Abdurrahim Karakoç Şiirleri

Katılım
11 Ara 2006
Mesajlar
47
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Yaş
39
Konum
İstanbul
Web sitesi
www.akradyo.net
Benim en önemli sebebim İstanbul'da olmamdı.Memlekete gidemedim:(Daha sonra da hani bayramları en içten çocuklar yaşıyor diyoruz ya.Sebep ne küçük şeyler onları mutlu edebiliyor.Bir gülümsemeye bile rıza gösterebiliyorlar.Bu yüzden en çok onlar mutlu oluyor.Biz galiba çocuk yanımızı kaybettik.Böyle küçük şeylerden mutlu olabilmeyi unuttuk.
 

Rosasepia

Ordinaryus
Katılım
25 Ağu 2007
Mesajlar
2,427
Tepkime puanı
787
Puanları
0
Konum
Seyyâh-ı âlem
Sana Geliyorum Sana / Abdurrahim Karakaoç


Görmeden, doğduğum gecenin seherini
Ellerim değmeden anama,
Ve günah izi yokken dudaklarımda,
Bebeklere has bir dille ağlayarak,
SANA geliyorum SANA
Çırılçıplak

Köklerim sığmadı zamana;
Silktim ham meyvelerimi utandım da,
Bir garip ağaç oldum aşk ükesinde,
Kutsal duygularınla donandım yaprak yaprak
SANA geliyorum SANA
Dal-budak

Ne bir dürüm ekmek var heybemde
Ne içecek suyum kana kana...
Bir tutam umutla düştüm yollara,
Bazan yürüyerek, bazan koşarak
SANA geliyorum SANA
Yalınayak

Yollar uzadıkça yük ağırlaştı,
Ateş düştü gönlümdeki harmana
Bıraktım ağrıyı, sızıyı bir yana;
Hasretinden ipil ipil yanarak,
SANA geliyorum SANA
Bir avuç toprak

Seyrettim uzaktan benliğimi ki,
Et, kemik, kan değilmiş manâ
Habibin hakkına, İsmin hakkına
Af dilemek icin ağlayarak,
SANA geliyorun SANA
Ya HAKK..



/Abdurrahim Karakaoç

 

Rosasepia

Ordinaryus
Katılım
25 Ağu 2007
Mesajlar
2,427
Tepkime puanı
787
Puanları
0
Konum
Seyyâh-ı âlem
Ey Can...



Ben sabit şeyleri sevmem ey can
Sen
Eğer beni dinlersen
Çağlayan ırmak ol..
Ve gönül gönderine çekilmiş
Nazlı nazlı dalgalanan
Bayrak ol..

Ben karanlığı hiç sevmem ey can
Vaktin her saatinde
Her zaman
Ağaran şafak ol..
Güneş ışıklarıyla ürperen çiçek
Seher yeliyle ırgalanan
Yaprak ol..

Ben bulanıklığı sevmem ey can
Sen
Yayla pınarlarından akan
Sulardan berrak ol..
Göl olma, gölet olma, baraj olma
Kanak ol..

Ben uykuları da sevmem ey can
Uykulardan uzak ol..
Kış günü karları yarıp çıkan
Beyaz bir gül
Mavi bir zambak ol..

Ben zaafları da sevmem ey can
Hakikatleri sarıp-sarmalayan
Zaaflardan ırak ol..
Geri dur geri dur ey can
Nefret sarayındaki sultanlıktan
İlim ocağında çırak ol..

Sana tavsiyemdir ey can
Zalimlerin boynunda süslü kravat olacağına
Var bir garip ölünün üstünde
Kefen ol
Kimsesiz gelinlerin yüzünde
Duvak ol..


/Abdurrahim Karakaoç
 

polatini

Kıdemli Üye
Katılım
13 Ağu 2007
Mesajlar
3,538
Tepkime puanı
1,017
Puanları
0
Çarpık Çağ

Çarpık Çağ

Doğru mu yanlış mı karar sizlerin
Biz aklın durduğu çağda yaşadık
Ben dinsizim diyen beyinsizlerin
Din dersi verdiği çağda yaşadık.

Baylar çalım sattı,bayanlar etin;
Ar duvarı çürük,darbeler çetin.
Modern putçuluğun şirkin zilletin
Kemale erdiği çağda yaşadık.

Bazan kör kilitler vuruldu dile
Bazan armağanlar kazandı hile
Homo'nun,komo'nun deyyusun bile
İtibar gördüğü çağda yaşadık.

Yabancısı olduk ilin obanın;
Müdür ekmeğini çaldı çobanın
Resmi dairede devlet babanın
İpe un serdiği çağda yaşadık.

Önümüz çileydi arkamız cefa
Bir gün semtimize basmadı sefa
Mürşidin müridin günde beş defa
Günaha girdiği çağda yaşadık.

Kimi hak adalet gördü düşünde
Kimi devlet kuşu buldu başında
Vatanseverin vatan dışında
Hasretlik sürdüğü çağda yaşadık.

Göz yumup izine düştük batının
Tuttuk kuyruğundan haçlı atının
Pamuk yumağının tüyün tütünün
Nice baş yardığı çağda yaşadık

Neler yıkmadık ki son olsun diye
Harcadık günleri gün olsun diye
Asker kaçağının şan olsun diye
Askeri vurduğu çağda yaşadık.

Dilendik savurduk doları markı
Döndükçe aşındı düzenin çarkı
Şalvarı,kasketi,gömleği,börkü;
İhtiras sardığı çağda yaşadık.

Başörtüsü yasak,Türk olmak günah;
Sabır ver sabır ver Ey Gadir Allah
Bulaşık basının her gün her sabah
İslamı Yerdiği çağda yaşadık

Görün halimizi biz insanların
Tutsağı olmuşuz sui zanların
Her zaman her yerde müslümanların
Müslüman kırdığı çağda yaşadık.


» Abdurrahim Karakoç


günümüzü çok güzel anlatan bir şiir . sizinle paylaşmak istedim...​
 

Berre Tuna

Nazende
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,816
Tepkime puanı
587
Puanları
0
Konum
İstanbul
Hıyarname

HIYARNAME

Belli vazifesini yapmış Bostancıbaşı
Sabahleyin baktım ki hıyarla dolmuş çarşı

Dizilmiş tablalara uzunu ve kısası
Kurmuşlar hal içinde maruf hıyar masası

Hıyar deyip geçmeyin, şifadır çok maraza
Koklatırsınız kurda, yedirirsiniz kaza

Hıyarın pörsümüşü çobana azık olur
Tazesi, endamlısı çadıra kazık olur

Hıyarın çaparı var, beyazı, langası var
Pazarlarda bölüğü, bakkalda mangası var

Al küçüğü turşu kur, büyüğü salata yap
Kırk dört santimliğini kamyona balata yap

Memleket baştan başa hıyar tarlası gardaş
Bu toprakta yetişir hıyarın hası gardaş

Seyreyle hıyarları sabahın seherinde
Altmış okka vitamin dans eder beherinde

Seracı hıyarları cılız ve kısa olur
Medya suyu verince topala asa olur

Hıyarın kıymetini bilmemek nankörlüktür
Halka hıyar dağıtmak en büyük bonkörlüktür

Çiçeği burnundası makbulmüş bir zamanlar
Hıyardaki hassayı bostancıbaşı anlar

Derler ki, hıyar taze, hıyar ucuz olmalı
Hıyar seven adamda beş çuval tuz olmalı

Nerde konuşan hıyar, nerde yürüyen hıyar
Peşinden milyonlarca dâhi sürüyen hıyar

Gün gelecek hepsini göreceksiniz elbet
Her hıyara statü vereceksiniz elbet

Belâgatı yükselir hıyar yiyen adamın
Ruhuna revnak gelir hıyar yiyen madamın

Günümüz hıyar kesme, hıyar soyma günüdür
Vatan-millet aşkıyla hıyar oyma günüdür

Kral sofralarına lâyık olmalı hıyar
Siyaset denizinde kayık olmalı hıyar

Kalkınacak bir ülke hıyar ihraç etmeli
Yetişmiş hıyarları başına taç etmeli

Hıyar seminerleri yapmalıyız durmadan
Kuru hıyar evlâdır baldan ve kavurmadan

Bırakın çağdaşlığı, bırakın sağı-solu
Toprağımız mümbittir, her taraf hıyar dolu

Çıktık açık alınla hıyarlar bostanından
Alınmasın kelekler bu hıyar destanından

Selâm olsun tablada, dalda yatan hıyara
Selâm olsun alkışa göbek atan hıyara

Selâm olsun toprağa ve suya ve gübreye
Helâl olsun besteye, helâl olsun güfteye

Tazelendi bilcümle hıyarların şerefi
Ne mutluluk bizlere, tutturduysak hedefi.

Abdurrahim Karakoç
 

Meryem

Komplike
Katılım
6 Tem 2006
Mesajlar
15,309
Tepkime puanı
759
Puanları
0
Yaş
37
Konum
İstanbul
Vay, vay, vay... Ustaca dökülmüş iğneler kalemden kağıda... Tebrik ediyorum ve susuyorum...

.
 

Berre Tuna

Nazende
Katılım
3 Kas 2007
Mesajlar
1,816
Tepkime puanı
587
Puanları
0
Konum
İstanbul
Gün gelecek hepsini göreceksiniz elbet
Her hıyara statü vereceksiniz elbet


Özellikle bu kısım çok manidar
 

B.ü.S.r.A

Doçent
Katılım
10 Ara 2006
Mesajlar
551
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Sen Varsın..

Gönül tezgahında şiir dokudum
İplik iplik nakışında sen varsın.
Aşk yolunun kanununu okudum
Madde madde yokuşunda sen varsın.

Fikir vadisinden bir ırmak geçer
Eğilir serviler, suyundan içer
Bağrında ay doğar, zambaklar açar
Sessiz sessiz akışında sen varsın.

Öz suyusun hayat denen şişenin
Nedenisin keder ile neşenin
Sevda cephesinde şehit düşenin
Donuk donuk bakışında sen varsın.

Hep senin renginde görünür bahar
Yaprakta yeşilin, gülde kokun var
Yama yama kalbimdeki yaralar
Sıra sıra dikişinde sen varsın.


Gidip de yorulma çok uzaklara
Sen, 'sen'i gel benim içimde ara...
Umut güneşimin mor bulutlara
Girip girip çıkışında sen varsın.


Abdurrahim Karakoç
 

hiba_nur

Profesör
Katılım
24 Nis 2007
Mesajlar
774
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Aynaların Ötesi..

Her ne kusur varsa geçen zamanda;
Suçsuzdur aynalar, ela gözlü yar
Mecnunlar Mevla'yı bulursa canda,
El olur Leylalar ela gözlü yar

Güzel açar güzelliğin sergisin
Gün ağartır kara saçın örgüsün
Muhabbet faslında ölüm türküsün
Kim söyler, kim çalar ela gözlü yar

Estikçe iş çıkar işin içinde;
Gençliğin hasret yer sevda göçünde
Bilmez misin, dört mevsimin üçünde
Kar olur yaylalar, ela gözlü yar

Alı al, yeşili yeşilde ara;
Ahirete gider kalbdeki yara
Ne yapsan bir daha çıkmaz dallara,
Dökülen ayvalar ela gözlü yar

Vakit dolar, nakit biter kasanda
Sevda bir kitaptır gönül masanda;
Okusan da olur, okumasan da
Kapanır sayfalar ela gözlü yar

Abdurrahim KARAKOÇ
 

B.ü.S.r.A

Doçent
Katılım
10 Ara 2006
Mesajlar
551
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Isyanli Sükut

Gitmişti makama arz-ı hâl için,
´Bey´ dedi, yutkundu, eğdi başını.
Bir azar yedi ki oldu o biçim...
´Şey´ dedi, yutkundu, eğdi başını.

Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı,
Gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı...
Bir baktı konağa alttan yukarı,
´Vay´ dedi, yutkundu, eğdi başını.

Çekti ayakları kahveye vardı,
Açtı tabakasın, sigara sardı.
Daldı.. neden sonra garsonu gördü,
´Çay´ dedi, yutkundu, eğdi başını.

İçmedi, masada unuttu çayı;
Kalktı ki garsona vere parayı,
Uzattı çakmağı ve sigarayı,
´Say´ dedi, yutkundu, eğdi başını.

Döndü, gözlerinde bulgur bulgur yaş,
Sandım can evime döktüler ateş.
Sordum: ´memleketin neresi gardaş? ´
´Köy´ dedi, yutkundu, eğdi başını.

Yürüdü, kör-topal çıktı şehirden,
Ağzına küfürler doldu zehirden;
Salladı dilini... vazgeçti birden,
´Oy´ dedi, yutkundu, eğdi başını.

Abdurrahim Karakoç
 

AynAlı

Kıdemli Üye
Katılım
16 May 2007
Mesajlar
8,728
Tepkime puanı
1,378
Puanları
0
Hakim Bey

Hakim Bey

Gene tehir etme üç ay öteye
Bu dava dedemden kaldı hakim bey
Otuz yıl da babam düştü ardına
Siz sağolun o da öldü hakim bey

Kırk yıl önce yani babam ölünce
Kadılıklar hakimliğe dönünce
Mirasçılar tarla takım bölünce
İrezillik beni buldu hakim bey

Yaşım yetmiş iki usandım gel git
Bini geçti burda yediğim zılgıt
Eğer diyeceksen bana ne öl git
Oğlumun bir oğlu oldu hakim bey

Sekiz evlek tarla bir geverlik su
Yüz yılda hüküme bağlanmaz mı bu
Kazanmasam da hu kazansam da hu
Canım ta bunuma geldi hakim bey

Keşife meşife damgaya harca
Kanımız kurudu harca da harca
Sayenizde avukatlar yıllarca
Fakiri yoldu da yoldu hakim bey

Mübaşir itekler katip zırvalar
Değişti bizde de güya devirler
Yüz yıl önce adam yiyen gavurlar
Tapucuyu aya saldı hakim bey

Kabahat sizde mi kanunlarda mı
Şaşırdım billahi yolu yordamı
Kızma sözlerime alam kadanı
Sıkıntıdan içim doldu hakim bey

Mülkün temeliydi adalet hani
Bizim hak temelde saklı mı yani
Çıkartıp da versen kim olur mani
Yoksa hırsızlar mı çaldı hakim bey

Hem davacı pişman hem de davalı
Bu yolda tükettik çulu çuvalı
Sabret makamından çalma kavalı
Sürüler ekine daldı hakim bey


Abdurrahim Karakoç
 

AynAlı

Kıdemli Üye
Katılım
16 May 2007
Mesajlar
8,728
Tepkime puanı
1,378
Puanları
0
Sen Varsın

Gönül tezgahında şiir dokudum
İplik iplik nakışında sen varsın
Aşk yolunun kanunu okudum
Madde madde yokuşunda sen varsın

Fikir vadisinden bir ırmak geçer
Eğilir serviler suyundan içer
Bağrında ay doğar zambaklar açar
Sessiz sessiz akışında sen varsın

Öz suyusun hayat denen şişenin
Nedenisin keder ile neşenin
Sevda cephesinde şehit düsenin
Donuk donuk bakışında sen varsın

Hep senin renginde görünür bahar
Yaprakta yeşilin gülde kokun var
Yama yama kalbimdeki yaralar
Sıra sıra dikişinde sen varsın

Gidip de yorulma çok uzaklara
Sen seni gel benim içimde ara
Umut güneşimin mor bulutlara
Girip girip çıkışında sen varsın


Abdurrahim Karakoç
 

AynAlı

Kıdemli Üye
Katılım
16 May 2007
Mesajlar
8,728
Tepkime puanı
1,378
Puanları
0
Haberin Olmaz

Aylar tepe yıllar dağ zincirleri
Zirveler aşarsın haberin olmaz
Dur durak bilmeden doğuştan beri
Mezara koşarsın haberin olmaz

Emanete benim diye bakarsın
Boş kalınca suya kazık çakarsın
Sırat köprüsünde yatar kalkarsın
Ateşe düşersin haberin olmaz

Salıncak kurarsın mor bulutlara
Körpe tay bağlarsın kör umutlara
Muhkemdir kulluğun canlı putlara
Kıblesiz yaşarsın haberin olmaz

Yokluğa mı sonsuza mı yolcusun
Yollar tehlikeli Allah korusun
Koca kainatta bir damla susun
Kaynarsın taşarsın haberin olmaz

Abdurrahim Karakoç
 

generall

Üye
Katılım
25 Mar 2008
Mesajlar
36
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Hep senin renginde görünür bahar
Yaprakta yeşilin, gülde kokun var
Yama yama kalbimdeki yaralar
Sıra sıra dikişinde sen varsın.

etkiyeci mısralar
 

generall

Üye
Katılım
25 Mar 2008
Mesajlar
36
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı,
Gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı...
Bir baktı konağa alttan yukarı,
´Vay´ dedi, yutkundu, eğdi başını.
 

Azra

Eylül yüzlü kız...
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
1,061
Tepkime puanı
169
Puanları
0
Konum
İstanbul
BeN !

Ben: Karlı dağların deli rüzgârı
Ben: Tozlu yolların demirbaşıyım
Ben: suyu kurumuş sevgi pınarı
Ben: Toprak bekçisi, mezar taşıyım...


Ben: Hep yıllar yılı kanayan çıban
Ben: Fikir sürüsün yitiren çoban
Ben: Hayâl peşinde çarıksız taban
Ben: gurbet ağzında bulgur aşıyım...


Ben: çürük bir gemi aşk denizinde
Ben: Yağmur damlası dostun izinde
Ben: Yanıp kül oldum aşkın közünde
Ben: Kara sevdanın dert yoldaşıyım...


Ben: Koyu düşmanım yersiz gülüşe
Ben: Düşüvermişim bitmez bir düşe
Ben: Bin yıldır ağlarım bu yıl ölmüşe
Ben: Bensiz duygunun ilk savaşıyım...


Ben: Gönlü aklına uymayan deli
Ben: Az düşünceden doymayan deli
Ben: Beni ben diye saymayan deli
Bırakın, ben benden uzaklaşayım...​


Abdurrahim Karakoç
 
Üst