AB ve Türkiye

Hikem

Kıdemli Üye
Katılım
31 Ağu 2009
Mesajlar
6,073
Tepkime puanı
702
Puanları
0
Cumhurbaşkanı bir konferansta buyurmuşlar:

''Bazı AB liderlerinin birliğin geleceğiyle ilgili ileri görüşlü olmadıklarını da belirten Gül, "Uluslararası güç dengesinin Doğu ve Asya'ya kaydığını dikkate alırsak Türkiye'yi üye olarak almak AB'nin stratejik zorunluluğudur" dedi.

-"OSMANLICILIĞI DİRİLTMEK GERÇEKÇİ DEĞİL"-

Konferansa katılanların sorularını da yanıtlayan Gül, AB ile ilgili bir soru üzerine, AB'nin elindeki gücün farkında olmadığını söyleyerek, "Ne yazık ki, Avrupa'da bazı politikalar çok içe dönük, günlük şeylerle meşguller ve bundan dolayı AB'nin gücü uluslararası anlamda hissedilmiyor" diye konuştu.

" Gül, "Geçmişte bu kadar bölgenin sorumluluğunu taşıyan bir ülkenin, bugünkü jeopolitik imkanlarını değerlendirmesi gayet normaldir. Yeni Osmanlıcılık veya Osmanlıcılığı diriltmek gibi, bunlar gerçekçi de değil bugün. Geçmişte büyük bir imparatorluğun parçasıydı bütün bölge ama bugünün gerçeği çok farklı. Aynı şey güneş batmayan imparatorluk için de geçerli, Türkler için de geçerli" diye konuştu''

Nedense Tanzimattan bu tarafa yönetici elit zümre, kendi ülkelerini, devletlerini konumlandırırken, hep meseleye batı zaviyesinden bakarak, onları fail, kendilerini ise münfail durumda tarif etmişlerdir.Sayın Gül' de bu munfail(edilgen)

siyasetin kendileri tarafından da takip edildiğini itiraf etmişler.

Şu halde bizde bu yönetici elite soruyoruz: Onlar (Batı)

Türkiyeyi AB ye almaya, stratejik olarak mecbur görebilirler(ki bu görüşte oldukça zayıf argümanlara sahiptir)

ve fakat asıl biz kendimizi nasıl görüyoruz, neye mecbur görüyoruz veya biz de kendimizi, AB. ne mahkum görüyormuyuz? Asıl can alıcı soru bu? Biz kendimizi, başkalarının bizi nasıl konumlandırdığına göre mi tanımlayacağız, yoksa bizimde başka önceliklerimiz ve gayelerimiz mi var?

Sözün özü: 150-200 yıllık yenilgi psikolojisini, yönetici elit üzerinden atabilmiş değil.Bu toprakların çocukları bu edilgen siyasete layık değildir.
 
Üst