İkinci asr-ı saadet yakınlaşıyor

Yaptığımız sıcak söyleşi de Ümit Hanım'ın, hayata bakışı ve yaşam sevinci bizleri çok etkiledi. Ümit Hanım'ın kalbinde, tüm kâinat mahlukları için beslenen hakiki muhabbeti görmek mümkündü. Ehli Mü’min’de olduğu gibi bilhassa İman etmemiş insanlar içinde, belli sayılarda günlük olarak onların adına Besmele-i Şerif çekmesi; kalbindeki tüm kâinat için barındırdığı insan sevginin ve aşkının bir göstergesiydi.

Ümit Hanım’da gördük ki, yaşamında herbirşeyi çok önemsiyor ve herbirşeyi kayıt altına alıyor. Rüyalarını yazdığı defterlerinden, sohbet esnasındaki önemli bulduğu bilgilerin yazıldığı defterlere kadar herbirşeyi kaydediyor olması bizi hakikaten derinden etkiledi. Hayat neşesi, hoş kahkahası, yüzündeki sıcak tebessümü adeta içimizi ısıtmıştı.

Hani ışıklar vardır; yandığı zaman hem kendini artarak aydınlatan, hem de etrafını aydınlatan; öylesi bir ışık hakimdi gözlerine ve çehresine. Ayrıldığımızda dimağımızda kalan sohbetin tarif edilmez lezzeti ve yansıttığı parlak ışığıydı. Ve birde özenle hazırlamış olduğu leziz ikramları eşliğinde paylaştığı hikâyeleri.

Şimdi bu tarifi imkansız hoş sohbetten kısa notları sizlerle paylaşıyoruz.


Dünyadaki gidişata bakıp bizlere neler söylemek istersiniz?

Allah bütün dünyayı İslam ile müşerref eylesin. İkinci asr-ı saadetin başlamakta olduğunu hissediyorum. İkinci asr-ı saadetin toprak altında kök verip filizlendiğini de hissediyorum. Beşeriyetin önünde islamiyet’ten başka hiçbir alternatif yok! Hz. Adem’den bu yana ben yirmi milyar insan halk ettiğini düşünüyorum. Yani çok kalabalık değiliz beşeriyet olarak. Allah kıyameti geciktirsin inşallah. Şu an beşeriyet en büyük nüfusa sahiptir.

Bir büyük varlık sorgulaması içinde inananlar, kurtulanlar, ehli necat, ne mutlu inşallah bizde onlardan oluruz. Sefine_i Nuh’a binenlerden oluruz. Sefine_i Muhammed’de bulunanlardan oluruz inşallah. Geriye kalanların bir kısmı bu konuma girmiyor, zekâ dereceleri müsait değildir. Diğer kalanlar ise kendini uyuşturuyor bir şekilde.

Sonuç olarak; beşeriyetin aklı artıkça imana olan ihtiyacı da artacaktır. Ben çok seyahat ettiğim için, öncülerini dünyanın birçok ülkesinde bu öncü insanları gördüm. Mesela son gezimde; İran’da, dünya entelektüel Müslüman kadınlar tanışma toplantısında bir Japon kız tanıdım. Amerika da hukuk doktoruydu. Nurun ala nur Maşallah.. Ve Norveçli bir kız tanıdım. Çok çalışkan, güçlü, imanlı, ümit vadeden pırıl pırıl bir gençti kızdı. Bunlar Allahın özel seçtiği mayalar. Bunlar kendi ülkelerin başlangıç mayalarıydı bence..

Rüyalarım var mesela; Bil Clinton’un Müslüman olduğunu Hillary Clinton’dan öğrendim ve Bill Clinton’nun, İslamiyet için sonsuz servet harcayacağını ve eşinin başında benim hediye ettiğim bir eşarbı taktığını gördüm. Ben rüyalarımı da hiç atlamıyorum.

Hayat puzzlem’da boşluk yoktur. Bu sebepten dolayı dua ediyorum. Dünyada gidişat olarak ahlaksızlık belirgin olsa da; ben her şeyin maya meselesi olduğunu düşünüyorum. Nasrettin hocanın yaşadığı memlekette yaşıyorum ve maya ile gölün yoğurt tutacağını biliyorum. Bunun için dua ediyorum. Benim vazifem dua etmektir..


Bize de Ümit Meriç Hocamızın duasına Amin.. Amin.. demek düşer.


Sinay Avşar
​