781 MİLYON KİŞİ BU YAZIYI OKUYAMAZ - Ahmet alp HAN

ahze21

Yasaklı
Katılım
3 Kas 2006
Mesajlar
550
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Yaş
46
Bir keşmekeşin içine girdik, kenara çıkmaya koymuyor bizi. Göklerden uzanan bir necat eline muhtaç nemli gözlerle aranıyoruz. Seçim sathı mahalline girdiğimiz şu süreçte diğer büyük süreci unutabiliyor muyuz, hayır!

Kıyamet manzarasını andırıyor manzara. Annenin, kucağındaki çocuğunu kendi başının çaresine bakmak için unuttuğu kıyamet manzarası. Toplum, derdi maişetle teşriki mesai yaparken ne solunu görebiliyor ne de sağını.

Hele ki çocuklarımız ve gençlerimiz. Hepten unuttuk onları. Ellerinden tutup emanet ettiğimiz kurumlar bizim veremediklerimizi verir sandık. Halbuki balık baştan kokar. Ellerine emanet ettiğimiz evlatlarımız, bataklık misal 40-50 öğrencili sınıflarda gözden kayboluverdiler. Ne müdür, öğretmen bulabildi onları ne de ebeveynleri olan bizler.

Zihinlerine ne okutursan onu kaydeden genç neslimizin kirlenen zihinlerini geçtim derdimiz o tertemiz bedenlerine bulaşan ve onları günden güne eriten bağımlılıklar olsa keşke.

Sadede geleyim dilerseniz...

Bir araştırma sonucuna göre dünya üzerinde hala okuma-yazma bilmeyen 781 milyon kişi var. Bunun, TÜİK İzmir Bölge Müdürlüğü'nün yaptığı araştırma sonucuna göre 2 milyon 643 bin 712'si Türkiye'de yaşıyor. Yani bu yazıyı Türkiye'de 2 milyon 643 bin 712 kişi, dünyada ise 781 milyon kişi, istese de okuyamayacak.

Türkiye nüfusunu baza aldığımızda okuma-yazma bilmeyenlerin oranının, eskilere nazarla azaldığı görülmekte. fakat bir problemin çözümüyle uğraşırken başka bir problem ise toplumda kendine yer edinmekte: BAĞIMLILIK!

32 bin lise öğrencisinin katıldığı bir anketin sonuçları...

İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün de katkıda bulunduğu bir araştırmaya göre İstanbul'da lise seviyesinde okuyan her 100 öğrenciden 45'inin sigara, 32'sinin alkol, 9'unun ise uyuşturucu kullandığını ortaya çıkardı.

En güzide bakanlıklarımızın belki de en başında gelen Milli Eğitim Bakanlığı'mız onlarca kez sınav ve sistem değişikliğine gitmesine rağmen hata yapmadıklarını ve mükemmel memurlarla mükemmel bir mesai yaptıklarını hala iddia etmekteler. Neden bilmem, aklıma püsküllü "külah"ım geldi.

Maalesef MEB'in izlediği hatalı ve kimi zaman da farklı niyetli politikaları yüzünden eğitim sisteminde çok sayıda problem, acil çözüm bekliyor.

Bunların en başında da, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın üzerinde önemle durduğu ve hatta karşısında içenlerin tozunu attırdığı sigara, içki ve uyuşturucu geliyor.

Sağa sola "içme" diye bağırmak ve delikanlılık taslamak kolaydır. Ama özellikle içenlerin "İçiyorsam bir sebebi var" yollu çıkışmalarına karşı elinizden gelen bir şeyin bulunmaması ve "kelin merhemi olsa kendi başına sürer" diyerek uzaklaşmak kolay gelir.

Düşünsenize, önümüzde neredeyse ilkokula kadar düşen bir uyuşturucu bağımlılığından bahsetmekteyiz. Şimdi biri çıkıp şöyle diyecektir: "Bunların ana-babası yok mu, canım?"

Sıkıntının büyüğü de orada ya! Geçim derdiyle cebelleşen ve anne-baba çalışmak zorunda olan bir ailede çocukla ilgilecek ve şefkat gösterecek olan kim? Türkiye çapında elektrik kesintisinin bile kaynağını hala tespit edememiş DEVLET mi? Güldürmeyin beni.

İşin şaka götürecek yanı kalmadı artık çünkü kolay elde edilebilen sentetik uyuşturucularla birlikte, bu ölümcül alışkanlıkların ortaokul düzeyinde de çocuklarımızı tehdit edecek düzeylerde olduğu aşikar artık.

Peki çare nerede veya kimde? Aktif Eğitim Sen Temsilcisine göre maddi ve manevi çıkmazda bulunan öğretmenlerin çalışma koşullarına yardımcı olunmasında...


Daha geçen gün Aktif Eğitimciler Sendikası Amasya İl Temsilciliği, eğitim camiasında ki problemlerin çözümü için geliştirdikleri projeler için tanıtım programı düzenledi. Rehberlik ve Araştırma Merkezi'nde düzenlenen ve çok sayıda Aktif Eğitim Sen üyesi öğretmenin de katıldığı programda Aktif Eğitim Sen Amasya İl Temsilcisi Salih Süren, Acilen çözülmesi gereken problemlerin arasında okulların fiziki olarak hazırlıklı olmaması, okul idarelerinde yaşanan kargaşalar, öğrenci yerleştirmelerinde yaşanan gecikme ve aksaklıklar gibi konuların öne çıktığını dile getirmiş.

Salih Süren Beyefendi'nin şu söylediklerine siz de katılmıyor musunuz?:

"Tabi bütün bunlara bağlı olarak, eğitimin temel unsurları olan öğrenci, veli, öğretmen ve okul yönetimlerinin de moral olarak yoğun bir maratona yeterince hazırlıklı olduğu söylenemez. Aktif Eğitim Sen olarak bizler, hem üyelerimizin mesleki kariyerlerine yönelik hem de mevcut problemlerden önem arz eden konuları öne çıkararak çözüm önerileri ile birlikte projeler geliştirip ilgililerin ve eğitim çalışanlarının dikkatine sunmaya devam ediyoruz."

Problemleri dillendirmek kolay ama çare adına bir şeyler ortaya koymak her zaman zordur. Toplum olarak bizler çözümleri hep bir yerlerden bekleriz. Fakat Aktif Eğitim Sen öyle yapmamış ve bir takım çözüm yolları da göstermiş.

"Ne yazık ki son yıllarda yapılan istatistikler, özelde milli eğitim sistemimizin, genelde de ülkemizin bu konuda iyi bir sınav vermediğini gösteriyor. Yapılan araştırmalar,başta sigara olmak üzere, alkol, uyuşturucu, sanal bağımlılık gibi konularda vahim bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Televizyonlarda, gazetelerde, evlatlarını uyuşturucuya kurban veren ailelerin çırpınışlarını son dönemde daha fazla duyar olduk. Bağımsız Birey Sağlıklı Toplum sloganı ile iki yıl sürecek olan projemiz tüm illerimizde yapılan planlamalar doğrultusunda devam etmektedir. Amasya Aktif Eğitimciler Sendikası Temsilciliği olarak bizler proje tanıtımı, üyelerimizi bağımlılıkla ilgili bilgilendirme içerikli konferans, konuyu gündemde tutma adına yürüyüş, bisiklet yürüyüşü, ortak akıl toplantıları, bağımlı ve bağımlı aileleri ile iletişim konulu seminer gibi faaliyetler planlamış bulunmaktayız.

Acilen çözülmesi gereken problemlerin arasında okulların fiziki olarak hazırlıklı olmaması, okul idarelerinde yaşanan kargaşalar, öğrenci yerleştirmelerinde yaşanan gecikme ve aksaklıklar gibi konuların öne çıkıyor. Tabi bütün bunlara bağlı olarak, eğitimin temel unsurları olan öğrenci, veli, öğretmen ve okul yönetimlerinin de moral olarak yoğun bir maratona yeterince hazırlıklı olduğu söylenemez. Aktif Eğitim Sen olarak bizler, hem üyelerimizin mesleki kariyerlerine yönelik hem de mevcut problemlerden önem arz eden konuları öne çıkararak çözüm önerileri ile birlikte projeler geliştirip ilgililerin ve eğitim çalışanlarının dikkatine sunmaya devam ediyoruz."

"OKULLARA ÇOCUK BAKIM ODASI KURULMASI" FİKRİ


Sendikanın yaptığı bir araştırma öğretmenlerin, okullarda çocuk bakım odası kurulmasını istediğini ortaya koyduğunu belirten Süren şöyle devam etmiş:

"Aktif Eğitim-Sen genel merkez yönetimimizin takibinde, bin 869 eğitim çalışanı ile yapılan ankete göre, 'Eğitim kurumlarına çocuk bakım odası yapılmalı mıdır?' sorusuna, katılımcıların yüzde 96'sını oluşturan bin 788 kişi evet cevabı verdi. Hayır diyenlerin oranı ise 81 kişi ile yüzde 4'te kaldı. Sorunu net bir şekilde tespit eden sendikamız, çözüm odaklı sendikacılık anlayışı gereği, projenin nasıl hayata geçirilebileceğine ilişkin çözüm önerilerini de ortaya koydu. Okullarda bir dersliğin çalışan annelerin küçük yaştaki çocukları için ayrılması ve gerekli personelin görevlendirmesi gerçekleştirilebilir bir uygulamadır. Birçok derslikten oluşan bir eğitim kurumunun bir dersliğinin bu uygulama için ayrılması, amacına uygun tefriş edilerek donatılması ve yeteri kadar personelin görevlendirilmesi mali açısından da çözülebilir bir işlemdir."

Nihayi Kelam

Kesin bir çözüm olmasa da çözümün bir kısmını gösterdiği için Aktif Eğitim-Sen'e ve üyelerine teşekkür ederim. Sonuçta kazanacak veya kaybedecek olan bu milletin evlatlarıdır. En kısa zamanda sorumluların da gözlerini açmasını ve asıl ilgilenilmesi gereken bu (sigara, alkol, sentetik uyuşturucu) gibi konular varken kendi ürettikleri "hayali düşman"la boş boş mesai yapmamalarını dilerim.

Ahmet Alp HAN
GlobalHaber tv
Twitter: @ahze22
 
Üst