Risale-i Nur Talebesi
Diyar-ı Bekirli
- Katılım
- 30 Haz 2006
- Mesajlar
- 1,460
- Tepkime puanı
- 11
- Puanları
- 0
AĞLAMAK İSTİYORUM
Ağlamıyorsanız dahi ağlamaklı olun der nebi! Ağlamaklıyım ama ağlayamıyorum. Göz pınarlarınım ağlıya ağlıya değil de ağlamaya ağlamaya kuruduğunu hissediyorum. Ve içten içten kahroluyorum!
Ağlatın beni ağlatın demek istiyorum. Ve sol yanımın sıkıştığını hissediyorum ve hala göz pınarlarımı kuru hissediyorum. Dinlediğim hüzünlü müziğin hafif etkisini hissetmek istiyorum oda gidiyor. Ve ağlamayan gözlerime isyan ediyorum! Ağlamak istiyorum. İçimde bir damla hüzün kalmasın diye gözyaşlarımı damlatmak istiyor. Ama olmuyor işte!
Bu ekrana baktıkça gözlerim yanıyor. Hüzünden ağlamayan gözlerim ışıktan yanıyor ve dolacak gibi oluyor. Bir ışık kadar olamadı yüreğim gözyaşlarımı dökemedi! Ve ben hala inatla ağlamak istiyorum bu yazı bitinceye kadar ağlamalıyım deyip sözü uzatıyorum!
Ben sözü uzattıkça içimdeki hüzünde yok olacak gibi oluyor. Hatta hüzün dahi gidiyor ağlamaklı halimi dahi özlüyorum. Ve düşünüyorum ‘’Ümmeti’Deyip kahrolan nebiyi. Ve gençlerin haline ağlayan üstadımı düşünüyorum. Ona layık ümmet ve üstada layık talebe olmadığımı düşünüyorum. Gözü kuru olan kalbi katı biri ne kadar layık olabilir ki!
Haydi, biri çıksın ağlatsın beni kurak gözlerimden yaş döktürsün yapabiliyorsa yapsın! Bu kurak gözlerim yağmur görsün diye dua etmeliyim. Gözyaşı duası etmeliyim. Ve bu duayı öyle içten etmeliyim ki bütün mahlûkat benim adıma ‘’âmin’’ desin. Ve hala kurak gözlerim sel görsün öyle ağlasın ki gözüm saatlerce bulanık görsün. Tıpkı buharlanmış cama bakar gibi baksın her yere. Ve Ağlamaklı şu halim hatırına affet beni Ya Rab! Senin için ağlayan gözlerden nasip et ya Rab! Senin razı olup olmadığını düşündükçe yaşlarımın sel olduğu günleri yaşat Ya Rabbim…
Ağlamıyorsanız dahi ağlamaklı olun der nebi! Ağlamaklıyım ama ağlayamıyorum. Göz pınarlarınım ağlıya ağlıya değil de ağlamaya ağlamaya kuruduğunu hissediyorum. Ve içten içten kahroluyorum!
Ağlatın beni ağlatın demek istiyorum. Ve sol yanımın sıkıştığını hissediyorum ve hala göz pınarlarımı kuru hissediyorum. Dinlediğim hüzünlü müziğin hafif etkisini hissetmek istiyorum oda gidiyor. Ve ağlamayan gözlerime isyan ediyorum! Ağlamak istiyorum. İçimde bir damla hüzün kalmasın diye gözyaşlarımı damlatmak istiyor. Ama olmuyor işte!
Bu ekrana baktıkça gözlerim yanıyor. Hüzünden ağlamayan gözlerim ışıktan yanıyor ve dolacak gibi oluyor. Bir ışık kadar olamadı yüreğim gözyaşlarımı dökemedi! Ve ben hala inatla ağlamak istiyorum bu yazı bitinceye kadar ağlamalıyım deyip sözü uzatıyorum!
Ben sözü uzattıkça içimdeki hüzünde yok olacak gibi oluyor. Hatta hüzün dahi gidiyor ağlamaklı halimi dahi özlüyorum. Ve düşünüyorum ‘’Ümmeti’Deyip kahrolan nebiyi. Ve gençlerin haline ağlayan üstadımı düşünüyorum. Ona layık ümmet ve üstada layık talebe olmadığımı düşünüyorum. Gözü kuru olan kalbi katı biri ne kadar layık olabilir ki!
Haydi, biri çıksın ağlatsın beni kurak gözlerimden yaş döktürsün yapabiliyorsa yapsın! Bu kurak gözlerim yağmur görsün diye dua etmeliyim. Gözyaşı duası etmeliyim. Ve bu duayı öyle içten etmeliyim ki bütün mahlûkat benim adıma ‘’âmin’’ desin. Ve hala kurak gözlerim sel görsün öyle ağlasın ki gözüm saatlerce bulanık görsün. Tıpkı buharlanmış cama bakar gibi baksın her yere. Ve Ağlamaklı şu halim hatırına affet beni Ya Rab! Senin için ağlayan gözlerden nasip et ya Rab! Senin razı olup olmadığını düşündükçe yaşlarımın sel olduğu günleri yaşat Ya Rabbim…