1432. Hicrî Yıl Geldi; Yine MEHDİ yok ortada...

İşte Mustafa Kaplan'ın 3 yıl önceki (zorunlu) son veda yazısı:

“İftirâk” ve helâlleşme vakti


Mustafa KAPLAN

Kâinâtı halk eden Kudret Sâhibi Zât-ı Zülcelâl, yarattığı her şeye dört kademeli tek kánûn koymuş. “1. İctimâ, 2. Hareket, 3. Sükûn, 4. İftirâk” dediğimiz bu kánûn dışına çıkmak için, “yaratılmış” olmamak lâzım! Yaratılmışsan, bu kademelerden geçmek zorundasın.

Ya'nî, zerrelerden toplanacaksın, teşahhus edip harekete başlayacaksın, sonra bir noktada duracaksın, toplandığın gibi de dağılacaksın. Bu kánûn herkes için, bâhusûs canlılar için haydi haydi geçerlidir. Canlıların en mümtâzı olan insan ve insan organizmaları da elbette bu kánûna tâbi'dir.
12 Eylül 1993 târihinde “Beklenen Vakit” adıyla basın sâhasına atılan kadronun içine Cenâb-ı Hak bu fakíri de dâhil etmişti. O “ictimâ” start alıp “hareket” başlamıştı. On beş sene boyunca acılı-tatlılı hayât mâcerâsı içinde sizlerle berâber olduk. Ekibin son hareketi olan “Anadolu’da Vakit” sütunlarında tam 1400 tâne yazı yazdım, duygularımı ve düşüncelerimi bu pencere vâsıtasıyla sizlerle paylaşmaya çalıştım. Bugünkü 1401’inci yazıda ise mecbûren kendimi ele almak gerekti.

Sözü uzatmanın ma'nâsı yok. Bütün dünyâyı kontrol altına alan gizli gücün planlayıp kotardığı aktüel hâdiselere ehemmiyyet vermemek, ehl-i sünnet inancının edille-i erbaa ölçüsünden ayrılmamak, dostluğa ve vefâya zamân ayırmak, kaçınılmaz gerçeğimiz olan ölümü sık hatırlatmak, mü'minlere ârız olan ümitsizlik zehirinin te'sîrini kırabilmek metodunun “demode” olduğunun elbette şuûrundaydım. Ülkenin okuyucu portföyünün ise artık “moda” olanı tercîh ettiğini de görüyordum. Okyanuslar içinde “adacık” olarak kalma gerçeği yüzünden yazmak bana tad vermemeye başlamıştı; ama “ekonomik” gerekçeler ve bir de 17 aylık hapishâne müddeti boyunca vefâsını esirgemeyen Mustafa Karahasanoğlu Bey’e minnet borcum beni engelliyordu.

Vakit organizması “hareket” kademesinde devâm ediyor, fakat fakírde bugün “sükûn” başladı. Bu ise “iftirâk” kademesine geçiş demektir. Ya'nî, ayrılma vaktim gelmiş oluyor. Bu ayrılığın kavgasız-gürültüsüz -çünkü mâzîde çok acı hâtıralarımız vardı- ve “ekonomik” gerekçeli olması ise güzel bir nokta koymak sayılabilir.

Hâsıl-ı kelâm, bütün okuyucularımızdan ve dostlarımızdan helâllik istiyorum. Çok mal harâmsız olmadığı gibi çok söz de yanlışsız olmuyor. Binlerce yazının içerisinde sürç-i lisan etmiş olmamızı nazar-ı müsâmaha ile karşılamanızı istersem, fazla bir şey istemiş olur muyum? Vakit kadrosundaki emektar dostlarımıza başarılar diliyorum.

Ümmet-i Muhammed (sav)’in, Malezya’dan Fas’a kadar tek liderin etrâfında toplanarak yüce Kitâbımızı âleme hâkim kıldığı güzel günleri birlikte görebilmek ümidiyle hoşçakalın…

Bir tebessümle yazımızı noktalayalım: 1432’ye ne kaldı ki!..

Ocak-2008

Genişletmek için tıkla ...

1432. Hicrî Yıl Geldi; Yine MEHDİ yok ortada...

Olan Mustafa Kaplan'a oldu...

1432 ler bitmeeez bu zihniyetle....

Bence ,Mustafa Kaplanın hakkını yemeyelim..Kendisi 1432 dedi, ama 1432 daha bitmedi, değilmi? Son saniyeye kadar hakkı var, bırakın kullansın..

saniyen, bu meselelerde , kesin rakkamlara bel bağlamak, doğru olmasa gerek...

ittiba' Alıntı:

Bence ,Mustafa Kaplanın hakkını yemeyelim..Kendisi 1432 dedi, ama 1432 daha bitmedi, değilmi? Son saniyeye kadar hakkı var, bırakın kullansın..

Genişletmek için tıkla ...

Mesele Mustafa Kaplan'ı çürütmek değil.
Müslümanları bu tür zuhuratlar için tarih verenler konusunda uyarmak.

1433 de geliyor inşaAllah

Mehdi gelmedi ama çok Mehdi'ler gördük Birileri durmadan Mehdi'ler satıyor topluma.

talib' Alıntı:

Mehdi gelmedi ama çok Mehdi'ler gördük Birileri durmadan Mehdi'ler satıyor topluma.

Genişletmek için tıkla ...

bunların içinde Ben adnan oktardan daha çok İskenderi daha büyük tehlike olarak görüyorum aslında..gizli gizli cemaatini genişletiyor ama pek farkedilmiyor bu durum..MPL tv bu adama çalışıyor ve oldukça fazla da izlenme kitlesi var ,iskenderin hiç ismini vermeden çok sinsi bir şekilde önce bozuk fikirleri yerleştiriyorlar..sonra o bozuk fikirle dolan insanlara "işte bakın kastettiğimiz Mehdi resul iskenderdir" deniyor..facete o kadar çok grupları sayfaları var ki o kadar aldanmış kişiler var ki ben şaştım kaldım..Fazla geç olmadan ehl-i tarikatin yetkililerinin bu konuda halkı uyandırması gerektiğini düşünüyorum aslında..İskendercilerin MPL tvde "bizi Menzil cemaatide destekliyor" dediğini çok duydum,gruplarda Nakşibeni tarikatının bütün şeyhlerinin İskenderi kabul ettiğini söylüyorlar..bu yalan bence hemen giderilmeli..en açık uyarıyı Cübbeli yaptı şimdiye kadar..

Hak yolda olanlardan da Mehdi'cilik oynayanlar var, batılda olanlardan da. Diğerleri yine şeriata bağlılar ama cemaat tarafgirliğinden bu işin peşindeler. Zarar batılda olanda tabi ki.

Mihr konusuna bir kaç defa temas etmiş idik. Uyarılar yapmıştık.

MPL Tv'de cemaatin hocaları dini programlar yaparken, güzel hanımlar da değişik programlar yapmaktalar ve esasında amaç, mürşidin gerekliliğini anlatarak cemaatlerine adam kazandırmaktır. Menzil'den mi ne kopmuş bu adam, hem orası için, hem de Kıbrısi tarafı için bizi desteklemektedir derler. Bunların hocalarından birisi Kıbrısi dergahında cemaat bağlılarına sohbet ediyordu. Peki bunlara giden bunlarda neler buluyor. O kadar mı aptallar. Şöyle diyelim, pek çok güzellikler buluyorlar. Çünkü tasavvuf kitabındaki hakikatleri güzellikleri kendilerininmiş gibi satıyorlar ve o arada batıl düşüncelerini empoze ediyorlar. O güzellikleri görenler, ya hu bunlar ne tatlı insanlar, neden yalan söylesinler gibi bir izlenime kapılabilir. Az akıllı olsalar sorarlar, pek çok ulemadan, meşayihtan zat var, kim kabul eder sizi, kimse. Maalesef kanıyor insanlar.

Hatemu'l Evliyâ'ya göre, Mehdi Aleyhisselâm'ın geliş zamanına 20 sene dolaylarında bir zaman var.

fakiri' Alıntı:

Hatemu'l Evliyâ'ya göre, Mehdi Aleyhisselâm'ın geliş zamanına 20 sene dolaylarında bir zaman var.

Genişletmek için tıkla ...

Dede bu 20 seneler hiç bitmiyo ki ! =)

fakiri' Alıntı:

Hatemu'l Evliyâ'ya göre, Mehdi Aleyhisselâm'ın geliş zamanına 20 sene dolaylarında bir zaman var.

Genişletmek için tıkla ...

Bu "20 sene"yi saymaya nereden başlayalım?

sufi7007' Alıntı:

Bu "20 sene"yi saymaya nereden başlayalım?

Genişletmek için tıkla ...

Madem şimdi kafan basmadı, Mehdi Aleyhisselâm çıktığında geriye doğru sayarsın ve nereden başlanması gerektiğini o zaman bulursun !

Mehdi beklemek yerine tasin altina elinmizi sokmamiz lazim. Bir kisi cikipta herseyi yapacak anlayisi müslümanlari pisirikliga yöneltir. Herkes eliiz tasin altina soksun, sorumluluk alsinki, iclerinden de en kalitesi onlara lider olsun.

Ne kadar az insan sorumluluk alirsa, iyi bir liderin cikmasida o denli az ihtimal gözüküyor. Bu gidisle daha cok bekleriz...

Mehdi taslakları da çoğaldı. Tarih verenler de... Tarihleri tutmayanlar da. Bunlar bir imtihan. Bunlara bakıp Mehdi As.'ın zuhurunu, İsa As'ın nüzulünü ve Deccalin hurucunu inkar etmeyelim. Alimler, bu inançları itikad meseleleri içinde saymışlardır.

Kısaca, Mehdi As'ın geleceğini yalanlayan, Allah korusun, Allah ve Rasulünü yalanlamış olur.

Aman dikkat. Bu işler, günaha benzemez. Adam gizlice içki içer, büyük haramdır. Ve lakin bir vesileyle affedilir. Kimsenin de haberi olmaz. Tevbesinde sadık olursa günahı sevaba da kabledilir.

Amma, inanılması ve tasdik edilmesi gerekli konuları inkar edenin, Allah korusun, ameli, sevabı, iyiliği heba olur. Boşa gider.

İman tazalemezse, hatmi acı olabilir. Hafazan Allah.

Dünyanın Kurucusu ve Mutlak kurtarıcısı yardım edeni Allahtır Neden Dualarımızı yapıp dünyanın daha güzel olması için dilemiyoruz yada istemiyoruz?...Neden dua etmeyi unutuyoruz yada yapmıyoruz.?...Ne çabuk unutuyoruz bizler insanlar olarak kuluz ve kullar olarakta yapmamız gereken sorumluluklarımız var bizler tammıyız bilemeyiz kendi adıma söylemem gerekirse eksik yanım oldukça çok var eğer eksik yanlarımızı bilebiliyor isek önce bu yanlarımızı tamama erdirebilmeliyiz

İnsanlık hata yapınca kaçımız dogruları söyledi yada bak güzel kardeşim bu hata sen burada hata yapıyorsun dogrusu bu dedi...kaçımız insan öldürüldüğünde sesini yükseltebildi....kaçımız yolda bir yetimi açı gördüğünde sahiplenip onlara aş yuva olabildi...

Sonrasında dine hizmet konusunda hangi icraatlar oldu ...İnsanların birleşmeleri konusunda neler yapıldı?..sevgi kardeşlik dünyada ne kadar anlatılabildi?...

Yazmakla bitmez...Bugün Mehdi geldiğini duysak karşısına çıkıp neyi söyleyebileceğiz....

yoksa şunu mu diyeceğiz...

Mehdi hoşgeldin kusura bakma bizler yan gelip yattık hiç bir şey yapmadık ..inan bir şeyler denedik ama olmadı işte senin eksikliğin olmasa inan başarırdık bir olurduk...

İnsanların yüzyıllardır asırlardır sığındığı hep bilindik bahaneleri...mehdi geldiğinde karşısında aslanlar gibi çalışan insanlık için üreten dini için hizmetlerde sınır tanımadan tüm çografyayı aşan mert cesur yigit insanları dürüst samimi insanları görmeyi arzulayacağını ne kadar çabuk unutuyoruz...

Unutmayalım ki Mehdiye verilen en büyük özellik İnsanları tanıyor olması...Kadrosuna dahil edeceği kişileride oldukça bilen olması...Allah katından bilgilerle donatılmış güzel bir kardeşimize büyüğümüze karşı daha hazırlıklı olabilmeliyiz...daha güçlü bir yapı bırakabilmeliyiz...İnsanlara dogruları güzellikleri şimdiden anlatabilmeli hata yapanları korumak yerine adalete teslim etmesini ögrenebilmeliyiz...Para değil İNSAN önemli diyebilmeli ve örnekte tastik olabilmeliyiz..

Allah neyi ne zaman nasıl isterse o olur...Hüküm ve Hikmet sahibi yüce Allahtır.. Allahın engin bilgisinden tek dileğimiz.. Allahımıza yakışır yaraşır insanlar olabilmek..Her insanın arzusuda Allaha yakın olması gerekir diye düşünüyorum hem kalben ve hem de imanen..

Böyle.

bu konuda cübbeli Ahmet hocanın konuşmalarını dinlemek faydalı olur