ABD: Başörtüsü Yasağı Hukuksuz

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0

ABD Dışişleri Bakanlığının 2010 Dini Özgürlükler Raporunda, “Türkiye’de Anayasa’nın din özgürlüğünü sağladığı, diğer yasa ve politikaların da dinin genelde serbestçe uygulanmasına katkıda bulunduğu, ancak laik devletin bütünlüğü ve varlığıyla ilgili anayasal hükümlerin bu hakları kısıtladığı” görüşüne yer verildi." Türkiye’de Anayasa din özgürlüğünü sağlıyor, ancak buna rağmen başörtüsü yasağı sürüyor." denildi

SEÇİLMİŞLERİN ÖNÜNDEKİ ENGELLERDEN

“Devletin genelde dini özgürlüklerin uygulanmasına saygı gösterdiği” belirtilen raporda, “yine de devletin, ‘laik devleti koruma’ gerekçesiyle, üniversiteler dahil devlet kuruluşlarında İslami ifadeye önemli kısıtlamalar, Müslüman ve diğer dini gruplara sınırlamalar getirmeye devam ettiği” kaydedildi. Raporda, “Silahlı kuvvetler, yargı ve bürokrasi gibi devletin çekirdek kurumlarının ülkenin tarihi boyunca laikliği savunma rolü oynadığı, bazı durumlarda seçilmiş hükümetin faaliyetlerine laik devleti tehdit gerekçesiyle karşı çıktığı” kaydedildi.

BAŞÖRTÜSÜNE VERİLEN İZİN GAYRİ RESMİ

“Devlet memurları ve öğrencilere kamu binaları ve üniversitelerde başörtüsü yasağının devam ettiği, ama bazı üniversite ve devlet kurumlarının kadınların başörtü takmasına gayri resmi olarak izin verdiği” kaydedilen raporda, “başörtüsü takan kadınların, disiplin cezalarına çarptırıldıkları veya hemşire ve öğretmenlik gibi bazı kamu sektöründeki işlerini kaybettikleri”, devlet kurumlarında kariyer yapmalarının fiilen engellendiği” ifade edildi.

AVRUPA’YA BURKA VE MİNARE ELEŞTİRİSİ

Raporda, “Dini azınlık gruplarının da ibadet özgürlüğünde, devlete kayıt yaptırmada ve dindaşlarını eğitmede zorluklarla karşılaştığı” kaydedildi. Raporda, Fransa ve İsviçre’de başörtüsü ve minarelere karşı geçirilen yasalar ve yapılan referandum eleştirildi. Raporu açıklayan ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton, ‘’Dinsel özgürlük, hem temel insan hakkı, hem de barışçıl bir toplumun temel bir unsurudur’’ dedi.

Hükümet Yahudilerin güvenliğini sağladı

Raporda, “İsrail’in Mavi Marmara saldırısının ardından hükümetin ülkedeki Yahudi toplumunu koruyan açıklamalarda bulunduğu ve Yahudi liderlerine ek korumalar sağlandığı, bunun da Yahudilere ait mülklere yönelik bazı şiddet eylemlerini engellediği” kaydedildi.

Vicdani retçiler ve cemaatlerin durumu

Dini nedenlerle askerlik hizmetini yapmayacağını açıklayan vicdani retçiler de rapora girdi. “Devletin, askerlik hizmetini ‘vicdani ret’ gerekçesiyle yerine getirmemeyi kabul etmediğine” değinilen raporda, “dini nedenlerle askerlik hizmetine karşı çıkanların sivil mahkemelerde suçlamalarla karşılaştıkları ve hapis cezasına çarptırıldıkları” belirtildi. Tarikat ve cemaatlerin 1920’lerde yasaklanmalarına rağmen hala “aktif ve yaygın” olduğu görüşünün dile getirildiği raporda, dini azınlık mensuplarının “ibadet yerleri açma ve işletmede zorluklarla karşılaştıklarını” söyledikleri kaydedildi. Alevilerin çeşitli şikayetlerine de yer verilen raporda, ancak bu raporun yazıldığı dönemde, hükümetin Alevilerin kaygılarını ele alma yolunda adımlar attığı ifade edildi.

Nüfus cüzdanındaki din hanesi problemi

Raporda, nüfus cüzdanlarındaki din hanesine kişilerin istedikleri dini yazdırabilmeleri veya boş bırakabilmeleri mümkün olduğu halde, Müslüman olmayanların “ayrımcılık gerekçesiyle” genel anlamda nüfus cüzdanlarında din ile ilgili bölümün bulunmasından şikayetçi oldukları belirtildi. Raporda, AİHM’in bu sorunların nüfus cüzdanlarından din hanesinin çıkarılmasıyla çözülebileceğini teklif ettiği, ancak henüz hükümetin bu konuda herhangi bir değişikliğe gitmediği ifade edildi. Bunun yanında ilköğretimdeki zorunlu din derslerinden Müslüman olmayan gruplar muaf olsa da, nüfus cüzdanında dini “İslam” yazan bazı Protestan ve Süryani Ortodokslar ile Alevi öğrencilerin bu konuda sorun yaşadığı görüşüne yer verildi.

Ordu ve yargı kampanyaları

Dini Özgürlükler Raporunda, “ordu, yargı ve bürokrasinin diğer dallarının bazı üyelerinin laik devlete tehdit olarak gördükleri ‘İslami köktendinciliğe’ karşı kampanyalar yürütmeye devam ettiği tehdit olarak sınıflandırdığı” belirtildi.

Ruhban Okulu rapora girdi

Fener Rum Patriği Bartholomeos’un ‘ekümenikliğinin tanınmadığının’ belirtildiği rapora Ruhban okulunun açılması için çalışmalar da girdi.

Dini Özgürlükler 2010 raporunu değerlendiren İstanbul Politikalar Merkezi Başkanı ve Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Fuat Keyman, “Artık Avrupa’nın Türkiye’ye değil, Türkiye’nin Avrupa’ya örnek olduğunu” söyledi.

Sadece ABD’nin hazırladığı bu rapor değil Avrupa ülkelerinde katıldıkları konferanslarda da Türkiye’de yaşanan bu gelişime sürekli değinildiğini belirten Keyman, “Avrupa 20 milyon Müslüman nüfusuyla nasıl ilgileneceğini, onların hak ve özgürlüklerine nasıl karar vereceğini bilmiyor. Bu yüzden Türkiye’deki gelişmeler dikkatle izleniyor” diye konuştu.

AVRUPA’DAN İLERİ DÜZEYDEYİZ

Türkiye’de şu an Diyanet İşleri Başkanlığı temelinde bir gayri müslim reformu, başörtüsü, Alevi meselesi ve azınlık haklarıyla ilgili sorunların eşit vatandaşlık ilkesi temelinde çözülmesi gereksinimi olduğunu belirten Keyman, “Bu bağlamda yapılacak yeni anayasada laikliğin daha demokratik temelde örgütlenmesine ihtiyaç duyuluyor. Eğer Türkiye yapacağı yeni anayasada bunu toplumsal sözleşmesine yansıtırsa, sorunlarıyla baş edemeyen Fransa, Almanya gibi Avrupa ülkelerine örnek olacak. Türkiye şu anda da, sorunlarını tartışma düzeyinde Avrupa’dan daha ileri düzeyde” dedi.

  • aktifhaber
 

Duha

Profesör
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
794
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Web sitesi
www.risaletalim.com
" Türkiye’de Anayasa din özgürlüğünü sağlıyor, ancak buna rağmen başörtüsü yasağı sürüyor." denildi

Bütün dünya başörtüsünün Anayasaya aykırı olduğu noktasında birleşiyor. Lakin, hükümet yasalmış gibi meseleyi kanun değişikliği ile halletmeye çalışıyor. Yetmiyormuş gibi meseleyi seçimden sonraya bırakıyor. Mağduriyet siyaseti yapıyor.

Yapılacak tek şey halkın hükümete yüklenip Yürütme Organlarını harekete geçirmesini sağlamak ve kapıda kızımızın başörtüsünü açmasını isteyen görevlilere ve başörtüsüne mani olanlara ceza verilmesini sağlamaktır.

Denecek, "bu o kadar basit değil, statüko buna engel olacaktır"

Eğer siz -başta AKP'liler hükümetin korkaklığına takiyye derseniz ve korkusuna halk olarak mani olmazsanız başörtüsü yasağı bin yıl sürecektir.
Ama "ilk öğretimde başörtüsü cehalettir" diyen birini tarafgilik ile alkışlayanların olduğu bir yerde Allah bu zaferi verecek değildir. Zira, zalim korku ile beslenir. Takiyye namı ile yalan korkaklıktır. Zalimin iştahasını açar. Hem korkaklar Müslümanın idareci yapacağı kişiler değildir.

Cesaret imandandır. Cebanet iman zaafıdır. Fedakar Allah katında makbul idarecinin vasfıdır. İktidarını hiç bir şeye feda edememek münafık alametidir.
vesselam
 

-Muhammed-

Profesör
Katılım
18 Kas 2010
Mesajlar
1,740
Tepkime puanı
234
Puanları
63
Benım bildiğim Atatürk laikliğin temelini atarken, "Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması." ve "Herkesin din ve ibadet hürriyeti." olarak atmıştı. Bugün laiklik diye çığlık atanlara soruyorum: Hürriyet? Bu sefer aldığım cevap ; "Başörtüsü siyaset olarak kullanılıyor" oluyor. Kendilerini "Devrimci" olarak nitelendiren bazı şahsiyetler her gün üniversiteye üstlerinde bazı şahısların resimlerinin olduğu tişörtlerle gelince siyaset olmuyor değil mi. çıkışlarda da üniversite önlerinde kavga çıkardıklarında siyasi bir amaçları olmuyo öyle mi. Ama nedense başörtülü bayanlar üniversiteye düzgünce girip dersini öğrenip çıkıp gitse evine işte bu siyaset oluyo(!) Şu zihniyet, aklı başında insanda bulunamaz. Şahsen anlam veremiyorum...
 

Duha

Profesör
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
794
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Web sitesi
www.risaletalim.com
Müslümanların mükellef olduğu Kur'ani siyasette kin, öfke, taragrilik olamaz. Onların işleri şura iledir. Kin ile hareket edip sevmedikleri onları adaletsizlik yapma sebeb olmaz. Hak taraftarıdırlar ve hakkın hatırı alidir, kimsenin hatırına bakılmaz düstürünce hak kimde olsa alır, batıl kimde olsa red ederler.

Ancak, malesef ucu ecnebilerde olan süfyani siyaset cidal, boğuşma üzere olduğundan, müslümanlar siyasal İslam denilen hezeyan cereyan sebebi ile siyasetlerinde kin, öfke ve tarafgirliği öne almışlar. İşleri meşveret ile değil, efendisinin , şeyhinin kavli ile yapılır olmuş. Sevmediklerine adaletsiz olacak kadar cehalete düşmüşlerdir.

Numune mi istersiniz? İşte Deniz Baykal'ın videosunda "dört şahit" ismeyei unutan Müslümanlar ordan çıkan bir rüzgar ile Ulusalcıların sempati beslediğ ve onları tek çatı altında toplayacak bir liderin parti başına geçmesine sebeb oldular. Bunun neticesi o kişi referandumda tek başına yüzde 42 gibi bir oy alarak yüzde 70-80 çıkması lazım evet oyunu 58lere düşürmüşler. Ancak, tarafgirlikten gözünün önünü görmeyenler bu mağlubiyeti büyük bir zafer gibi nitelendirmişlerdir. Böylece Türkiye tarihinde CHP gibi bir parti ilk kez darbe dışında iktidara gelme arzusu yaşamaya başlamıştır.

Neyse
 

ukubat

Profesör
Katılım
9 May 2007
Mesajlar
1,942
Tepkime puanı
103
Puanları
0
Konum
istanbul,fatih
Web sitesi
www.ismailaga.org.tr
Numune mi istersiniz? İşte Deniz Baykal'ın videosunda "dört şahit" ismeyei unutan Müslümanlar ordan çıkan bir rüzgar ile Ulusalcıların sempati beslediğ ve onları tek çatı altında toplayacak bir liderin parti başına geçmesine sebeb oldular. Bunun neticesi o kişi referandumda tek başına yüzde 42 gibi bir oy alarak yüzde 70-80 çıkması lazım evet oyunu 58lere düşürmüşler. Ancak, tarafgirlikten gözünün önünü görmeyenler bu mağlubiyeti büyük bir zafer gibi nitelendirmişlerdir. Böylece Türkiye tarihinde CHP gibi bir parti ilk kez darbe dışında iktidara gelme arzusu yaşamaya başlamıştır.

Neyse

Filistin davasını Filistinlilerden daha iyi anlamakla meşhur zat bu seferde referandum yorumu yapmış...
Ve beklendiği gibi Ümmeti Muhammed'in anladığı şekile muhalif bir şekilde...

 

Duha

Profesör
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
794
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Web sitesi
www.risaletalim.com
Benım bildiğim Atatürk laikliğin temelini atarken, "Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması." ve "Herkesin din ve ibadet hürriyeti." olarak atmıştı. Bugün laiklik diye çığlık atanlara soruyorum: Hürriyet? Bu sefer aldığım cevap ; "Başörtüsü siyaset olarak kullanılıyor" oluyor. Kendilerini "Devrimci" olarak nitelendiren bazı şahsiyetler her gün üniversiteye üstlerinde bazı şahısların resimlerinin olduğu tişörtlerle gelince siyaset olmuyor değil mi. çıkışlarda da üniversite önlerinde kavga çıkardıklarında siyasi bir amaçları olmuyo öyle mi. Ama nedense başörtülü bayanlar üniversiteye düzgünce girip dersini öğrenip çıkıp gitse evine işte bu siyaset oluyo(!) Şu zihniyet, aklı başında insanda bulunamaz. Şahsen anlam veremiyorum...

Allah razı olsun kardeşim çok güzel bir noktaya temas etmişsin.

İlaveten;

Tütikiye'de 1937'den beri Statükonun Laikliği ile Bediüzzamanın Laikliği mücadele etmektedir.

Statüko Laikliği der: Din devlete ilişmez. Devlet dine dilediği gibi ilişir. Dindarlar devletin istediği dine sahip olmak zorundadır.
Bediüzzaman der: Laiklik, devletin dine ilişmemesidir.


İşte başörtüsü yasağı bu noktada semboliktir.

Bu yasak Statüko Laiklğinin devamının teminatıdır. Bitse o laiklik bitecek.

Kurulduğu günden itibaren can çekişen Kemilaizme yeni bir soluk getiren AKP ise bu yasağı kaldıramaz. Zira, onu iktidara getirenlere karşı gelemez. Evet, AKP ölmek üzere olan Kemalizme sunni tenefüs yapmaktadır. Yani, şu hali ile AKP Kemalist Laikliğin cenahındadır. Bediüzzamanın Laikliğinin değil.
 

ukubat

Profesör
Katılım
9 May 2007
Mesajlar
1,942
Tepkime puanı
103
Puanları
0
Konum
istanbul,fatih
Web sitesi
www.ismailaga.org.tr
Kurulduğu günden itibaren can çekişen Kemilaizme yeni bir soluk getiren AKP ise bu yasağı kaldıramaz. Zira, onu iktidara getirenlere karşı gelemez. Evet, AKP ölmek üzere olan Kemalizme sunni tenefüs yapmaktadır. Yani, şu hali ile AKP Kemalist Laikliğin cenahındadır. Bediüzzamanın Laikliğinin değil.

Bu kadar absürd,hak ve hakikate muhalif bir tesbitte bulunmak gerçekten her babayiğidin hakkı değil...
Ben oturup hayal dünyamı zorlasam bu kadarına ulaşamazdım...
Sizi tebrik ediyorum...
 

Duha

Profesör
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
794
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Web sitesi
www.risaletalim.com
Zaten zatı alinizin başka bir meşgalesi yoktur...
Sen müslümanlara yüklenmeye devam et...
Bizde cuntacılara ve din düşmanlarına yükleneceğiz...
Bakalım ahirette kim azıksız kalacak...

Ayasofya Müzedir ibadet edilemez diyenlere
İçki içmeyi yaşam biçimi, kültür olarak kabul edenlere
Zinayı serbest bırakanlara
Okulda namaz kılanlara soruşturma açanlara
İlk öğretimde başörtüsü cehalettir diyenlere karşı durmak İslam adına cihaddır.

Bunlara iktidar uğruna sukut edenler Kur'anın bütün ayetlerine muhalefet etmektedir.
 

ukubat

Profesör
Katılım
9 May 2007
Mesajlar
1,942
Tepkime puanı
103
Puanları
0
Konum
istanbul,fatih
Web sitesi
www.ismailaga.org.tr
Ayasofya Müzedir ibadet edilemez diyenlere
İçki içmeyi yaşam biçimi, kültür olarak kabul edenlere
Zinayı serbest bırakanlara
Okulda namaz kılanlara soruşturma açanlara
İlk öğretimde başörtüsü cehalettir diyenlere karşı durmak İslam adına cihaddır.

Bunlara iktidar uğruna sukut edenler Kur'anın bütün ayetlerine muhalefet etmektedir.

Rabbim ümmeti muhammedi tekfir etmekten muhafaza etsin...
Siz şu meşhur luti kavramını milyonlarca müslümana nisbet edip uyarı alan ve mesajı silinen kişisiniz galiba...
Biz sizin cemaziyelevvelinizi iyi biliriz...
 

Duha

Profesör
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
794
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Web sitesi
www.risaletalim.com
Bu kadar absürd,hak ve hakikate muhalif bir tesbitte bulunmak gerçekten her babayiğidin hakkı değil...
Ben oturup hayal dünyamı zorlasam bu kadarına ulaşamazdım...
Sizi tebrik ediyorum...


Teşekkür ederim.

Evet, "Atatürk yaşasa idi bizim partide olurdu" diyen.
Biz en hakiki Atatürkçüyüz diyen.
Bedava Nutuklar dağıtan.
Diyanet İşlerine Atatürk'ü dindar göstermek için talimatlar veren ve camilerde dua ettiren.
İlk öğretimde başörtüsü cehalet dedikleri hade bütün kitabları tarihte görülmemiş bir şekilde Atatürk propogandası ile dolduran
En hakiki Kemlasit AKP'dir.
 

-Muhammed-

Profesör
Katılım
18 Kas 2010
Mesajlar
1,740
Tepkime puanı
234
Puanları
63
İlk öğretimde başörtüsü cehalettir diyenlere karşı durmak

Efendim diğerlerinde şüphesiz haklısınız ancak bu dediğiniz çok boyutlu bir konu. Ben bu cümleyi kabul ediyorum. çünkü ailenin baskı kurup zorbalıkla ilkokul çocuğunu kapatması resmen cehalettir. Dinimiz zorlamanın olmaması gerektiğini belirtmiyor mu. Zaten akli olarak o yaştaki bir çocuk dinin çoğu emrini algılayamaz. Ailenin yapması gereken ona öğretmesi olabilir ancak. Çocuk büyüdükçe anlayacaktır ve farz olduğu vakte geldiği zaman da kendisi kapanmak isterse kapanır. öbür türlüsü, evet kesinlikle cehalettir..
 

ukubat

Profesör
Katılım
9 May 2007
Mesajlar
1,942
Tepkime puanı
103
Puanları
0
Konum
istanbul,fatih
Web sitesi
www.ismailaga.org.tr
Teşekkür ederim.

Evet, "Atatürk yaşasa idi bizim partide olurdu" diyen.
Biz en hakiki Atatürkçüyüz diyen.
Bedava Nutuklar dağıtan.
Diyanet İşlerine Atatürk'ü dindar göstermek için talimatlar veren ve camilerde dua ettiren.
İlk öğretimde başörtüsü cehalet dedikleri hade bütün kitabları tarihte görülmemiş bir şekilde Atatürk propogandası ile dolduran
En hakiki Kemlasit AKP'dir.

Zatı alinizin hakikatten milyonlarca fersah ötede yorumlarına rastladıkça 2 kere rabbime şükrediyorum...
Birincisi...
İyi ve kötünün arasındaki savaşta ne tarafta olduğunu bilmeden kötüye hizmet etmiyorum...
İkincisi...
Denge ve mizanını yitirip sabah akşam müslümanlara iftira ve giybet kampanyalarında cihat ettiği sananların inandığı absürd bir hikayeye inanmıyorum...
 

Duha

Profesör
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
794
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Web sitesi
www.risaletalim.com
Rabbim ümmeti muhammedi tekfir etmekten muhafaza etsin...
Siz şu meşhur luti kavramını milyonlarca müslümana nisbet edip uyarı alan ve mesajı silinen kişisiniz galiba...
Biz sizin cemaziyelevvelinizi iyi biliriz...

Sen bu kadarsın işte.

forumda Müslümanları, iftira atarak tahrik edersin.

Ama Kur'an'da yasak olduğu halde. Peygamberimize bütün münafıklar vahiy ile bildirildiği halde sırf zan ile bana münafık deme cesareti gösteren ve kalkıp ahkam kesen sensin

Yahu,

Adam kalkıp diyor; İçki yaşam biçimi kültürdür

diyorsunuz takiyye

Kalkıp diyor, biz en hakikia Atatürkçüyüz

diyorsunuz takiyye

Biri kalkıp ilk öğretimde başörtüsü cehalettir.

Kalkıp diyorsun takiyye.

Biri diyor başörtüsü yüzde birbuçuğun meselesidir
Diyorsunuz takiyye

diyorlar biz değiştik.
diyorsunuz takiyye
sonra ben de demişim.

Siz Lut kavmi zamanının Müslümanları olsanız zafer için livataya yapmayı desteklenmesine takiyye dersiniz. Demedim ki, siz livatayı hoş görüyorsunuz.

Madem takiiye bu kadar kötü bir şey neden habire AKP'nin yaptıklarına takiyye diyorsunuz. İyi bir şey ise yazdığıma kızmanız abestir. Kötü bir şey ise neden habire takiyye yaptıklarını söyleyerek halkın desteğine devam etmesini istersiniz.

Çok çelişkilisiniz çok.

O yazıma iki kişi kızdı. Agbi ve sen.

Bu da foruma neden geldiğiniz gösteriyor.

Hadi itiraf edin. AKP'nin adaısınız.
 

Duha

Profesör
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
794
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Web sitesi
www.risaletalim.com
Efendim diğerlerinde şüphesiz haklısınız ancak bu dediğiniz çok boyutlu bir konu. Ben bu cümleyi kabul ediyorum. çünkü ailenin baskı kurup zorbalıkla ilkokul çocuğunu kapatması resmen cehalettir. Dinimiz zorlamanın olmaması gerektiğini belirtmiyor mu. Zaten akli olarak o yaştaki bir çocuk dinin çoğu emrini algılayamaz. Ailenin yapması gereken ona öğretmesi olabilir ancak. Çocuk büyüdükçe anlayacaktır ve farz olduğu vakte geldiği zaman da kendisi kapanmak isterse kapanır. öbür türlüsü, evet kesinlikle cehalettir..

Bakınız demek o hanim efendi takiyye yapmıyormuş.

Zira, bu forumda ve çevremde artık böyle düşünenler çoğalmaya başladı.

O zaman çozuklarımıza namaz da kıldırmayalım ha ne dersiniz.

Bir gazetecinin dediği gibi yapalım.
18 yaşına kadar çocuklarımıza ilişmeyelim olsun bitsin.

İhtimal kapanır.

******

Yahu, o sözü eden hanim efendi, desin: Çocuklarımıza Atatürk sevgisi vermeyelim. 18 yaşında kendi karar versin.
Hiç kimse çocuğuna hiç bir şey öğretmesin. Devlete bırakalım ne yapacaksa o yapsın.

Demek, AKP statüko laikliğinin neferi olduğunu bir kez daha ispat ediyor.

Aynı staükonun dediği gibi diyorlar: Çocuklarınza dini öğretmeyin, bırakın devlet öğretsin.

bu mudur yani?

AKP bunun için mi iktidar?
vay be!


Efendim diğerlerinde şüphesiz haklısınız ancak bu dediğiniz çok boyutlu bir konu. Ben bu cümleyi kabul ediyorum. çünkü ailenin baskı kurup zorbalıkla ilkokul çocuğunu kapatması resmen cehalettir. Dinimiz zorlamanın olmaması gerektiğini belirtmiyor mu. Zaten akli olarak o yaştaki bir çocuk dinin çoğu emrini algılayamaz. Ailenin yapması gereken ona öğretmesi olabilir ancak. Çocuk büyüdükçe anlayacaktır ve farz olduğu vakte geldiği zaman da kendisi kapanmak isterse kapanır. öbür türlüsü, evet kesinlikle cehalettir..

Bir Müslümanın evladına karşı mükellefiyeti Kur'an ve Hadis ölçüleri ile belirtilmiştir.

Çocuğu daha iyi İngilizce konuşsun diye anne karnında kaset dinletenler elbette bilimsel bir tespite dayanıyor.

Elbette, eğitim küçük yaşta değil, anne karnında başlar.

Evlatlarımızı Allah sevgisi ile yetiştirmek ile mükellefiz. Bu sevgiyi onlara aşılarız.

Bazı cahiller, çocuklarına Allah sevgisi yerine sadece Allah korkusu veriyor. O kişler evladına Allah sevgisi vermediği için, o çocuk başörtüsünü sevmiyor. niye kapanması lazım geldiğini idrak edemiyor. O cahil evladına baskı ile kapatıyor.

Bunlar doğru

Bu cehalettir.

Bu iş siyasiyunların işi değil. Dini kurmların ve din alimlerinin işidir. Dindarların meselesidir.

Buna kimse siyaset namına karşıamaz.

Siyasetçiler "siz evladınızı yetiştiremiyorsunuz. Devlete bırakın" diyemez.

Bir Müslüman "ilk öğretimde başörtüsü cehallettir" sözüne en sert tepkiyi vermelidir. Zira, diğer ucu köleliktir. Köle olmaya en büyük adımdır.

Evlatlarımızı dinen devlet yetiştirsin diye, devlete teslim olmaya rızadır.

Sonra vaveyla etmeyiniz.
 

-Muhammed-

Profesör
Katılım
18 Kas 2010
Mesajlar
1,740
Tepkime puanı
234
Puanları
63
Bakınız demek o hanim efendi takiyye yapmıyormuş.

Zira, bu forumda ve çevremde artık böyle düşünenler çoğalmaya başladı.

O zaman çozuklarımıza namaz da kıldırmayalım ha ne dersiniz.

Bir gazetecinin dediği gibi yapalım.
18 yaşına kadar çocuklarımıza ilişmeyelim olsun bitsin.

İhtimal kapanır.

******

Yahu, o sözü eden hanim efendi, desin: Çocuklarımıza Atatürk sevgisi vermeyelim. 18 yaşında kendi karar versin.
Hiç kimse çocuğuna hiç bir şey öğretmesin. Devlete bırakalım ne yapacaksa o yapsın.

Demek, AKP statüko laikliğinin neferi olduğunu bir kez daha ispat ediyor.

Aynı staükonun dediği gibi diyorlar: Çocuklarınza dini öğretmeyin, bırakın devlet öğretsin.

bu mudur yani?

AKP bunun için mi iktidar?
vay be!


Söylediklerimi tersten okumayın lütfen. Çocuklarımızı kapatmayalım mı dedim ki namaz kıldırmayalım diyorsunuz? DİNİ ÖĞRETMEK FARZDIR. Ancak Zorbalıkla uygulatmak yasaktır. Babam beni hiçbir zaman zorla camiye götürmedi. Sevgiyle ödüllerle merhametle götürdü. Onun sayesinde öğrendim çoğu şeyi. Ama bana ZORLA birşey yaptırmdı. Ve ben de şimdi diyorum ki zorla küçücük çocuğu kapattırmak CEHALLETTİR. Lütfen doğru okuyun..
 

ukubat

Profesör
Katılım
9 May 2007
Mesajlar
1,942
Tepkime puanı
103
Puanları
0
Konum
istanbul,fatih
Web sitesi
www.ismailaga.org.tr
Ümmetin en büyük hastalıklarından biride şudur...
Kendisi İslami hizmet alanında ortaya hiçbir eser veya çalışma koyamadığı halde müslümanları insafsızca eleştirmeye bayılır ve bu şekilde nefsi emmaresini tatmin eder...
Hükümet şöyle yapmış...
Fethullah Gülen şöyle yapmış...
Sabahtan akşama kadar araştırırlar,günahları ve sevablarıyla islam adına çalışan insanların bazı hatalarını bulurlar ve bu hatalar ile uğraşıp nefislerini tatmin ederler...
Bunun sebebi kendilerinin islami sahada hiçbir katkıları olmamasıdır...
Bu eksikliklerinin kendilerinde oluşturduğu aşağılık kompleksinin tek çaresi ise bellidir...
Başkalarına çamur at ve hatalarını ara...
İşin en acısı ise bu dediğim zevat küfür ile imanın savaşında maalesef karşı tarafa hizmet eder ve bunu asla anlayacak kapasitede değildir...
Yani günahkar müslümanların hatalarını araştıracam derken küfüre malzeme çıkarır ve islamın gücünü azaltır...
Ahkam kesmek kolaydır...
Müslümanları lutilik ile vasıflayıp karalamak kolaydır...
Hükümeti kemalistlik ile karalamak çok basit iştir...
Ama en zor olan hataları ve sevablarıyla olsa da ortaya bir hizmet çıkarmaktır...
Sözün sonu...
Eğer ortaya islami bir hizmet koyacak kapasiteniz olmasada...
GÖLGE ETMEYİN BAŞKA İHSAN İSTEMEZ...
 

-Muhammed-

Profesör
Katılım
18 Kas 2010
Mesajlar
1,740
Tepkime puanı
234
Puanları
63
Bir Müslümanın evladına karşı mükellefiyeti Kur'an ve Hadis ölçüleri ile belirtilmiştir.

Çocuğu daha iyi İngilizce konuşsun diye anne karnında kaset dinletenler elbette bilimsel bir tespite dayanıyor.

Elbette, eğitim küçük yaşta değil, anne karnında başlar.

Evlatlarımızı Allah sevgisi ile yetiştirmek ile mükellefiz. Bu sevgiyi onlara aşılarız.

Bazı cahiller, çocuklarına Allah sevgisi yerine sadece Allah korkusu veriyor. O kişler evladına Allah sevgisi vermediği için, o çocuk başörtüsünü sevmiyor. niye kapanması lazım geldiğini idrak edemiyor. O cahil evladına baskı ile kapatıyor.

Bunlar doğru

Bu cehalettir.

Bu iş siyasiyunların işi değil. Dini kurmların ve din alimlerinin işidir. Dindarların meselesidir.

Buna kimse siyaset namına karşıamaz.

Siyasetçiler "siz evladınızı yetiştiremiyorsunuz. Devlete bırakın" diyemez.

Bir Müslüman "ilk öğretimde başörtüsü cehallettir" sözüne en sert tepkiyi vermelidir. Zira, diğer ucu köleliktir. Köle olmaya en büyük adımdır.

Evlatlarımızı dinen devlet yetiştirsin diye, devlete teslim olmaya rızadır.

Sonra vaveyla etmeyiniz.


İşte bu çok doğru.
 

Duha

Profesör
Katılım
13 Ocak 2007
Mesajlar
794
Tepkime puanı
34
Puanları
0
Web sitesi
www.risaletalim.com
Söylediklerimi tersten okumayın lütfen. Çozuklarımızı kapatmayalım mı dedim ki namaz kıldırmayalım diyorsunuz? DİNİ ÖĞRETMEK FARZDIR. Ancak Zorbalıkla uygulatmak yasaktır. Babam beni hiçbir zaman zorla camiye götürmedi. Sevgiyle ödüllerle merhametle götürdü. Onun sayesinde öğrendim çoğu şeyi. Ama bana ZORLA birşey yaptırmdı. Ve ben de şimdi diyorum ki zorla küçücük çocuğu kapattırmak CEHALLETTİR. Lütfen doğru okuyun..

Tersten okumadım. Üçüncü bir izah yaptım, sen okumamışsın. Tepkimin sebebini burdan anlayabilirsin.

Dedim ya. Elbette çocuğu zorla kapatmak cehallettir. Bu cehalet devletin değil, dindarların problemidir.

Biz evladımıza Allah sevgisi vermek ile mükellefiz. Allah'ı seven çocuk, Allah için -severek ve istiyerek- kapanır. Biz başörtüsünün fıtri bir ihtiyaç olduğuna itikada edenlerdeniz.

Allah sevdirilmeyen çoçuk, babası korkusundan kapanır.

Bu mesele, dindarların meselesidir.

Hem bugün çocuklarımızı zorla kapatan babalar varsa suçlusu statükodur. Zira, halkı dini öğrenebileceği kaynaklardan ettiler. Kendi dayattıkları Yaşar Nuri gibi adamlar ile halkı cahilleştirdiler.

sonrada kalkıp halkı suçluyorlar.

Devlet eğer zorla kapanan kız istemiyorsa. İşi dindarlara bıraksın. Dindar alimler babaları eğitecek ve çocuklarının severek kapanmasına sebeb olacak eğitimi verir.

Bunun çaresi Hayrünnisa Hanımın söylediği gibi değildir. Ne yani, çocuklarını eğeitemdiği için zorla kapatan babalar var diye, iyi eğitip çocuğu gönüllü kapanmasını sağlayan babaları cezalandırmak da nesi?

Benim kızım on yaşında okuldan sonra bazen bakkala giderse başörtüsü takıyor. Hayrünnisa Hanımın safsatasından sonra bana tuhaf bakıyorlar. Zannediyorlar ki zorla kapatıyorum.

Ama, ben Evladıma allah sevgisi verdim Elhamdülillah ve bir kez olsun "kapan" dememişim.
 
Üst