yargılama olmadan bir şeyin doğruluğunu bilemezsin
sen de aynısını yapıyorsun
ama gel gör ki ikimiz aynı şeyi anlamıyoruz
sana göre herkesin kendi bakışı doğrudur.
bana göre doğru olan kitabın kendisidir.
en çok kitabı doğru okumuş olan daha doğrudur.
Ben kuran ve sünnete inanıyorum edım
sen neye inanıyorsun
Güzel kardeşim senin kitap anlayisin ve arabiyyen anlayışın farklı sen olaya materyal olarak bakıyorsun.
içinde bulunduğun toplumun mevcut bilgi birikimi deki verileri işliyorsun oradan çıkman gerek okuduğun Mustafa bile bunu söylüyor ben kafamdan uyduruyorum.
Sen kuran ve sünnete inanıyorsun evet ama nasıl mesele zaten burada
Bana göre sana göre yok mevcut sistem var bu sistemi Sen ve ben yapmadığımız göre okunacak olan şeyde bu sistemin kendisi oluyor. Zaten Sen zihninde bu sistemi okuyorsun optik okuyucu gibi hersey senin zihninde hardiskte yazılı beyin bunları okur ve organları Sen kontrol etmezsin her organın dili işlevi farklı olsana birbirleri ile aralarındaki bağ birlik yani Tevhid bilinci ile hersey kendi görevini bilir ve ikame eder. Sen sadece olayları yaşar ve anlam kazandırırsin ve bu anlamı hayat içinde okumaya dair meleklerin var iyi yada kötü olanı ayırt edebiliyorsun.
Sistem inançlı yada inançsız ayırt etmez işlevi gereği herkese adil davranır. Mesele insan üzerindeki sorumluluk olan iyi ve kötü dengesidir. Bireysel hareket ve bencillik sistemi bozar denge şaşar, Sen oturduğun yerden gazzeye dua et anlamsız kalır çünkü insan olarak eylem şarttır. Hareket edip Tevhid bilinci adaleti temel olarak isletmiyorsun.
Senin sünnet anlayışında zulüm görenlere yardım etmek yok mu? Kuran ne diyor?
Siz okurken nasıl okuduğunuzu bilmiyormusunuz? Dil ile mi okuyorsun yoksa zihin yorumumu zaten gerekli olan sana verilmiş iyi ve kötü olanı biliyorsun. Yapman gereken şey önce adalet tesisi ve bunu önce inancında yapacaksın.