7 Sözü İçin 156 Milyar Lazım : Kılıçdaroğlu'dan Haydar Baş Vaatleri

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Bugün gazetesi, Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı vaatlerin ekonomik karşılığını kalem kalem hesapladı.

Kılıçdaroğlu'nun, iktidar olması durumunda verdiği sözleri yerine getirebilmesi için, bugünkü bütçe gelirlerine ilave olarak her yıl yaklaşık 62 milyar, orta vadede de 56 milyar lira kaynak bulması gerekiyor. İşte Kılıçdaroğlu'nun verdiği sözlerin maliyeti:

Harçlara 1.5 milyar

1: Harçlar kaldırılacak: Öğrencilerden her yıl yaklaşık 1.5 milyar lira öğrenim harcı tahsil ediliyor. Bu kaynağın öğrencilerden toplanmaması halinde eğitim için gereken 1.5 milyar liralık giderin bütçeden karşılanması gerekecek. Bu da, bu miktarda taze kaynak bulunmasını gerektiriyor.

2: Emeklilerin beklediği intibakyasası çıkarılarak, eşitsizlik giderilecek: Yaklaşık 3 milyon emeklinin mağduriyetinin giderilmesi anlamına geliyor. Hükümet bu amaçla çalışma yaptı ancak ortaya çıkan olağanüstü kaynak ihtiyacı çalışmanın ilerlemesini engelliyor. Kılıçdaroğlu'nun bu eşitsizliği gidermesi halinde bütçeye her ay 3 milyar, yıllık ise toplam 36 milyar lira taze kaynak bulması gerekiyor.

3: Tanm ve çiftçi desteklenecek, mazotta ÖTVkaldırila-rak, mazot ftyatı yarıya indirilecektir: Mazottan halen litrede 1.26 TL ÖTV alınıyor. 1,26 liralık ÖTV'den de 23 kuruş KDV tahsil ediliyor. Dolayısıyla ÖTV'nin kaldırılması halinde litrede 1,49 TL vergiden vazgeçilmiş olacak. Motorin de 1,47 TL'ye inecek. Türkiye'de yılda toplam 13 milyon 570 bin ton motorin tüketiliyor.

Dolayısıyla ÖTV kalktığında yaklaşık 20 milyar liralık kaynak yok olacak. Bütçe açığının artmaması için bu miktarda taze kaynağa ihtiyaç olacak.

4: GAP Projesi bir an önce tamamlanacak GAP'a ayrılmış kaynaklar amaçlan taşında kullanılma yacak: GAP yatırımlarının tamamlanması için toplamda en az 20 milyar lira kaynak gerekiyor. Hükümet bu kaynağı işsizlik sigortası fonundan karşılamaya çalışıyor.

5: Doğu ve Güney doğu'da işsizlik ve aş sorunu doğrudan yapılacak devlet yatırımları ile çözümlenecek: Bu iki bölgede yaklaşık 150 bin işsiz var. Bir kişiye istihdam yaratmak için gereken yatırım tutarı ise 240 bin TL civarında. Dolayısıyla işsizliğin çözümlenebilmesi için orta ve uzun vadede 36 milyar liralık kaynağa ihtiyaç var.

6:2/B arazilerinin mülkiyet sorunu çözülecek, kullandıkları araziler orman köylüsüne bedelsiz verilecektir: 2B arazileri yıllardır kaynak olarak düşünülüyor. Buradan gelmesi beklenen kaynak ise yaklaşık 38 milyar TL civarında. 2B arazilerinin köylülere bedelsiz verilmesi halinde devlet gelecekteki büyük gelirden olacak.

Fon'un amacı dışında

7: İşsizlik sigortası fonu, amacına yönelik olarak kullanılacaktır:

Hükümet şu anda işsizlik fonu kaynaklarının bir bölümünü GAP yatırımları, bir bölümünü de istihdamı artırmak, işsizliği önlemek ve işsizlere meslek kazandırmak için kullanıyor. GAP için 4 yılda buradan aktarılan kaynak tutarı yaklaşık 10 milyar lira. Yani yılda 2,5 milyar lira fondan GAP yatırımlarına gidiyor.


Torba yasaya eklenen bir maddeyle fondan istihdamı artırmak amacıyla kullanılacak kaynak da 400 milyon liradan 1,5 milyar liraya çıkacak. Dolayısıyla Fon'un amacı dışında kullanılmasına izin verilmemesi halinde bütçeye her yıl yaklaşık 4 milyar liralık ilave kaynak bulunması gerekecek.

Ticaret kurallarına aykırı

8: Doğu ve Güneydoğuda seçü-miş yatırımlara, sıfır faizli ve uzun vadeli
krediverilecektir: Bu vaadin maddi boyutu hangi yatirımların seçileceğine göre değişiklik göstereceği için kaynak hesabı yapma imkanı yok. Üstelik yatırımlara nakit teşvik vermek uluslararası ticaret kurallarını aykırı.

bugün


 

bakış

Kıdemli Üye
Katılım
22 Kas 2009
Mesajlar
4,717
Tepkime puanı
251
Puanları
0
Konum
İstanbul-Pendik
Türkiye sadece yılda 60 milyar dolar faiz veriyor.3 sene faiz vermese bu para tamamdır.Ama faiz vermemesi içinde borcunu ödemesi lazım.
yani bulunmayacak bir para değildir.Ama türkiyeye milli bir hükümet gelmediği için bulunamıyor.CHP'de bulamaz AKP'de...
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Chp balık dağıtacakmış!

Kemal Kılıçdaroğlu, kurultay konuşmasında 41 maddelik bir vaadde bulundu.

En çok dikkatimi iki madde çekti. Birisi yeni bir anayasa vaadi, ikincisi ise sosyal yardımı herkese bankamatik üzerinden yapacağının ilanıydı.

Anayasa değişikliği çok tartışıldığından ben asıl bankamatik üzerinden ‘sosyal devlet’ konusunu yazmak istiyorum.

Soğuk savaş ve sosyalizmin devamı mantığı ile halkı devlete bağımlı kılmak amacıyla, devlet eliyle halka yardım politikasını yeniden Türkiye’de canlandırmak istemesi; CHP’nin (Kılıçdaroğlu ve ekibinin) dünyayı okuyamadığına işaret ediyor.

Çünkü bu mantık ve politikalar 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla iflas etti. Bunu çok iyi gören Türkiye’de dönemin Başbakanı ve Cumhurbaşkanı Turgut Özal; ‘fikir hürriyeti, din ve vicdan hürriyeti ve serbest teşebbüs hürriyeti` ile bu milleti dünya ile tanıştırmıştı.

Soğuk savaş politikalarından nemalanan ve tekrar siyasete dönenler, onu ve icraatlarının önünü kesmek için yollara düşmüş ve bir kez daha milletin aklını çelmişti. Ve unutulmayan aile fotoğrafı vermişlerdi.

Ve daha kırkına yeni girmiş insanlara, en verimli dönemlerinde emeklilik vererek ülkeyi adeta fil mezarlığına döndürmüşlerdi. Dahası, yeşil kartlarla insanları çalışmadan ve emek olmadan bedavacılığa alıştırdılar.

Tarih tekerrür edercesine şimdi fakirlik ve işsizlik edebiyatı ile Kemal Kılıçdaroğlu ‘Gandi’ yakıştırmalarıyla milletin aklını çelmeye çalışıyor.

Ve buna bir umum gazeteci ve aydın da koro halinde eşlik ediyor.

Beyler, kendinize gelin 2010 yılındayız. Ve rekabetin zirveye çıktığı, bireyselliğin dünyayı sardığı, enformasyonun her daim insanı tıkladığı dönemde, ‘sosyal devlet’ söylemi biraz gerici/e kalıyor.

Sayın Kılıçdaroğlu, Çinlilerin atasözünden yola çıkarak; bir insana her gün balık vererek karnını doyurmaktan öte artık ona balık tutmayı öğretseniz ve yolunu gösterseniz daha inandırıcı olursunuz.

Devlet eliyle yardım yaparak ihtiyaç sahibi insanları mutlu etmek fikri güzel gelebilir. Ancak kimin parasını kime vereceksiniz ve ayrıca bu kadar zengin devletimiz var da neden bizim haberimiz yok?

Hem kaynağı nereden bulacaksınız, bunun da adının koyulması gerekmez mi?

Hem yıllardır yapılan bu yanlış politikalar değil mi ki! Devlet olarak dünya ülkeleri arasında iki yakamız bir araya gelmiyor.

Sözüm ona iktidardaki partiyi yıpratmak ve kötülemek amacıyla, rüşveti kaldıracağız diyorsunuz. Peki sizin yaptığınız-yapacağınız bu icraat ne oluyor? Devlet eliyle rüşvet değil de, ne denir buna?

Üstelik iktidar partisi bunu yaparken insanların yaptığı yardımları bir havuzda toplayarak suiistimallere fırsat vermemek için, yardımları resmi kanallarla ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyor.

Bu da zengin-fakir arasında oluşmuş gıpta damarını tahrik duygusallığını sosyal ilişkiler çerçevesinde devre dışı bırakan bir uygulama değil mi? Ki! Bunun halkın inançlarının bir yansıması olduğunu dünya alem biliyor zaten.

Sayın Kılıçdaroğlu, CHP tabanında bir rüzgar yakalamışken bence bunu, milletin hayrına kullanmanız hem sizin hem de Türkiye'nin menfaatine olacaktır.

Yoksa CHP’nin herkese balık dağıtma vaadi çok da umut verici görünmüyor.

Sayın Kılıçdaroğlu, bu fırsat kurultay ile şimdi elinizin altında.

Hem ekibinizi kurmuşken hem de CHP’de hizmet aşkının yeniden gündeme geldiği, CHP’nin tabanı adına heyecanın arttığı bu fırsat ile; halka balık dağıtma yerine, onlara nasıl iş güç yapılır, olta nasıl kullanılır, hangi sularda balık nasıl avlanırla birlikte; serbest ticaret hürriyeti ve ticari rekabetle ekmeğini kendi imkanlarıyla kazanma yolunu göstermeniz en olumlu adım gibi görünüyor.

İsterseniz eski politikalara devam edin. Yoksulluk ve işsizlik edebiyatıyla devlet kanalından –balık dağıtarak- insanları ‘bankamatik’ yoksulu yapın. Ama unutmayın 2010 yılındayız ve insanlar da 1980'lerin insanı değil.

Siz bilirsiniz.


mazhar aslanoğlu

 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Kemal Sunal Komedisi

Toplam maliyeti eski parayla 200 katrilyon lirayı aşan, geçmişte denenmiş ancak sandığa gömülmüş Demirel usulü vaatleri “Kemal” ambalajına sararak yutturmak çok güçtür.

“Benim adım Kemal, ben parayı bulurum” demenin mali karşılığı yoktur. Vaatlerin içini dolduramazsanız, sözleriniz, komedi filmlerindeki gibi “Kemal Sunal” muamelesi görür.:glm

O zaman adama çıkıp sorarlar: İstanbul’da büyükşehre aday olunca ihtiyaç sahiplerine 600 lira aylık bağlamayı vaat etmiştin, şimdi genel başkansın hadi CHP’li İzmir belediyesinde uygula.

Bununla kalmaz, Halk TV’yi hatırlatırlar: Bakın, Halk TV’de çalışanlar 2-3 aydır maaşlarını alamıyorlar, siz bırakın Türkiye’deki yoksullara maaş vermeyi önce kendi işçilerinizin ücretlerini ödeyin.


şamil tayyar

 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Kılıçdaroğlu on beş milyon yoksulun maaşlarını kendi cebinden vermeyeceğine göre, bir yerden verecek.

Bırakınız Kürt sorununu çözmeyi, daha Kürt lafını bile ağzına alamamasını; ülkeyi kasıp kavuran iki dillilik tartışmasını duymazdan gelişini, Poyrazköy'deki yeni patlayıcılardan bahsetmeyip Ergenekon'a selam yollayışını, yani siyasi programdaki "eski tas eski hamam" görüntüsünü bir kenara koyduk.

Peki ya işsizlik ve yoksulluk için söylediklerine ne demeli? Onlar ne korkunç, ne akla ziyan şeylerdi öyle!

CHP lideri yoksulluk sorununu nasıl bir çırpıda çözüvereceğini birkaç cümleyle açıkladı Kurultay'da.

Aslında çözüm, insana "Şimdiye kadar neden kimse akıl edemedi" dedirtecek kadar basit: Bütün yoksulları maaşa bağlayacakmış. Böylece (Kılıçdaroğlu'nun daha önce açıkladığı rakama göre) sayıları 15 milyonu bulan yoksullar tıpkı işçi ve memurlar gibi her ay başı bankamatikten maaşlarını çekecekler ve yoksulluktan kurtulacaklarmış. Böylece "sadaka dağıtan devlet"ten "sosyal devlet"e geçmiş olacakmışız.

Harika değil mi? Ancak küçük bir sorun var: Kılıçdaroğlu on beş milyon yoksulun maaşlarını kendi cebinden vermeyeceğine göre, bir yerden verecek. Nereden? Tabii ki bizim vergilerimizden... Peki yoksulluğu ortadan kaldırmak için bulduğu bu muhteşem çözümü açıklamadan önce vergi verenlere sormuş mu; sen verginle 15 milyon yoksulu düzenli maaşa bağlamayı kabul ediyor musun, diye? Tabii böyle bir şey aklından bile geçmemiş. Çünkü onun adı Kemal...

Yeni CHP liderinin istihdam konusuna bulduğu çözüm de en az yoksulluğa bulduğu çözüm kadar inanılmaz: "Başbakan, işverene diyorsun ki bir tane işçi al. E sen devletsin, sen alsana! Kendi beceremiyor, işverene çatıyor."

İşte CHP'nin yeni umudu Kılıçdaroğlu'nun istihdam konusundaki dahiyane çözümü de bu. Devlet bütün işsizleri devlete doldurup gizli işsiz haline getirecek. Onlara maaş verecek, böylece de işsizlik sorunu hallolmuş olacak!

İnsan gerçekten merak ediyor; Kılıçdaroğlu birkaç hafta önce Kemal Derviş'le görüşüp ekonomi programı üzerinde fikir alışverişinde bulunmamış mıydı? Derviş'ten CHP'nin ekonomi politikasına destekte bulunması, akıl fikir vermesi istenmemiş miydi? Acaba Kılıçdaroğlu o görüşmelerde istihdam sorununun çözümü konusundaki bu parlak fikrini Derviş'e çıtlatmadı mı? Eminim, kopya çekilir diye söylememiştir.

Eğer söyleseydi Derviş de ona 2002 krizinin asıl sebebinin tam da Kılıçdaroğlu'nun önerdiği politikalar yüzünden; devlet harcamalarını kontrolsüz büyütmekten, devleti gizli işsizler deposu haline getirmekten, bütçenin her yerinde koca koca kara delikler oluşturmaktan çıktığını anlatırdı.

Kendi kara deliklerini bir türlü kapatamayan devletin ülkenin toplam tasarrufunun neredeyse tamamına el koyup iç borç ödemelerinde kullandığını, bankalardaki bütün mevduatı sünger gibi emerek reel kesime kullanacak kredi bırakmadığını ve sanayicilerin kan damarlarını kuruttuğunu; faizlerin aşırı yükselmesine sebep olduğunu bir bir izah ederdi.

Kılıçdaroğlu Ankara'da işsizleri devlete doldurarak işsizlik sorununu çözmekten bahsederken, aynı gün bir başka toplantıda yapılan istihdam tartışmalarından da haberi yoktu muhtemelen.

Zira, Kurultay'la aynı günlerde yapılan Türkiye'de İstihdam Politikası Konferansı'nın ana tartışma konusu hem devlette hem de özel sektörde esnek istihdamdı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer istihdam için kalıcı ve belki de çok radikal tedbirlere ihtiyacımız olduğunu ifade ediyor, "Çalışma hayatında esnekliği arttırmak istiyoruz. Böylece istihdam da artacak" diyordu.

Yani tam da Kılıçdaroğlu'nun tersini söylüyordu.

Evet... Bir yanda Kılıçdaroğlu'nun bütün işsizleri devlete doldurup memurlaştırma projesi; öte tarafta iktidarın bir bakanının, global ekonomik yapı içerisinde rekabet gücü kazanabilmek için emek piyasalarını üretimin yeni ihtiyaçlarına göre yeniden düzenleme; esnek üretim, esnek çalışma, esnek işçi gibi kavramları tartışmaya açma çabaları...

İşte seçimlerde başka şeylerin yanı sıra bu iki farklı ekonomi programı da yarışacak.

Birincisi, iktidar olma umudu taşımayan sorumsuz siyasetçilerin işkembeden attıkları bir palavradan başka bir şey değildir ve sadece cahillere cazip gelebilir.

İkincisi ise, sırtında yumurta küfesi olan, yönetim sorumluluğu taşıyan bir iktidarın antipatik görünmeyi de göze alarak çağa uygun değişimleri gerçekleştirme gayretidir. Ve eminim, biraz olsun ekonomiden anlayan ve sağduyusu olan herkese çok daha inandırıcı gelecektir.

Seçim sonuçları halkın ne kadarının olmayacak duaya amin diyeceğini, ne kadarının sorunlara gerçekçi çözümler arayanların arkasında duracağını ortaya koyacak.

gülay göktürk
 

ummuhan

Kıdemli Üye
Katılım
1 Eyl 2007
Mesajlar
12,943
Tepkime puanı
1,042
Puanları
0
Konum
Arz
Mü'mine inanırız hamdolsun :)
 

redyellow

Kıdemli Üye
Katılım
20 Nis 2010
Mesajlar
2,262
Tepkime puanı
875
Puanları
113
Konum
ankara
Web sitesi
redyellow.besaba.com
291145740cf23e0690d8decea8fcd28a8cd5428d


"Benim adım cemil"

:)
 

redstorm

Üye
Katılım
13 Ara 2010
Mesajlar
25
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Yaş
51
Bu kadar da ucuz politika bu devirde ne kadar sacma. Koskoca halkci partide adam kalmamis demekki hala bunu konusturuyorlar. Ekran kirliligi yapiyor
 

girdap

Ordinaryus
Katılım
8 Şub 2007
Mesajlar
2,541
Tepkime puanı
252
Puanları
0
Lidyalılar parayı çoktan bulmuş

Kılıçdaroğlu'nun kurultaydaki "Benim adım Kemal, parayı bulacağım diyorsam bulurum" sözü sanal alemde günün konusu oldu. Kılıçdaroğlu ile kafa bulan internet kullanıcıları, "Benim adım da keriz" ya da "Dostum, biraz geç kaldın. Parayı, Lidyalılar çoktan buldu" yorumunu yaptı.

İşte Kılıçdaroğlu'nun bu sözleri dünden itibaren unutulmaz sözler arasına girdi bile. Twitter ve Ekşi Sözlük başta olmak üzere birçok site alay konusu olan Kılçdaroğlu, TRT'de yıllarca yayınlanan "Bizimkiler" dizisinde "Benim adım Cemil. Yaparım diyorsam yaparım" diyen Ayyaş Cemil'e benzetildi.

'HALLEDERİZ KEMAL'

Bir başka internet kullanıcısı ise "En Son Babalar Duyar" dizisindeki "Hallederiz Kadir" lakaplı karakterden esinlenip Kılıçdaroğlu'na "Hallederiz Kemal" lakabı taktı.

Kılıçdaroğlu için yapılan yorumlardan bir bölümü şu şekilde:

BİZ DE ONDAN KORKUYORUZ

- Oy kullanacağın seçim sandığını bulamadın ki para bulacaksın, kandırma kendini. Dostum, biraz geç kaldın. Parayı, Lidyalılar çoktan buldu.

- Biri ona Lidyalıların bulduğunu söylesin de daha iyi bir şey üstünde çalışsın.

- Benim adım Kemal, ben parayı bulurum' diyor? Acaba birileri Kemallere gizli gizli para mı dağıtıyor. Adımızı mı değiştirsek.

- Keşke benim adım da Kemal Kılıçdaroğlu olsaydı. Zalim kader.

- Önemli olan parayı bulmak değil yeğen önemli olan adam olmak.

- Yoksa darphanesi mi var?

- İktidara gelelim parayı bulurum, benim adım Kemal. E, biz de ondan korkuyoruz zaten!

BENİM ADIM DA KERİZ

- CHP'lilere Atiye dinlemelerini tavsiye ederim. Ne diyordu Atiye ablamız? Salla.

- Benim adım Kemal değil, şimdi ben para bulamayacak mıyım?

- İşsizlere her ay 600 TL maaş vaat ediyorum! Benim adım Kemal ben vaat ederim! Ama efendim Haydar Baş 2 bin lira vaat ediyor.

- SSK batmaz dediler ben batırdım! Benim adım Kemal, batacak dersem batırırım!Benim adım Kemal, gerekirse halkla kafa bulurum. Bu ifadeden sonra çocuğumun adını Kemal Kılıçdaroğlu koymayı düşünüyorum.

- Benim adım da keriz. Seçim gelsin basıyorum oyumu CHP'ye, merak etme Kemal abim...

Yenişafak
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Adın Kemal ise ‘para’ dersin ama soyadın Derviş olacak

Her kurultayda, kongrede sözler verilir, pespembe dünyalar sunulur millete, umut dağıtılır bol bol.
CHP’nin son kurultayı da böyleydi.

Söze “Yoldaşlarım” diye başladı Kemal Kılıçdaroğlu ardından da sözler verdi Türkiye’ye. Ekonomide devletin yeniden var olacağını söyledi: “Güneydoğu’ya biz gidip fabrika kuracağız!” Ama Güneydoğu’nun sorunu, en azından BDP ve PKK’ya göre fabrika değil Kürt kimliğinin tanınması.

Ne var ki Kılıçdaroğlu, Kürt sözcüğünü ağzına almadı. Allah’tan “dağ Türkleri” falan demedi. Özel sektörü Güneydoğu’ya yatırım için özendireceğini söyledi. Bu, ta Demirel’in ilk yıllarından bu yana söylenir durur. Ecevit’te çok sözler vermişti bu konuda.

Ama hep lafta kaldı, çünkü PKK istemez Güneydoğu’nun kalkınmasını. Yol, inşaat makinelerini yakar; girişimciyi kaçırır, işçiye kurşun yağdırır. Belki Kemal Bey buna bir çare bulacaktır!

Ama en güzel laf şuydu: “benim adım Kemal, parayı bulurum dersem bulurum!” Daha önce IMF’den 40 milyar doları bulanın da adı Kemal’di ama soyadı Kılıçdaroğlu değil Derviş’ti!

Uzun lafın kısası, CHP için yeni bir umut bu Kurultay. Politbüro ve ‘her kötülüğün başı’ diye gösterilen Önder Sav’la başarısızlığın simgesi olarak adlandırılan Deniz Baykal, sahneden silindi.

Bu tablo CHP’yi nereye götürür?

Seçimlere çok az kaldı.

Hep birlikte göreceğiz. Demokrasi kartalı ikinci kanadına kavuşacak mı yoksa tek kanatla uçmaya devam mı edecek?

aziz üstel
 

TakVa

Ordinaryus
Katılım
13 Nis 2007
Mesajlar
2,868
Tepkime puanı
79
Puanları
0
Halk yalana dolana itibar etmedi.
 
Üst