Ahmedi Hani / Mem û Zîn

  • Konbuyu başlatan SaLtan
  • Başlangıç tarihi
S

SaLtan

Guest
Gözyaşlarının aydınlığında

Mem ile Zin. şairin 'Ah mine'l-aşki ve'l halatihi / Ahraka kalbi bi hararatihi'

dizelerindeki gibi yakıcı bir öyküdür.

Burada da Mem. Zin aracılığı ile kemale erer ve 'aşk'ın aşkınlaştırıcı işlevi bir

kez daha kendisini gösterir. Botan havzasında ( bugünkü cizre ) evvelbaharın

başlangıcı olan Nevruz'da başlayan macera. kabirde son bulur.

İki sevgili ıstırap dolu yaşamı. mezarda birleşerek noktalar.


Mem. ' kıl gibi incecik belli. zarif sevgili'sini. Bey kabre indirdikten sonra sarar

ve 'murad'ına erişir.


Cefa dolu bir ömrün ödülü. tıpkı Kays ile Leyla'da olduğu gibi ötedünyada

kavuşmaktır.

Doğulu batılı her aşk aynı yolu izleyerek aynı son ulaşır. Okuyacağınız kitap

binlerce kez anlatılmış olan o ezeli macerayı yeniden anlatmayı deniyor.



Doğu kültüründeki duygusallığın izlerinin yoğun olarak görüldüğü yerlerden biri

dilden dile dolaşan aşk öyküleridir.Batı kültüründeki Romeo ve Jülyet’le ağırlıklı

olarak sembolleşen aşk hikayelerinin tarihi. doğu kültüründe daha eskilere ve

daha derinlere dayanır.

Timaş Yayınları tarafından yayınlanmaya başlayan Aşk Klasikleri dizisi de bu

değerli öyküleri yeni kuşaklara-yeniden tanıtmayı amaçlıyor.

(tanıtım amaçlıdır)
 
Katılım
20 Kas 2006
Mesajlar
44
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
izmir
Ben Fehim TOSUN size böyle zekice kültürümüzü tan1t1g1n1z size ayr1ca tesekür ederim.
 

zelal

Asistan
Katılım
13 Haz 2006
Mesajlar
970
Tepkime puanı
1
Puanları
0
sanırım ahmet xani'ninde bu isimde bir eseri var
 
S

SaLtan

Guest
eser ehmedi xani nindir. sadık yalsız uçanlar sadece yapıtın özetini ve

açıklamalarını yazmış.

iskender pala nın 'leyla ve mecnun' kitabı gibi

ehmedi xani 15 yy doğuda yaşamış şair, edip ve filozoftor. memu zin tıpkı leyla

ve mecnun, yusuf ila zulayha, aslı ile kerem gibi aşk temasını işler.

fehim tosun ben teşekkür ederim ilginiz için..
 

zelal

Asistan
Katılım
13 Haz 2006
Mesajlar
970
Tepkime puanı
1
Puanları
0
bilgiler için teşekkür elimde şu anda sidardta var onu bitirirsem buna geçerim inşallah
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
kapak_goster.php


Mem Ü Zin
Ahmedi Hani (ehmedi Xani)
Hasat Yayınları
Mem û Zîn, Ahmed Hani'nin (Kürtçe:Ehmedê Xanî) 17. yüzyıl'da yazdığı ünlü manzum eseri. Kürtçenin Kurmanci lehçesiyle yazılmıştır.

Birbirine aşık olan ancak kavuşamayan iki gencin trajik öyküsünü anlatır. Bu hikâye milattan çok önceden bu yana halk arasında söylenen ve mitolojik nitelik kazanan bir destandır. Ozan bu destandan ilham alarak o hikâyeyi kendi çağının yaşantısına göre somut bir kalıba dökmüş, çağdaş bir uslupla yazmıstır. Bu suretle hem destanı kaybolmaktan kurtarmış, hem de insanliğa ölmez bir eser armağan etmiştir.

Bu eserde Mem ve Zîn'in aşkı etrafında çağının yaşantısını, o zamanın sosyal, kültürel ve idari durumunu da güçlü bir maharetle tasvir etmiştir.

İyiliği, doğruluğu, suçsuzluğu, zayıflığı ve çaresizliği Mem ve Zîn'in şahsında toplayarak; kötülüğü, dalkavukluğu, fitneciliği ve ikiyüzlülüğü de Bekir karekterinde somutlaştırarak gözler önüne sermişti.

(Kürtçe)
« Zîn bi findê re di peyive
Dem,şem'e di kir ji bo xwe demsaz
Ey hemser û hemnişîn û hemraz
Herçendî bi sohtine wekî min
Emma ne bi gotinê wekî min
Ger şibhete min te ji bi gota
De min bi xwe dil qewî ne sohta »

(Türkçe)
« Zîn muma sesleniyor
bazen mumu ederdi kendine muhattap
ey sır ve oturma arkadaşım,baş arkadaşım
gerçi yanmak yönünden benim gibisin sen'
fakat konuşma yönünden benim gibi değilsin
eğer sen de benim gibi söyleseydin
benim de gönlüm fazla yanmazdı »
(Eserden)
 

ismail

Yeni
Katılım
3 Mar 2007
Mesajlar
20,475
Tepkime puanı
2,063
Puanları
0
Yaş
45
Mem û Zîn - Yavuz Demir

Ey bülbül! Gerçi sen de aşk adamısın, Kırmızı gül mumunun pervanesisin.

Ahmedê Xanî, Kürt edebiyatına can verenlerin başında gelmektedir. Ve Kürt halkına birçok eser armağan etmiştir. Bu eserlerin başında Mem û Zîn gelmektedir.

Kürt şairi, bilgini olan Ahmedê Xanî tarafından yazılmış olan bu eserin, hangi tarihte yazılmış olduğu hakkında hiçbir belge ve net bir bilgi yoktur. Ancak 1690 yılında yazmaya başladığı ve 1695 yılında tamamlandığı sanılmaktadır. Bu ölümsüz eser hakkında günümüze kadar onlarca inceleme kitabı ve yüzlerce makale yayınlanmış, konferanslar düzenlenmiş, tartışmalar yapılmıştır.

Xanî’nin, hangi tarihte doğup hangi tarihte vefat ettiği hakkında da kesin bilgiler mevcut olmamakla beraber (1651/52) yılında, Hakkâri bölgesinde bulunan Xân köyünde dünyaya geldiği ve ismini buradan aldığı düşünülmektedir. Ağrı'nın Doğubeyaz ilçesinde görkemli bir mezarı bulunan Ahmedê Xanî’yi anlatmak ve bir kaç sayfaya sığdırmak elbette ki mümkün değildir. Onun için Xanî’nin ’Mem û Zîn’ adlı ölümsüz eserinden birazcıkta olsa bahsetmek ve hikâyeyi anlatmak en doğru tercih olacaktır.

Hikâye Özetle şöyle;

Cizre Beyi, Mir Zeynuddin'in Zîn ve Sitî adlarında iki tane bacısı vardı.

Zîn, beyaz tenli, beyin can ciğeriydi. Bey onu çok severdi. Sitî ise esmer, selvi boylu biriydi. Tacdin, Beyin Divan Vezirinin oğluydu. Hikâyenin ana kahramanı Mem ise Tacdin'in manevi kardeşi ve dostuydu. Botan bölgesinde baharın müjdecisi olan Mart ayında (21 Mart Newroz), eğlence ve bayram günlerinde çoluk - çocuk bütün Cizre halkı kırlara çıkar süslenirlerdi.

İşte böyle bir günde Mem ile Tacdin kendilerine kızlar gibi süs verip ve kıyafet değiştirerek şenliğe katılırlar. Şenlik alanına vardıklarında erkek kıyafetli iki kişiyi görürler. (onlar Sitî ile Zîn'di) Onları görür görmez ikisi de yere düşüp bayıldılar. Sitî ile Zîn bayan kıyafetli iki erkeği iyice süzerek onlar sezmeden kendi yüzüklerini onların parmaklarına geçirip oradan ayrılırlar.

Mem ile Tacdin ayıldıklarında kendilerinin bezgin ve sersem olduklarını görürler. Bu esnada Tacdin Mem'in parmağında, üzerinde Zîn yazılı mücevheri fark eder, Tacdin Mem'ın parmağına doğru elini uzatınca Mem de onun parmağında bulunan paha biçilmez ve üzerinde Sitî yazılmış olan yüzüğü görür. İkisi de Sîti ve Zîn'in ne yapmış olduklarını anlarlar.

Sitî ile Zîn dadıları olan Heyzebun'a durumu anlatırlar. Dadıları bir hekim kılığına girerek hasta olan Mem ve Tacdin'in yanına varıp, Sitî ve Zîn'inde onlar gibi yandığını söyler ve yüzükleri geri ister. Tacdin yüzüğü geri verir. Fakat Mem 'bununla yaşıyorum' diyerek yüzüğü vermez. Mem ile Tacdin kalkıp arkadaşlarına durumu anlatırlar. Bunun üzerine Tacdin için Cizre'nin önde gelenleri Cizre Bey'inden Sitî'yi Tacdine isterler.

Bey, Tacdin'e Sitî'yi verir. Böylece yedi gün yedi gece düğün yapılır. Aslen Botanlı olmayıp İran'ın bir köyünden (Merguverli) olan Beko, Bey'in kapıcısıdır.

Tacdin Beko'yu hiç sevmez. Bey'e kaç sefer bu adamın kapıcılığa layık olmadığı söyler fakat bey: 'değirmenimiz onunla dönüyor. Köpekler de kapıcıdırlar' der. Beko, Bey'in Zîn'i Mem'e vermemesi için 'Efendim, Tacdin kendi tarafından Zîn'i Mem'e vermiş.' Bunun üzerine kızan Bey, 'and içerim ki; Zîn'i eş olarak Mem'e vermeyeceğim' der. Bey'in ava çıktığı bir günde Mem Zîn'i görmek için bahçeye girer. Mem'i gören Zîn birden yıkılıverir yere. Bu sırada Mem onu görmez gül ve reyhanları seyrederek şöyle der:

Ey gul! Eger tu nazenînî, /

Ey gül! Gerçi sen de nazeninsin,

Kengê tu ji rengê ruyê Zîn'î /

Sen nerde, Zin'in yüzünün rengi nerde?

Ey sınbıl! Eger heyî tu xweş bû, /

Ey sünbül! Gerçi senin güzel kokun var,

Reyhan ji te bûyîne sîyehrû, /

Reyhan senin için kara yüzlü olmuş.

Hun ne ji mîsalê zilfe yarin /

Fakat siz yarimin zülfine benzemezsiniz.

Hun her du fızûl û he zekarın /

İkiniz de arsız ve herzecisiniz.

Ey bılbıl! Eger tu ehlê halî /

Ey bülbül! Gerçi sen de aşk adamısın,

Perwanyê şem'ê werdê alî, /

Kırmızı gül mumunun pervanesisin.

Zîn'a me ji sorgula te geştir /

Benim Zîn'im senin kırımızı gülünden daha şendir.

Bext'ê me ji talıê te reştir' /

Benim bahtım da senin talihinden daha karadır.

Mem bunu söyledikten sonra Zîn'i görür ve oda orada bayılır. Ava giden Bey, avdan dönünce Mem'i bir abaya sarılmış bir şekilde bahçede görür. Mem 'Beyim, biliyorsunuz ben hastayım canım sıkıldı gezeyim derken sonra kendimi burada buldum der.

Bey'in yanında bulunan Tacdin abanın altında Zîn'in saçlarını görür, durumu anlayan Tacdin Bey'i ikna ederek divana doğru götürür. Daha sonra eve gidip Sitî ve çocuğunu evden çıkararak, evi ateşe verir. Böylece Mem ile Zîn'in kurtuluşu için Tacdin evini feda eder.

Emsali görünmemiş bir dostluk örneğini sergiler. Beko'nun oyunlarıyla beyle satranç oynamaya ikna edilen Mem başlangıçta ilk üç oyunu alır. Beko Mem'in iyi oynadığını görünce Mem'in yönünü Zîn'e doğru çevirir. Zîn'i görüp hayallere dalan Mem, Bey'e yenilir.

Sevgilisinin Zîn olduğunu öğrenen bey Mem'in zindana atar. Bir seneye yakın zindanda kalan Mem, Zîn'in hasretine dayanamayıp ölür. Mem'in cenazesinin kaldırıldığı esnada Tacdin Beko'yu görüp öldürür.

Beko'nun öldüğünü gören Zîn, bakın hakkında ne düşünür:

'Ey şah û wezirê izz-û temkin! /

Ey izz ve temkinli şah ve vezir!

Ez hêvî dikim ne kin înadê /

Rica ediyorum inatetmeyiniz,

Der heqqê vi menbeê fesadê /

Bu fesat kaynağı hakkında.

Lewra ku xwedanê ins û canan /

Çünkü insanlar ve cinlerin Allahın,

Wi xaliqe erd û asimanan, /

Yer ve göklerin yaratıcısı,

Roja ewî hubbe da hebîban /

Sevgiyi, sevgilileri verdiği gün,

Hıngê ewî buxzê da raqiban /

Ozaman buğzu da rakiblere verdi.

Em sorgulin, ew jibo me xare /

Biz kırmızı gülüz, o bizim için dikendir

Em gencîn û ew jibo me mare /

Biz hazineyiz o bizim için yılandır.

Gul hıfz-ı di bin bi nûkê xaran /

Güller dikenlerin gagasıyla korunur,

Gencîne xwedan di bin bi maran /

Hazinelerde yılanlarla beslenir.

Ger ew ne bûya di nêv me hail /

Eğer o olmasaydı aramızda engel,

Işqa me di bû betal û zail' /

Aşkımız da bozulur ve zail olurdu.'

Nasıl ki bir gülü diken, hazineyi de yılan koruyorsa, bizim de bekçimiz (köpeğimiz) Beko olacaktır. Diyen Zîn, Mem'in mezarının başında devamlı ağlayarak şöyle der:

'Ey vücudumun ve canımın mülkümün sahibi,

Ben bahçeyim, sen de bahçıvan

Senin bahçen sahipsizdir

Sen olamazsan onlar neye yarar

Kaşlar, gözler, zülüfler neyedir.

Zülfümü tel tel çekeyim

Sonra yârim sen beni belki değişik görürsün

En iyi hepsi yerinde kalsın

Hakk'a emanetim teslim edeyim.'

Diyerek yapıştığı Mem'in mezar taşında canını verir. Bey, Zîn'i gömmek için Mem'in mezarını açtırarak Zîn'i sarktığı esnada şöyle seslenir:

'Memo! Al sana yar! der.
 
Üst