maksut ibrahim
Kıdemli Üye
- Katılım
- 6 Kas 2009
- Mesajlar
- 5,889
- Tepkime puanı
- 139
- Puanları
- 0
Adı ‘Milli Görüş’ ama Milli Görüşçüye karşı!..
Almanya Milli Görüş Teşkilatı’ndan bahsediyorum. Bu yazıda İslamcılık tartışmalarına bir parantez açarak Almanya’da neler olup bittiğine değinmeye çalışacağız.
Belki iddialı bir tez olacak ama bugün Türkiye’nin değiştiği ve olumlu şeyler olduğu ifade ediliyorsa, Almanya Milli Görüş Teşkilatı bu değişimin en önemli aktörlerinden biridir. Türkiye’nin daha iyi olmasından başka hiçbir beklenti olmadan uzun yıllar hizmet ettiler. Ne işe girecek çocukları ne de herhangi bir ihale beklentisi olmadan köy köy dolaşarak, durmaksızın anlatarak emekleriyle ve yeri geldiğinde paralarıyla Türkiye’nin değişimine önemli katkı sağladılar. Yüce Kur’an’ın, “Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun” (Yasin 21) ibaresindeki gibi, hiçbir karşılık beklemeyen katkılarıyla diğer kesimlere nazaran çok daha bereketli oldular.
Şimdi hem bu bereketli çalışmalarını yapan “altın nesil” dağıtılmakta, hem de o manevi iklimle bağlar kasıtlı olarak koparılmaya çalışılmakta. Aslında Almanya’da yapılan, Türkiye’dekine benzer biçimde “dindarların Ak Partilileştirilmesi” yani Diyanet’in icat ettiği suya sabuna dokunmayan Müslüman tipinin oluşturulmaya çalışılması sürecinin bir benzeri.
Her geçen gün samimi olarak kendine Milli Görüşçü diyen idealist kişiler tasfiye ediliyor, yerlerine “maaşımı alayım yeter” anlayışındaki “profesyonellere” bırakıyor. Samimi emektarların sayısı azaldığı için teşkilat giderek daha fazla tribünlere ve medyaya oynayan bir yapıya dönüşmüş.
Erbakan’ın gözbebeği olan bu kuruluşta olanlar sadece bugünün konusu değil elbette. Daha yaşarken Erbakan çok defa gitmek istese de “gelmeyin biz Türkiye’deki toplantınıza temsilci gönderelim” mesajıyla cevap vererek geçiştirmeye çalışıyorlardı.
Eğer Almanya Milli Görüş yöneticilerine soracak olursanız, Almanya’yı Türkiye Milli Görüş’ten bağımsız hale getirmeye çalışıyorlar ama bu doğru değil. Yaptıkları, Numan Kurtulmuş’un bir ara Saadet Partisi’nde denediği değişimi Almanya’da yapmak ve maalesef başarılı da oluyorlar.
Almanya’da olan sadece Almanya’yı değil, Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Bizim bu teşkilata neler olup bittiğine dikkat etmemize sebep olan konu, Almanya Milli Görüş Teşkilatı’ndan Türkiye’deki tartışmalara yapılan Neo-Liberal katkılar dolayısıyladır. Klasik bir Milli Görüşçüden beklemeyeceğimiz bu açıklamaları gördükçe, neler olup bittiğini anlamaya çalıştık; anlamaya çalıştıkça da öğrendiklerimiz hiç hoşumuza gitmedi.
Almanya’da Türklerin oluşturduğu iki güçlü yapı var; Milli Görüş Teşkilatı ve Diyanet’in ortaya koyduğu teşkilat. Açıkça söylemek gerekirse Almanya Diyanet Teşkilatı, Avrupa’daki Müslümanların Milli Görüş’e kaymasını engellemek ve onları saptırmak üzere “vesayet dönemi” anlayışıyla kurulmuş. Şu ana kadar da görevini bi-hakkın icra etmiş! Türkiye’de Diyanet’in kaldırılması tartışılırken Almanya Diyanet Teşkilatı, bu tartışmalardan ayrı biçimde çalışmalarına(!) hız kesmeden devam ediyor.
Bugün yapılan İslamcılık tartışmalarında keşke Almanya Milli Görüş teşkilatı için ayrı bir parantez açılsa ve bugün gelinen yer noktasında ayrı bir değerlendirmeye tabii tutulsa. Kime sorsanız, “Müslümanlar özgürlüklerini kazandığında nasıl bir yapı ortaya çıkar” diye, bize göre genel bir yanlışlık olarak İran’ı gösterir ama asıl dikkat edilmesi gereken yer İran değil Almanya olmalı. İran’ın hem Şii yapısı hem de gelenekleri ve tarihi ile olan özel bağları, İran’ı farklı bir yere yerleştirmeyi gerektiriyor.
Türkiye’dekilerin neler yaptığını soracak olursanız, açıkçası yaptığım görüşmelerde Saadet Partisi yönetiminin Almanya Milli Görüş Teşkilatı’nı dert edebilecek durumda olduklarından şüpheliyim. Türkiye’de teşkilat toplantılarını yapmakta zorlanırlarken Almanya için bir şeyler yapabilmeleri tabii ki pek mümkün değil.
Son bir mesaj da bu gelişmelerden sevinecek kesimlere ve ‘Milli Görüş’ adından alerji duyanlara:
AK Parti kadrolarının büyük bölümü Milli Görüş içinden yetişti ve ne “Siyaset Akademileri”nde ne de başka bir yapı içinde bunun daha yanına bile yaklaşabilecek alternatifi ufukta yok.
Almanya Milli Görüş kalesinin düşmesi, sadece Milli Görüş’ün değil, aynı zamanda Ak Parti’nin de köklerine inecek ağır bir darbe olacaktır.
Bilmem anlatabildim mi ve bilmem "sakıncanın" farkında mısınız?
http://www.haber5.com/yazar/atif-kokturk/adi--e2-80-98milli-gorus--ama-milli-goruscuye-karsi
Almanya Milli Görüş Teşkilatı’ndan bahsediyorum. Bu yazıda İslamcılık tartışmalarına bir parantez açarak Almanya’da neler olup bittiğine değinmeye çalışacağız.
Belki iddialı bir tez olacak ama bugün Türkiye’nin değiştiği ve olumlu şeyler olduğu ifade ediliyorsa, Almanya Milli Görüş Teşkilatı bu değişimin en önemli aktörlerinden biridir. Türkiye’nin daha iyi olmasından başka hiçbir beklenti olmadan uzun yıllar hizmet ettiler. Ne işe girecek çocukları ne de herhangi bir ihale beklentisi olmadan köy köy dolaşarak, durmaksızın anlatarak emekleriyle ve yeri geldiğinde paralarıyla Türkiye’nin değişimine önemli katkı sağladılar. Yüce Kur’an’ın, “Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun” (Yasin 21) ibaresindeki gibi, hiçbir karşılık beklemeyen katkılarıyla diğer kesimlere nazaran çok daha bereketli oldular.
Şimdi hem bu bereketli çalışmalarını yapan “altın nesil” dağıtılmakta, hem de o manevi iklimle bağlar kasıtlı olarak koparılmaya çalışılmakta. Aslında Almanya’da yapılan, Türkiye’dekine benzer biçimde “dindarların Ak Partilileştirilmesi” yani Diyanet’in icat ettiği suya sabuna dokunmayan Müslüman tipinin oluşturulmaya çalışılması sürecinin bir benzeri.
Her geçen gün samimi olarak kendine Milli Görüşçü diyen idealist kişiler tasfiye ediliyor, yerlerine “maaşımı alayım yeter” anlayışındaki “profesyonellere” bırakıyor. Samimi emektarların sayısı azaldığı için teşkilat giderek daha fazla tribünlere ve medyaya oynayan bir yapıya dönüşmüş.
Erbakan’ın gözbebeği olan bu kuruluşta olanlar sadece bugünün konusu değil elbette. Daha yaşarken Erbakan çok defa gitmek istese de “gelmeyin biz Türkiye’deki toplantınıza temsilci gönderelim” mesajıyla cevap vererek geçiştirmeye çalışıyorlardı.
Eğer Almanya Milli Görüş yöneticilerine soracak olursanız, Almanya’yı Türkiye Milli Görüş’ten bağımsız hale getirmeye çalışıyorlar ama bu doğru değil. Yaptıkları, Numan Kurtulmuş’un bir ara Saadet Partisi’nde denediği değişimi Almanya’da yapmak ve maalesef başarılı da oluyorlar.
Almanya’da olan sadece Almanya’yı değil, Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. Bizim bu teşkilata neler olup bittiğine dikkat etmemize sebep olan konu, Almanya Milli Görüş Teşkilatı’ndan Türkiye’deki tartışmalara yapılan Neo-Liberal katkılar dolayısıyladır. Klasik bir Milli Görüşçüden beklemeyeceğimiz bu açıklamaları gördükçe, neler olup bittiğini anlamaya çalıştık; anlamaya çalıştıkça da öğrendiklerimiz hiç hoşumuza gitmedi.
Almanya’da Türklerin oluşturduğu iki güçlü yapı var; Milli Görüş Teşkilatı ve Diyanet’in ortaya koyduğu teşkilat. Açıkça söylemek gerekirse Almanya Diyanet Teşkilatı, Avrupa’daki Müslümanların Milli Görüş’e kaymasını engellemek ve onları saptırmak üzere “vesayet dönemi” anlayışıyla kurulmuş. Şu ana kadar da görevini bi-hakkın icra etmiş! Türkiye’de Diyanet’in kaldırılması tartışılırken Almanya Diyanet Teşkilatı, bu tartışmalardan ayrı biçimde çalışmalarına(!) hız kesmeden devam ediyor.
Bugün yapılan İslamcılık tartışmalarında keşke Almanya Milli Görüş teşkilatı için ayrı bir parantez açılsa ve bugün gelinen yer noktasında ayrı bir değerlendirmeye tabii tutulsa. Kime sorsanız, “Müslümanlar özgürlüklerini kazandığında nasıl bir yapı ortaya çıkar” diye, bize göre genel bir yanlışlık olarak İran’ı gösterir ama asıl dikkat edilmesi gereken yer İran değil Almanya olmalı. İran’ın hem Şii yapısı hem de gelenekleri ve tarihi ile olan özel bağları, İran’ı farklı bir yere yerleştirmeyi gerektiriyor.
Türkiye’dekilerin neler yaptığını soracak olursanız, açıkçası yaptığım görüşmelerde Saadet Partisi yönetiminin Almanya Milli Görüş Teşkilatı’nı dert edebilecek durumda olduklarından şüpheliyim. Türkiye’de teşkilat toplantılarını yapmakta zorlanırlarken Almanya için bir şeyler yapabilmeleri tabii ki pek mümkün değil.
Son bir mesaj da bu gelişmelerden sevinecek kesimlere ve ‘Milli Görüş’ adından alerji duyanlara:
AK Parti kadrolarının büyük bölümü Milli Görüş içinden yetişti ve ne “Siyaset Akademileri”nde ne de başka bir yapı içinde bunun daha yanına bile yaklaşabilecek alternatifi ufukta yok.
Almanya Milli Görüş kalesinin düşmesi, sadece Milli Görüş’ün değil, aynı zamanda Ak Parti’nin de köklerine inecek ağır bir darbe olacaktır.
Bilmem anlatabildim mi ve bilmem "sakıncanın" farkında mısınız?
http://www.haber5.com/yazar/atif-kokturk/adi--e2-80-98milli-gorus--ama-milli-goruscuye-karsi