi ise, bak iyilikleri var" diyemezsin.
Evet, AKP'nin iyi icraatlarını görmezden gelmek nasıl bir tefrit ise, kötülüklerini görmemek ifrattır.
AKP'nin sadece kötülüklerini nazara vermek nasıl cerbeze ise, sadece iyiliklerini nazara vermek "umum namına affetmemek" kaidesini çiğnemek ile meydana çıkan bir zulümdür.
Evet, tefritin anası ifrattır, zulmün neticesi cerbezedir.
Demek, AKP muhalliflerinin şu tefrit ve cerbezesinde kusur AKP'lilerdedir. Çünkü, kendi idarecinden önce kendi hesab sormak emreden düstura -iktidar namına- muhalefet ettiler.
Demek, bazı kişilerce, AKp'nin sadece kötülüklerini nazara verilmesinin bir kabahati; sadece iyiliklerinin alkışlanmasının istenmesi; kötlüklerini -hakkı yok iken- halk namına affedilip "aman siyasettir, takiyyedir, suküt edin, itiraz etmeyin, sanki başkası olsa daha mı iyi olurdu?" safsatalarıdır.
Evet, AKP yandaşları diyor ki: "Sanki daha iyisi var?"
Daha iyisi yok diye hatalara göz yummak en azim bir cinayet ve teslimiyetçiliğin cisim giymiş halidir.
Evet, AKP'yi 12 Eylül anayasasını yırttığı için alkışlar , tebrik ederiz. Niye daha iyisini yapmadın, diye de hesap sorarız.
Ayasofya müzedir ibadet edilmez, denmesine kızar, Ergenekon meslesinde alkışlarız. Hiç kimse "Ergenekonu çözüyor diye "Ayasofya müzedir" faciasını yutmamızı beklemesin.
İnşaallah Sırat Köprüsünü geçeriz.